Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.471

Şükürler olsun; Albay Cebeci’den kurtulduk!

Adı Ergun Cebeci…

Rütbesi Kıdemli Albay…

Son görevi İstanbul Jandarma İl Alay Komutanı Yardımcılığı…

Tuğgenerallik rütbesine yükselmeyi beklerken henüz 54 yaşındayken emekli edildi.

Peki; neden?

***

Çünkü hem PKK’ya, hem de FETÖ’ye ciddi zararlar vermişti.

Bu yüzden hedefteydi.

Aslında meslek hayatının her döneminde hedefteydi.

Çünkü Atatürkçü’ydü.

Vatanına ve mesleğine aşkla bağlıydı.

Ömrü dağlarda, tepelerde, karakollarda geçti.

Mermiler başının üzerinde vızır vızır uçtu.

Girdiği çatışmalarda “Evlatlarım” dediği askerlerini şehit verdi; kimileri de gazi oldu.

Erzincan ve Tunceli’deki terör yuvalarını tek tek temizledi.

Yüzlerce operasyona katıldı.

***

“Devlet kademesine” adını ilk kez 27 Temmuz 2007 tarihinde duyurdu.

Bodrum İlçe Jandarma Komutanı’yken ilçede tatilini geçiren Suudi Arabistan Prensi Mohamed Bin Suud Al-Faisal Al Suud’un güvenliğini sağlamakla görevliydi.

Prens, tatilini bitirip Türkiye’den ayrılırken kaldığı otelin personeline ve güvenlik görevlilerine bahşiş olarak, içerisinde beşer bin dolar bulunan zarfları “törenle” dağıttı.

Törende bulunan ve prensin güvenliğinden sorumlu olan jandarma subayı da zarfı, içinde ne olduğunu bilmeden aldı, açmadan komutanı Binbaşı Ergün Cebeci’ye götürdü.

İçinde para olduğu anlaşılınca zarf, Binbaşı Ergün Cebeci’nin talimatıyla, kırmızı-beyaz gül ve karanfiller eşliğinde Prens’e geri götürüldü. Otelin 30 personeline beşer bin dolar bahşiş dağıtan Prens, çiçeklerle birlikte zarfı alınca biraz şaşırdı, biraz da bozuldu.

Çiçeği ve zarfı takdim eden komutan, “Türk askeri olarak ülkemize gelen herhangi bir kişinin güvenliğinden sorumluyuz. Siz bizim konuğumuzsunuz ve sizin güvenliğiniz için görevimizi yaptık. Her zaman sizi ülkemize bekleriz. Lütfen yaptığınız jesti reddetmemizi yanlış anlamayın. Zarf subaylarımız tarafından bir davet zarfı olduğu sanılarak, nezaket gereği alınmıştır, bunu bilmenizi isteriz ve iademizin kabulünü istirham ederiz” dedi.

İşte; o anda “mim”lendi!

Cumhurbaşkanı’nın bile Suudi Kralı’ndan hem de ne hediyeler kabul ettiği bir ülkede Prens’in hediyesini reddetmek de neyin nesiydi?

Sıradan bir subay, bu cüreti nereden buluyordu?

***

PKK’yla ilk çatışmasına henüz 23 yaşında bir teğmenken Bagoklarda (Mardin) girdi.

Zap/Avaşin/Basyan kamplarında üsteğmen, Çanakkale’de istihkam subayı, Tunceli Geyiksuyu’nda yüzbaşı olarak görev yaptı. 

Azerbaycan Ordusu’nda General Zakir Hasanov’un ikmal subayıydı.

Bodrum’daki Prens olayından sonra Şırnak’a sürüldü.

Sonra Edirne’ye atandı, orada ordunun içindeki FETÖ’cüleri ciddi şekilde rahatsız etti. Adı, “Kemalist küfürbaz yarbay”a çıkarıldı.

Kastamonu’da Eğitim Alayı Komutanlığı yaptı.

Ukrayna-Rusya Savaşı’nda 17 bin yurttaşımızın sağ salim olarak Türkiye’ye getirilmesini sağladı.

Kiev Askeri Ateşesi iken Hablemitoğlu’nun katilini, PKK’nın Bağdat ve Erbil sorumlularını, FETÖ’cü alçakları yakaladı. 

Hepsini Türkiye’ye getirip içeri attırdı.

***

Kısacası; hayatı hep namlunun ucunda geçti.

Gözünü kırpmadı.

Sözcü’den Yaşar Anter’in haberine göre, generalliğe terfi ettirilmesi gerekirken, en verimli çağında, yani henüz 54 yaşında emekliye sevk edildi.

Şimdi anladınız mı yazının başlığını?

Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetim ve karar mekanizmalarına sızan “güçler” yine yaptılar yapacaklarını. Vatanın has evladını, Atatürk’ün gerçek bir askerini sistem dışına attılar.

Yani kurtuldular.

***

Hala, “Suçu neydi?” mi diyorsunuz.

Ya ben anlatamadım; ya siz anlamadınız.

Bunlardan büyük suç olur mu?

Subay şapkasını çıkarıp sarığı sarsaydı; kuvvet komutanı bile olurdu.

Ama o zor olanı seçti.

Yanında şehit düşen askerlerine layık bir komutan olmaktan vazgeçmedi.