Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,8412
Dolar
Arrow
33,9580
İngiliz Sterlini
Arrow
44,8874
Altın
Arrow
2747,0000
BIST
Arrow
9.771

Cumhurbaşkanı’nın en önemli ‘atama’ kriteri!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, boş bulunan Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine Cumhurbaşkanlığı Sarayı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı’yı atadı.

Peki; kim bu arkadaş?

Kim olacak; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; Saray’ın tüm idaresini ve hesap kitap işlerini emanet edebileceği kadar güvendiği bir isim…

Ayrıca koyu bir AKP’li…

Kendisini ayrıca daha geçen hafta gündeme gelen bir haberden hatırlayabilirsiniz:

AKP Ankara İl Başkan Yardımcısı Serkan Korkutata ile lüks bir restoranda yemek yemiş ve iki kişilik yemeğe tam 168 bin lira ödemişti.

Bu haberi yayınlayan yüzden fazla internet sitesine de aynı gün “erişim yasağı” aldırtmıştı.

***

Derdim Metin Bey değil… Ahmet olmazsa Mehmet; nasıl olsa birbirlerinden hiçbir farkları yok…

Seçilen yeni üye; Saray’daki ya da partideki görevi neyse; Anayasa Mahkemesi’nde de onu yapmak zorunda! Metin Bey de şimdi bu görevini yerine getirecek.

Anayasa Mahkemesi’nin görüşeceği konularda Saray’dan gelen emirler doğrultusunda el kaldırıp indirerek karar verecek…

Ne demişler; “Yaşasın tam bağımsız yargı ve yaşasın hukukun üstünlüğü!”

***

Benim asıl derdim başka…

Gerçek Gündem Genel Yayın Yönetmeni Seyhan Avşar dün Cumhurbaşkanı’nın en yakınındaki isimlerden birine bu atamayı sormuş… Metin Bey’in hangi özelliği nedeniyle seçildiğini öğrenmek istemiş… Aldığı yanıt aynen şöyle olmuş:

“Cumhurbaşkanımız AYM üyeliği için son iki aydır başörtülü kadın bir aday arıyordu. Ancak olmadı. Çünkü seçilecek üyenin hukuk fakültesi mezunu, yüksek bürokrasiden bir isim olması gerekiyordu. Bu şartlar olmasa, şimdiye kadar başörtülü pek çok kadın aday bulunabilirdi. Metin Kıratlı ismi de gündemdeydi. Ama uygun aday bulunsaydı Kıratlı üye yapılmazdı…”

*** 

Buyurun buradan yakın!

Demek ki neymiş; Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli hukuk kurumuna üye olarak atamak için iki ay boyunca “türbanlı” bir kadın aramış…

Yasa gereği o üyenin hem hukukçu hem de yüksek bürokrat olması gerekiyormuş…

Gelin görün ki böyle bir isim koskoca Türkiye’de bulunamamış…

Öyle olunca, durumu idare etmek için Saray’ın İdarı Müdürü görevlendirilmiş…

Ama benim derdim bu da değil…

***

Peki; ne benim derdim?

Koskoca Cumhurbaşkanı acaba başka hangi görevlere “başörtüsü kriteri” ile atama yaptı?

İşte; bu!

Örneğin kabinedeki kadın bakanlar, eğitimlerine, uzmanlıklarına, liyakatlarına göre değil de başörtüsü taktıkları için mi koca bakanlıkların başına getirildi?

AKP’li kadın milletvekilleri böyle mi belirlendi?

Acaba Cumhurbaşkanı; yetkisi dahilinde olan…

MİT Başkanı’nı…

Diyanet İşleri Başkanı’nı…

Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri’ni…

Devlet Denetleme Kurumu Başkanı’nı…

Savunma Sanayi Başkanı’nı…

Bakan yardımcılarını…

Cumhurbaşkanlığı ofis başkanlarını…

Cumhurbaşkanlığına bağlı kurum ve kurul başkanlarını…

TRT Genel Müdürü’nü…

T.C. Merkez Bankası Başkanı’nı ve yardımcılarını…

Sayıştay Başsavcısı’nı…

Valileri…

Büyükelçileri…

RTÜK üyelerini…

TMSF Başkan ve üyelerini…

ÖSYM Başkanı’nı…

YÖK Başkanı’nı…

Rektörleri…

AFAD Başkanı’nı…

Gelir İdaresi Başkanı’nı…

KOSGEB Başkanı’nı…

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı’nı…

TOKİ Başkanı’nı…

Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı’nı…

Türkiye Varlık Fonu Yönetim Kurulu Başkanı’nı ve üyelerini…

Kamu kurumlarının genel müdürlerini…

Bu kritere göre mi atadı?

Atanacak kişilerin liyakatlarına, becerilerine değil de kendilerinin ya da eşlerinin türbanlı olup olmadığına mı bakıldı?

***

Seyhan Avşar deneyimli bir gazeteci. Yalan haber yazacağına asla ihtimal vermiyorum.

Şimdi ona düşen bir görev daha var:

Yukarıda sıraladığım “cumhurbaşkanı tarafından atanılan makamlar”da oturanları tek araştırmalı ve kaçının kendisinin ya da eşinin “turban kriteri”ne uyup uymadığını ortaya çıkarmalı!

Eğer çoğunluk bu kritere uyuyorsa…

Fakültelerde dirsek çürüten gençlere yazık oluyor…

Diplomayı aldıktan sonra gitsinler bir tesettür mağazasına; sonra da bir AKP örgütüne…

Oldu da bitti, maşallah!

***

Ne yalan söyleyeyim; bu konuda şaka yapmak bile ağrıma gidiyor!

Vah güzelim Türkiye Cumhuriyeti’ne ki… Ne vah!

***

Bu arada Anayasa Mahkemesi üyeliğine atanan Saray İdare Müdürü’ne de “İyi idareler” diliyorum!

İcraatlarını ilgiyle izleyeceğiz!