Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,4265
Dolar
Arrow
33,9867
İngiliz Sterlini
Arrow
44,3777
Altın
Arrow
2744,0000
BIST
Arrow
9.519

Vurun Dilruba'ya

Dilruba Y. İzmir’de yaşayan genç, çağdaş bir Türk kadını…

Bir gün sokakta karşısına Tüylü Mikrofon isimli Youtube Kanalı’nın muhabiri çıkmış ve genç kızımıza Instagram yasağını sormuş…

O da gırtlağına kadar dolmuş olmalı ki açmış ağzını, yummuş gözünü… Söyledikleri noktasına, virgülüne kadar aynen şöyle:

***

“21. Yüzyıl’ın göbeğinde kalkıp da parlamenter sistemden çıkıp koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni tek adama verirsek o da böyle babasının çiftliği gibi, ahırı gibi kullanır. Kendi Instagram’ı açık bir şekilde, Cuma mesajları yayınlıyor ve hatta bunu destekleyenler de var, ‘Tabii ki kullanacak, tabii ki açacak’ diye… Şimdi diyeceklerim yanlış da anlaşılabilir, başka yerlere de gidebilir; hiç umurumda değil. Yani elin Arap’ı öldü diye ben neden yas tutuyorum? Beni ilgilendirmez ki! Kendisi Instagram’ı kullanıyor ama bize bir hafta boyunca zorla yasak uyguluyor. Yani bize resmen bir hafta yas süresince… Utanmasa yirmisini de biz çıkaracağız, kırkını da biz çıkaracağız. Sosyal medyayı kullanan (ben değilim ama) influencerler var. Türkiye’nin hatta dünyanın artık yüzde 90’ı geçimini Instagram üzerinden sağlıyor. Hiçbir gerekçe sunmadan, hiçbir sebep sunmadan bir akşam ‘Kapattım, oldu’ olmaz. Bir gece yasa çıkartıyor, hayvanlar ölsün istiyor. Allah’ın adıyla hayvanları katletmeye yönelik yasa çıkarıyor. Bir gece oluyor İstanbul Sözleşmesi kalkıyor. Bir gece oluyor Instagram’ı kapatıyor, sosyal medyayı kapatıyor. Tamam anladık ülke buna teslim edildi de babasının çiftliği değil yani… Bu yaptığı darbe! Sosyal medyayı kapatması darbe, hayvanların katliamıyla ilgili yasa çıkarması darbe. Yani şu anda parmağında oynatıyor. Bu çok yanlış. Hiçbir şekilde yani değil cumhurbaşkanı, dünyanın sahibi de olsa Türkiye Cumhuriyeti’nde (kaldı kı burası laik bir ülke) kalkıp da kafasına göre Instagram’ı kapatamaz. Şunu da söylemek istiyorum; destekleyenler olacak, hiçbir şekilde kesilmesini de istemiyorum: Geri zekalısınız! Bütün özgürlük haklarınızı tek bir kişiye teslim ettiğiniz için ve Allah’tan da üstün tutup ona taptığınız için, hani bize Ataput diyorsunuz, ittapar diyorsunuz; Allah’tan da üste koyduğunuz için, sosyal medyanın kapatılmasını, hayvanların katledilmesini desteklediğiniz için hepiniz beyni emcüklenmiş birer geri zekalısınız. Bunun hiçbir şekilde kesilmesini istemiyorum. Destekleyen herkesin de geri zekalı olduğunu üstüne basa basa vurguluyorum.”

***

Dilruba bu sözleri söyledi diye gözaltına alındı; çıkarıldı mahkemede de tutuklandı.

Suçu Cumhurbaşkanı’na hakaret, halkı alenen kin ve düşmanlığa tahrik…

***

“Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” neresinde var bu sözlerin?

O bu sözleri yasalara saygılı aklı başında vatandaşlara söylemiyor ki!

Bütün özgürlük haklarını tek bir kişiye teslim edecek hale gelmiş tarikat kölelerine…

Allah’ın yarattığı bir kulu Allah’tan da üstün tutup ona tapan sahte dindarlara…

Kendisi gibi düşünenleri Ataput ya da ittapar diye yaftalayan Atatürk düşmanlarına diyor, “geri zekalı” diye…

İyi de bunları yapanlara geri zekalı demeyip ne diyeceğiz.

Üstün zekalı mı?

***

“Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasına gelince…

Dilruba’nın sözlerinde ne hakaret var, ne küfür, ne de aşağılama…

Evet, “Geri zekalı” demiş ama Cumhurbaşkanı’na söylememiş…

Ayrıca Cumhurbaşkanı’nın defalarca söylediği haysiyet fukarası, çapulcu, sefil, zavallı, gafil, aptal, enayi, kadın mı kız mı belli değil…

Çürük, sürtük…

Haysiyetsiz, onursuz, edep fukarası sözlerini de söylememiş…

Bunların hepsini söyleyen ama bırakın tutuklanmayı, hakkında tek bir dava bile açılamayan biri var:

O da ne yazık ki bu ülkenin Cumhurbaşkanı!

***

Bugün bu ülkede Dilruba Y.’nin söylediği sözleri haklı bulan, “Az bile söylemiş” diyen, seçme ve seçilme hakkına sahip en az 40 milyon kişi var…

Ne yapacaksınız; hepimizi içeri mi tıkacaksınız?

Hayır…

Sadece gittikçe yükselen toplumsal muhalefeti susturabilmek, sokağın sesini kısabilmek için yasaklarınızı artıracaksınız…

Şiddete, cezaya başvuracaksınız.

Ama avucunuzu yalayacaksınız beyler, avucunuzu yalayacaksınız…

Hayatta bir kere bile görmediğim… İşini gücünü, yaşını, memleketini bilmediğim Dilruba’nın eleştirilerinin altına imzamı atıyorum.

Üstelik bunu; daha onun dünyaya gelmediği yıllar öncesinden bu yana yapıyorum.

Şimdi beni de mi içeri atacaksınız?

Ya sonra…

Herkes bu sözlerin altına imza atmaya başlarsa; o zaman ne yapacaksınız?

Ben vereyim sorumun yanıtını:

Gideceksiniz!

Tıpış tıpış gideceksiniz.

Biz de arkanızdan tüm muslukları kapatacağız ki…

Geri dönüşünüz olmasın!