Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
38,1883
Dolar
Arrow
34,1181
İngiliz Sterlini
Arrow
45,8147
Altın
Arrow
2914,0000
BIST
Arrow
10.042

Boşa gitti onca dolar!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda konuştu. Konuşmasının tamamına yakınını Gazze’ye ve Türkiye’nin çevresindeki sorunlara ayırdı. 

Ancak ağzına Türkiye’nin uluslararası sorunlarından birini bile almadı!

Örneğin; ülkemizin nüfus yapısını değiştirecek kadar çoğalan Suriyelilere, Afganlılara, Afrikalılara değinmedi…

Katil İsrail’e yüklendi; Filistin’e, Lübnan’a sahip çıkılmasını istedi.

Ukrayna-Rusya Savaşı’nın neden olduğu tehlikelere dikkat çekti.

Eyvallah da… 

Onun BM kürsüsüne çıkmasından sadece birkaç saat önce topraklarımıza ayak basan kar maskeli  Yunan askerini şikayet etmedi.

Komşumuzun, 105 yıl sonra ilk kez cüret ettiği bu tecavüzü dünyaya anlatmadı!

“Bu bir skandaldır” demedi.

Ayrıca Yunanistan’ın, burnumuzun dibindeki bize bağlı yirmiye yakın adayı işgal etmesini ağzına bile almadı.

“Bu işgal sürerse ve BM buna seyirci kalmaya devam ederse, topraklarımızdaki egemenlik hakkımızı kullanmak için gerekirse askeri yönteme başvuracağız” demedi…

Diyemedi!

Artık kabak tadı veren “Dünya beşten büyüktür” sözünü defalarca tekrarlayarak sözüm ona emperyalist devletlere çattı. 

Ama o beş ülkenin adlarını bile sıralayamadı!

***

Suriye’deki iç savaşın sorumluları hangi ülkeler?

ABD…

İngiltere…

Rusya…

Biraz da diğer AB ülkeleri!

Peki iç savaş çıkınca bu ülkelere giden toplam Suriyeli mülteci sayısı kaç?

Bizdekinin onda biri bile değil!

Çünkü biz, gazoz parasına tampon ülke olmayı kabul ettik!

Ama bizim Cumhurbaşkanı, BM’de bunu anlatmıyor! 

“Bizi kandırdınız, başımızı büyük belaya soktunuz” diyemiyor.

Sanki bir faydası olacakmış gibi; Filistin halkının katillerini yine o katillere şikayet ediyor…

***

Dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda konuşan Recep Tayyip Erdoğan’ı dinlerken bir an için gözlerimi kapattım. Kendisini tanımayan birinin, konuşan kişinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı olduğunu tahmin etmesi kesinlikle mümkün değildi.

Dünkü hatip, olsa olsa BM Genel Sekreteri olabilirdi.

Çünkü dünyadaki her soruna değindi; bir tek Türkiye’yi ağzına almadı.

En azından vatandaşlarımızın yıllardır yaşadığı vize sorununun bir işkenceye dönüştüğünü, bunun bir insan hakları ihlali olduğunu anlatsa buna bile razıydım.

“Helal olsun” derdim!

Ama… Yapmadı.

***

Konuşma bittikten sonra CNN Türk, NTV, Habertürk gibi kanallarda yapılan yorumları dinledim. 

Neler dediler, neler!

Onlara göre yok dünyaya meydan okumuş…

Yok beş büyüklere hadlerini bildirmiş…

Yok İsrail’in aklını başından almış…

Yok Türkiye’nin bölgenin en önemli aktörü olduğunu bir kez daha dünyaya ilan etmiş…

Miş, miş, miş!

Gece boyunca dinlediğim onlarca yorumcudan biri bile gerçekleri söylemedi.

“Cumhurbaşkanı havanda su dövdü” diyemedi.

***

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı dün BM Genel Kurulu’na hitap etti.

Filistinli olsaydım, çok duygulanırdım.

Iraklı olsam, gider boynuna sarılırdım.

Ukraynalı olsam, “Helal olsun” derdim.

Ama Türk’üm…

Ve bu konuşma bize yapılan haksızlıkları, diğer ülkelerin Türkiye’yi bir tür “göçmen önleme bölgesi” olarak görmesinin başımıza açtığı belaları, Yunanistan’ın küstahlıklarını içermedi!

***  

Şimdi ben açlık sınırına mahkum edilen bir emekli Türk vatandaşı olarak, Cumhurbaşkanı’nın ABD ziyaretinin getirisini ve götürüsünü hesaplamayayım da ne yapayım?

Götürü belli:

Uçaklar dolusu beleşçi…

Konaklamalar, yemeler, içmeler…

Saraya kesilen faturalar…

Getiri:

Sıfır!

***

Eeee; o zaman ben ne anladım bu işten?