Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

Hedef bir ay gecikmeli olarak hayata geçirildi!

Allah rahmet eylesin…

Demokrasiden, haktan-hukuktan, adaletten, milletin kayıtsız şartsız egemenliğinden yana olan tüm “iyi insanlar”a sabır diliyorum.

Dün bunların hepsinin “yazılı belgesi” olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı kaybettik.

Ruhuna Fatiha!

“Merhumeyi nasıl bilirdik?

İyi bilirdik…

Haydi; gömün toprağa…”

*

Şaka değil, acı gerçek bu…

Bir ülkede anayasa; hem de o ülkenin seçilmişleri tarafından katledilirse…

Buna Yargıtay gibi bir üst derece yargı kurumu alet edilirse…

Meclis Başkanı, bu ayıbı hayata geçiren kişi olarak tarihin kayıtlarına geçmemek için çareyi resmi ziyaret adı altında bir Arap ülkesine kaçmakta bulursa…

Yüzbinlerce vatandaşın kullandığı oy, bu ülkenin milletvekilleri tarafından çöpe atılırsa…

Durum ne yazık ki tam da budur!

Anayasa ölmüştür…

Ölmüştür demek de yanlış; katledilmiştir!

Bugüne kadar defalarca delik deşik edildiği halde can çekişmeye devam eden bu düzen, resmen bitmiştir!

*

Mesele Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi değil…

Keşke bu kadar basit olsaydı.

Mesele Türkiye Cumhuriyeti’nin “hukuk devleti” olma özelliğinin öldürülmesi meselesidir!

Hukuk devleti katledilirse ne olur?

Adınız bile tartışmalı hale gelir!

Sahip olduğunuz hiçbir şeyin garantisi kalmaz!

Sizi yönetenler bir gecede karınızı, kocanızı bile sizden boşayabilir, bankadaki paranıza el koyabilir, seçimleri ortadan kaldırabilir…

Eğitiminiz, uzmanlığınız, zekanız beş para etmez!

Şirketiniz kapatılabilir, seyahat özgürlüğünüz elinizden alınabilir, düşüncelerinizi açıkladığınızda idamınız bile istenebilir.

*

Diyeceksiniz ki “Abartma, ağır ol, molla desinler…”

Siz bugüne kadar hep ağır oldunuz da ne oldu?

Dünkü sonucu önleyebildiniz mi?

Bu saatten sonra, elle gelen düğün bayram!

Anayasal düzen öldürülmüştür; yerine gelen düzenin ismi babayasal düzendir…

Babalar gibi satarlar…

Babalar gibi yalan söylerler…

Babalar gibi şiddet uygularlar…

Anayasadan ve hem insan, hem de vatandaş olmaktan kaynaklanan tüm haklarımızı, babalar gibi silip atarlar!

*

Babalar kızmasın; kötü babaları kast ediyorum elbette… Vicdansız, hayırsız babaları…

Hayatlarını evlatlarına adayan babaları değil!

Demokrasilerde anayasanın öldürüldüğü yerde hukuk da ölür…

Adalet de ölür…

Mahkemeler hak değil, hüküm dağıtır!

Güçlü güçsüzü, filler karıncaları ezer!

Sığınacak ne bir yasanız kalır, ne bir köşeniz!

Bir dakikada suçlanıp, iki dakikada yargılanır, üç dakikada da darağacını boylarsınız…

Çünkü anayasa ölünce, idam bile hortlar!

*

Dün sadece anayasa değil; Atatürk’ün, Kurtuluş Savaşı’nın ilk günlerinde kurup tıkır tıkır çalıştırdığı Türkiye Büyük Millet Meclisi de öldü.

Doğumu 29 Ekim 1923, ölümü 30 Ocak 2024…

Ruhuna Fatiha!

Merhumu nasıl bilirdik?

İyi bilirdik…

Haydi gömün toprağa…

*

Can Atalay’ın milletvekilliği düşürülmüş, düşürülmemiş; ne yalan söyleyeyim, umurumda bile değil…

Dün Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli çöktü.

Bina üzerimize yıkıldı.

Bundan sonrası felaket…

Hani hep diyorlardı ya “2023 hedefi” diye…

Meğer hedef “anayasal düzeni yıkmak”mış…

Hedefi sadece bir ay şaştılar!

Kısacası; hedef vuruldu, anayasa öldürüldü…

Geride kalana ise biz babayasal düzen diyoruz…