Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

Yüzüm yok!

Bugün saygıyla ve özlemle anacağımız Mustafa Kemal Atatürk, sağlığımız gibidir.

Kaybedince anlarız onun önemini…

Dişimiz gibidir mesela. Sıradan günlerimizde değerini bilmeyiz de azıcık sızlasa dünyamız kararır!

Ya da…

Uyumak için yatağa girdiğimizde bacaklarımıza giren sancıdır Atatürksüzlük!

*

Susuzluğumuzdur yokluğu… Kana kana susatır insanı!

Kar ayazında, çıplak kalmaktır!

Yalnızlığımızdır; burnumuzun direği sızlar…

Kurumuş dallardır Atatürksüzlük; meyveye durmuş ağaçları hatırlatır hep… 

Çatlayan topraktır. Gözünüzü kapattığınızda sararmış başakları görürsünüz, rüzgarda sallanan…

Annesiz kalmış bebek…

Oyuncağı kırılmış çocuk…

Sevgilisi tarafından terk edilmiş delikanlı…

İşten atılmış baba…

Sütten kesilmiş annedir…

Varlığında değerini bilmeyiz ama yoklukları ölümüne acı verir.

Okula gönderilmeyen 800 binden fazla kız çocuğudur mesela…

Okul çağında kaçak olarak çalıştırılan çıraklardır.

Beyaz yakalı siyah öğrenci önlüğü yerine giyilen işçi tulumudur ayrıca…

Atanamayan öğretmendir; yıllarca dirsek çürüten ama çocuklarına kavuşamayandır!

“Milli”siz eğitimdir…

İçtirilmeyen andımız, söyletilmeyen marşımız, kaldırılan “T.C”mizdir!

Doktorsuz sağlıktır; “İstediğiniz yere gidin” denilen!

Karakıştır Atatürksüzlük; içiniz donar!

Bindiğiniz otobüste eteğinize dil uzatan yobazlıktır.

Yaşam tarzınıza karışan taassup, yasaları yok sayan küstahlık, Allah’ı her türlü kötülüğe kılıf yapan hadsizliktir.

*

Duran sanayi çarkları…

Tütmeyen fabrika bacaları…

Babalar gibi satılan milli servettir…

Arsasına park yapılıp yıkılan SEKA’dır ki; kağıt ihraç eden ülkeyken kağıt ithal eder hale gelirsiniz!

Kapatılan Sümerbanktır; rengarenktir basmaları…

Yıkılan Beykoz Deri Kundura’dır, sımsıcak tutar ayakları!

Peşkeş çekilen un fabrikaları, şeker fabrikaları, madenlerdir!

Üretmeye değil üretmemeye teşvik edilen çiftçidir.

Plansızlıktır, programsızlıktır, israftır…

Binbir emekle çorak toprakta kurulan emsalsiz çiftliklerin yerine yapılan kaçak saraylardır!

Yağmacılara göz yuman 2-B’dir, imar ve vergi aflarıdır!

Onuru, halkının refahında değil, şatafatlı binalarda arayan görgüsüzlüktür!

Kendine yeten değil, başkalarına muhtaç olandır Atatürksüzlük…

Halkın iradesine değil, tek adamlara dayalı cumhursuz cumhuriyet, özgürlüğü elinden alınmış cezaevine tıkılan gazeteciler, esir edilen askerler, altlarına zırhlı makam arabaları verilen vatan haini savcılardır!

Hukuksuz yargı, haksız adalettir!

*

Bugün saat dokuzu beş geçe…

Ben yine her zamanki gibi ellerimi bacaklarımın yanına yapıştırıp, dimdik ayakta duracağım.

Sevgiyle, özlemle anacağım bizi biz yapan o büyük adamı.

Ve yine her zamanki gibi artık kurumaya yüz tutan gözlerimden iki damla yaş düşecek…

Ama bu kez onun için ağlamayacağım.

Bize kazandırdığı ama sahip çıkamadığımız her zenginliğimiz için akacak gözyaşlarım.

Tıpkı dişim sızladığında, bacaklarıma, boynuma sancılar girdiğinde hissettiklerimi hissedeceğim.

“Ah” diyeceğim, “Ah… Değerini bilemedim o sağlıklı günlerin!”

*

Sana “Rahat uyu” demeyeceğim bu kez…

Yüzüm yok ki!