Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,8412
Dolar
Arrow
33,9580
İngiliz Sterlini
Arrow
44,8874
Altın
Arrow
2747,0000
BIST
Arrow
9.771

Bize bugünleri yaşatan MHP’liler… “Basın geri!”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP adayı Ekrem İmamoğlu iki gün önce Sancaktepe’de AKP’nin çadırını ziyaret etmiş ve görevlilerle tek tek tokalaşmıştı.

Hatta stanttaki AKP’liler kendisine, “Başkanım gelin sizi de üye yapalım” diye takılmıştı.

O da “Ne kadar çok istiyorsunuz beni, sevindim” diye yanıt vermiş; ziyaret gülüşmelerle, kucaklaşmalarla sona ermişti.

Sonra CHP Sancaktepe Belediye Başkan Adayı Alper Yeğin ile birlikte MHP’ye ait seçim çadırına da nezaket ziyaretinde bulunmak istedi.

MHP İlçe Başkanı Arzu Karaalioğlu karşısına dikildi ve bir kadının zerafetine ve siyasi nezakete yakışmayacak bir şekilde “Geri bas, geri bas” diye bağırdı.

Sonra şunları söyledi:

“Siz gidip pazarlık masasına oturduklarınızla ‘dem’lenin!”

İmamoğlu gördüğü bu saygısızlık karşısında büyük şaşkınlık geçirdi ve sadece “Sakin olun” diyebildi.

Sonra da olay çıkmasın diye çadırdan ayrıldı.

*

“Geri bas, bas geri…”

Bu söz, kime söylenir?

Ata, eşeğe!

Bir kadın siyasetçi bu ülkenin en büyük kentinin belediye başkanına, utanıp sıkılmadan söyledi bu sözleri…

Aklınca İmamoğlu’nun ve CHP’nin DEM’le gizli ittifak yapmasını protesto etti.

Protesto etmek her vatandaşın, hele hele bir siyasetçinin en doğal hakkıdır.

Tek bir şartla…

Nazik olacaksın, haddini bileceksin, hakaret etmeyeceksin!

Kendine yapılmasını istemediğin hiçbir şeyi başkasına yapmayacaksın!

Arzu Hanım’ın yaptığı şey ise yangına körükle gitmektir ve son derece tehlikelidir.

Ya şimdi herkes birbiriyle böyle konuşmaya başlarsa… CHP’liler de gördükleri yerde “Düne kadar ip attığınız Erdoğan’a şimdi stepnelik yapıyorsunuz. Asıl siz geri basın” derse…

Sokaklar, meydanlar, partililer arasında çıkan kavgalara, çatışmalara sahne olursa…

O zaman ne olacak?

*

Arzu Hanım…

Birazcık yüreğiniz varsa, her fırsatta terörü ve terör örgütünü lanetleyen bir partiye değil de; o terör örgütünün yasal ve yasadışı bütün temsilcileriyle yıllarca açılım pazarlığı yapan iktidar ortağınız AKP’ye…

İttifakınızın yeni ortağı, eli kanlı Hizbullah’ın temsilcilerine…

Osmanlı’yı övmek isterken Atatürk’e ve Cumhuriyet’e saldıran şerefsiz siyasetçi eskilerine…

Aradan geçen bunca yıla karşın Fetullahçı Terör Örgütü’nün siyasi ayağını koruyan ve kollayanlara…

“Geri bas” demeyi deneyin!

*

Açık açık yazıyorum.

Bugün itibarıyla bu ülkenin başındaki en büyük bela, halk deyişiyle “kıçı başı oynayan”, “dik duramayan”, “esen rüzgara göre yön değiştirip duran” siyasetçilerdir.

Bana göre en tehlikeli siyasi parti de AKP değildir. 

Çünkü adamlar niyetlerini hiç gizlemiyorlar. 

“Hilafet” diyorlar…

“Şeriat” diyorlar…

“Ümmet” diyorlar…

Bu hedefler doğrultusunda da adım adım yürüyorlar!

Hepsi anayasaya ve yasalara aykırı olan bu hedeflere ulaşmalarını engelleyemiyorsak; suç bizde…

Suçun en büyüğü de… 

Dün dediğinin tam tersini yapan…

Atatürk ilke ve devrimlerini yok sayan herkesle ittifaka giren…

Anayasa Mahkemesi başta olmak üzere Cumhiriyet’in kazanımlarına savaş açan MHP’de…

*

Devlet Bahçeli’ye bakın:

Gözlerinde sürekli bir kin, dilinde bitip tükenmek bilmeyen bir nefret var…

Tutturmuşlar bir “Turan, Turan…”

Ancak bırakın “Turan”ı, Türkiye’yi bize kaybettiriyorlar; haberleri yok!

Devleti yıkmaya ant içmiş ne kadar yapı varsa; onlarla el ele, kol kola, omuz omuzalar!

Üç beş bürokrat ya da siyasetçi koltuğu uğruna, laikliğe de arkalarını döndüler, halkçılığa da…

Daha ötesini yapıp “Türk milliyetçiliği de dahil olmak üzere her türlü milliyetçiliği ayakları altına aldığını” söyleyen bir adamı sırtlarına alarak, ülkeyi yangın yerine çevirdiler!

*

İddia ediyorum:

Tarihçiler ileride bugünleri yazarken…

AKP’yi değil…

MHP’yi birinci sıraya oturtacaklar!

Çünkü eğer MHP on yıldır böylesine değişip dönüşmeseydi ve kendi değerlerine ihanet etmeseydi…

Bugün ne AKP kalırdı ne de onun gizli emelleri!

*

Evet; Arzu Hanım…

Çadırınıza nezaket ziyareti yapan “karınca ezmez” bir siyasetçiye köyünüzün dağlarında koyun otlatan çobanlar gibi “Geri bas, bas geri” diye bağıracağınıza…

Gerçekten ülkücüyseniz, milliyetçiyseniz, bu ülkenin kutsallarına bağlıysanız; partinizin düştüğü bu halleri sorgulayın.

Ve yüreğiniz yetiyorsa…

Sizi ve partinizi bu hallere düşürenlere “Geri bas”  deyin!