Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
35,8790
Dolar
Arrow
32,9500
İngiliz Sterlini
Arrow
42,5402
Altın
Arrow
2506,0000
BIST
Arrow
10.891

Pembe saten etek, tüylü ceket ve Devlet Bahçeli!

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin dünkü Meclis Grup Toplantısı’nda yine esti gürledi.

“Ayranımızı kabartmasınlar. Sabrımızı taşırmasınlar” diye meydan okudu; ama kime meydan okuduğu anlaşılamadı.

MHP’ye, AKP’ye, Cumhur İttifakı’na ve son tahlilde Türkiye’ye karşı bir komplonun kurulduğunu iddia etti ama komplocuları açıklamadı.

Hızını alamadı; gazetecileri de tehdit etti: 

“Hepsini içeri tıkmak, hukuk devletinin varlık ve şeref konusudur. Devşirilmiş sözde gazetecilerin bedel ödemesi yakındır ve kaçınılmazdır!”

Tahmin edebileceğiniz gibi içeri tıkılacak bu gazetecilerin kim oldukları, kimlerin içeri tıkılacağı konusunda da hiçbir ipucu vermedi.

Yani… Birçok konuda, birçok insanı suçladı, tehdit etti ama hiç isim vermedi.

Bir kişi hariç!

*

Onu “açık açık” tenkit, teşhir ve tehdit etti.

Bu yılki Eurovision Şarkı Yarışması’nı kazanan İsviçreli Nemo…

Onun hakkında neler söylemedi neler?

“Erkekle kadın arasında üçüncü türün tedavüle çıkması ibret levhası olmuştur. Birinci olan erkek sanatçının tüylü ceket, pembe saten etekle yarışmada boy göstermesi utanç verici yozlaşmanın teyididir. Bunun adına çağdaşlık deniyorsa biz de diyoruz ki batsın böyle anlayış…”

*

“İyi de sana ne” diye sormazlar mı adama?

Sahi herkes kendisinden sorumlu değil mi?

Türkiye’deki lezbiyenler, gaylar, eşcinseller, biseksüeller bitti de sıra Allah’ın İsviçrelisine mi geldi?

Niye uğraşıyorsun, adamla, kadınla ya da “üçüncü tür”le?

Çok hoşlanmıyorsan basarsın televizyon kumandasının düğmesine, seyretmezsin olur biter.

Sen beğenmedin diye kimse beğenmeyecek mi?

Bak; sana inat adamı birinci seçmişler bir de!

Demek ki senin yaptığın gibi tüylü ceketiyle, pembe saten eteğiyle ilgilenmemişler; sesine bakmışlar, şarkısına bakmışlar!

Senin aklın fikrin ise… 

Tövbe tövbe…

*

Hem diyelim ki adam senin dediğin gibi “üçüncü tür!”

İyi de bunu gizlemek için vatanının, milletinin geleceğiyle oynamıyor ki…

Yediği haltları gizleyip tehditlere, şantajlara boyun 

da eğmiyor!

Mertçe çıkıp eşcinselliğini ilan ediyor.

“Size ne ulan, mal benim” diyor.

Gizlice çekilen videoları ortaya dökülmesin diye onun bunun maskarası olmuyor.

Ne yapıyor?

“Ben eşcinselim. Bununla da gurur duyuyorum” dercesine “pembe saten etek” falan giyiyor.

Onun i.neliği bir tek kendisini ilgilendiriyor, koca bir ülkeyi değil!

Kapalı kapılar ardında konuşulan hikayelerin kahramanı olmuyor; kimseye bedel ödetmiyor, kimseye teslim olmuyor!

*

Sakın yanlış anlaşılmasın:

Eşcinselliği falan övmüyorum!

İlgilenmiyorum bile, yargılamıyorum… 

Çünkü kişisel ahlakıma uymayan şeyleri görmezden gelmeyi becerebiliyorum.

Argo deyişle, bana girip çıkan bir şey yok ki; neden elalemin namus bekçiliğini yapayım?

Bana göre Sayın Bahçeli de benim gibi davranmalı…

Elin yabancısının oturma organıyla uğraşacağına, bu ülkedeki oturma organlarını tutamayanlarla, bu yüzden de kasetli tehditlere, şantajlara boyun eğenlerle uğraşmalı…

*

Eminim şimdi benim için de bir ton laf söyleyecek, “Ayranımızı kabartmasınlar. Sabrımızı taşırmasınlar” diye tehdit falan edecek…

“İçeriye tıkılacak sözde gazeteciler listesi”ne ekleyecek!

Valla çok da umurumda!

Hani “çağdaşlık”tan söz ediyor ya…

Herkes kendi kapısının önünü süpürsün yeter!

Gerçek çağdaşlık dünyaya ahlak bekçiliği yapmak değil, hiçbir canlıya zarar vermeden göçüp gitmeyi becerebilmektir.

Tehditlere, şantajlara boyun eğip, dedikodulara kulak tıkayıp mitralyöz gibi etrafa çirkef saçmak değil…