Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,6287
Dolar
Arrow
34,8925
İngiliz Sterlini
Arrow
44,3362
Altın
Arrow
3006,0000
BIST
Arrow
10.126

Boyaysa boya; size ne?

Son 24 saatte Türkiye’nin en fazla konuştuğu konu, hayat pahalılığı değil.

Sefalet ücretine dönüşen asgari ücret ya da emekli maaşları da değil…

“CHP’nin yerel seçimlerden Türkiye’nin en büyük partisi olarak çıkması” diyorsanız… Bu da çoktan eskidi.

Ne Antalya’da düşen teleferik, ne İsrail ile İran arasında çalmaya başlayan savaş tamtamları, ne de gözden düşen İYİ Parti’nin Olağanüstü Kurultayı hazırlıkları…

Mutlaka duymuşsunuzdur; Türkiye’nin sosyal medyada en çok konuştuğu konu, Özgür Özel! 

*

Ancak… 

CHP’yi 50 yıl sonra birinci parti yapmasıyla ilgili değil bu birincilik!

Tam 22 yıldır ülkeyi babalarının çiftliği gibi yöneten iktidar mensuplarına yaşattığı panik de değil…

Konu; saçlarını boyatması, daha genç bir görüntüye bürünmesi, yüzüne de botoks yaptırması!

Diyorlar ki, “Önce ses tellerinden ameliyat oldu, artık daha kalın bir ses tonuyla konuşacak… Sonra gözlerine lens taktırdı, gözlükleri attı. Ve son olarak da saçlarını boyatıp botoks yaptırdı. Erkek adam saçını mı boyar? Bu adam mı ülkeyi kurtaracak?”

*

İyi de size ne?

Ses teli onun, göz onun, saç onun, alın ve yanak onun… 

Haklı olarak seçimden sonraki yorgun görüntüsünden sıkılmış olabilir.

Aynaya bakınca kendisini daha dinç, daha enerjik görmek istemiş olabilir; ne var bunda?

Size aykırı geliyorsa, lapiska saçlarınızı boyatmazsınız olur biter!

Ha, “Dinen, minen” diye fetva vermeye de kalkmayın boşuna! Çünkü o kapı da kapalı… İslam dini erkeklerin de kadınların da saçlarını boyamasına izin veriyor.

Geriye ne kaldı?

Ruh sağlığı! 

Hiç merak etmeyin şu anda ülkenin tüm psikiyatrları biraraya gelse… 75 milyonun tek tek akli ve ruhi sağlığını araştırma konusu yapsa…

Özgür Bey en sağlıklı çıkacaklar listesinde olur.

Öyle ya; “Yenilmez” denileni yendi, “Yıkılmaz” denileni yıktı.

*

Önemli olan kafanın üstündeki kıllar değil beyler, bayanlar…

O kafanın içindekiler, aslolan!

Kimileri 76 yıl saksı gibi taşır o kafayı; “bisküvi” demesini beceremez… Ülkeyi karıştırmaktan, halka ihanet etmekten, rejimi değiştirenlere yancılık yapmaktan, bütün tükürdüklerini yalamaktan başka hiçbir işe yaramaz. Vatandaşların çıkarı için tek fikir üretmez…

Kimileri 70 yıl boyunca sadece kin dolu bir kafayla dolaşır ortalıkta; diktatör kesilir, asar, keser…

Kimileri 68 yaşındadır; sabun gibi elde durmaz! Kendisine en güvendiğiniz anda, masayı dağıtır, pişmiş aşa soğuk su katar.

*

Bazıları ise sadece 50 yaşındadır ama, “Değişim” der, “Eşitlik” der, “Özgürlük” der, “Adalet” der, “Demokrasi” der… Üstelik tüm söylediklerine de daha bu yaşında ülkenin yarısını ikna eder…

Çünkü kafasının içi doludur onun. Umut vermektedir. Gece karanlığına bürünen beklentileri, şafağa taşır…

İster saçını boyatsın…

İster botoks yaptırsın…

İster yağ aldırsın…

İster lens taksın…

Kimse uğraşmaz bunlarla… 

Çünkü bunların hepsi özel hayattır.

Sadece sahibini ilgilendirir…

*

Şimdi her ekrana çıktığında Özgür Bey’i süzüp kıs kıs gülen yıpranmış, tükenmiş, halkı yoksullaştırmış siyasetçilere ve hala onların değirmenlerine su taşıyanlara sözüm:

Siz değil saçınızı boyatmak, boya fıçısına batıp çıksanız bile nafile!

Çünkü mal ortada…

Size boya da kar etmez!