Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

İhanetin adı unutmaktır!

Bu hafta, 17 ve 25 Aralık 2013 tarihlerinde düzenlenen iki ayrı operasyonun onuncu yıldönümü…

Dünkü gazetelere, internet sitelerine baktım; sanki böyle bir şey hiç yaşanmamış…

. Sanki bir dizi yolsuzluk ve rüşvet iddiaları hiç ortaya atılmamış…

. Sanki bu devletin bazı savcılarının emriyle yedi bin kişinin telefonu dinlenmemiş…

. Sanki dönemin başbakanının; kendi oğluyla, bazı siyasetçi, gazeteci ve işadamlarıyla yaptığı konuşmalar hiç internete düşmemiş…

. Sanki “Sıfırla”, “Peki babacığım” diyalogları, yolsuzluk edebiyatı tarihine geçmemiş… 

. Sanki dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın çok sayıdaki telefon görüşmelerinin çözümü yapılarak piyasaya sürülmemiş…

. Sanki dönemin siyasetçileri ve bürokratları hakkında 200 klasörlük yolsuzluk ve rüşvet  dosyası hiç hazırlanmamış…

. Sanki yapılan operasyonlarda Halk Bankası Genel Müdürü’nün evinde ayakkabı kutuları içinde 4,5 milyon dolar bulunmamış…

. Sanki o dönemdeki İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, işadamları Ali Ağaoğlu, Reza Zarrab ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in de aralarında yer aldığı 89 kişi gözaltına alınmamış...

. Sanki yüzlerce kişinin evi aranmamış…

. Sanki Barış Güler’in evinde yapılan aramalarda para sayma makinası ve inanılmaz miktarda para ele geçirilmemiş…

. Sanki operasyonları yöneten İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın apar topar görevinden alınmamış...

. Sanki bakan çocukları Barış Güler ve Salih Kaan Çağlayan, iş insanı Reza Zarraf ve Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan tutuklanmamış…

. Sanki bu “evlatlar”, “Rüşvet almaya ve vermeye aracılık etmek”le suçlanmamış…

. Sanki Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da aralarında yer aldığı diğer 41 kişinin gözaltına alınması girişimi hiç olmamış...

. Sanki iddialarda adı geçen ve Recep Tayyip Erdoğan tarafından istifası istenen Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “Ne yapıldıysa Başbakan Tayyip Erdoğan'ın onayıyla yapıldı. Onun da istifa etmesi gerekir” dememiş...

. Sanki tüm bu iddialar yüzünden dört bakan kabine dışı bırakılmamış…

*

On yıl sonra bakıldığında ne bir haber, ne bir iz…

Her şeyin üzeri örtüldü. 

Muhalif gazeteler, televizyonlar bile sus pus olmuş!

Dünkü gazetelerden sadece bir tanesi bu yıl dönümüyle ilgili haber yaptı:

İnanmayacaksınız ama havuz medyasının amiral gemisi Sabah…

Tabii; tüm bu süreci işine geldiği gibi yorumlayarak… Sabah, haberi yaptı yapmasına da operasyonları “darbe girişimi”, sanıkları da “mağdur” gibi göstererek…

Haberin içeriği, başlığından belli:

“17-25 Aralık darbe girişiminin üzerinden 10 yıl geçti!” 

Dikkat edin, yolsuzluk operasyonlarının değil, darbe girişiminin yıldönümü!

Muhalif gazeteler, muhalif internet siteleri ise oralı bile olmadı.

Çünkü bu konu, “Cıssss!”

*

Kim ne derse desin Türk siyasi tarihinde bir 17-25 Aralık 2013 haftası yaşandı.

Bunu görmeyen kör, duymayan sağır değildir…

Görmeyen de, duymayan da, konuşmayan da, yazmayan da korkaktır! 

Korkaktan da öte haindir!

İhanetin adı da “unutmak ve unutturmak”tır!