“Yiğit Bulut” bir zamanlar Atatürk’ü ağzından düşürmeyen, iktidarı ve dini siyasete alet edenleri yerden yere vuran cesur bir köşe yazarı ve ekonomi yorumcusuydu.
CHP örgütlerinin ve Atatürkçü Düşünce Dernekleri’nin davetlerini asla geri çevirmez, konferans üzerine konferans verirdi.
Dönemin muhalif gazetesi VATAN’da iktidarın ülkeyi din devletine götürdüğünü, uyguladığı ekonomik politikaların gelecek kuşakların canını yakacağını, demokrasinin ve özgürlüklerin ayaklar altına alındığını defalarca yazıp dururdu.
Atatürk ilke ve devrimlerinden yana olanlar, onu yere göğe sığdıramıyordu.
Ve o günlerde, bir gün CHP’den siyasete gireceği, ertesi gün MHP’nin başına geçeceği yazılıp duruyordu.
***
Bu Yiğit arkadaştaki ilk değişim, aldığı bir davet üzerine “okyanus ötesi”ne gitmesiyle ve Fethullah Gülen’le sohbet etmesiyle başladı.
Üç gün üst üste yazdığı yazılarla aslında “dönüş”ünün işaretlerini verdi…
Ancak o kadar Atatürkçü’ydü ki (!) kimse bunu aklına bile getirmek istemedi.
Ergenekon soruşturmalarının hız kazandığı ve gazetecilerin evlerine polisin gözaltı seferleri başlattığı günlerde VATAN’dan ayrıldı ve sırra kadem bastı...
Medya kulislerine göre; Ergenekon’da tutuklanma sırasının kendisine geldiğini düşünmüş ve büyük bir korkuya kapılmıştı. Bir iş adamı arkadaşına ait lüks bir tekneyle denize açılmış, mavi sularda yaşamaya başlamıştı.
Tutuklanmayacağına kanaat getirince ve cemaate mensup savcı arkadaşlarından da bunun garantisini alınca, aylar sonra karaya çıktı!
***
Çıkış o çıkış...
Birden bire iktidara yakın Habertürk TV’ye Genel Yayın Müdürü yapıldı.
Denizde kaldığı günlerde kendisini o kadar yenilemişti(!) ki; jöleli saçları hariç, eski kimliğiyle hiçbir benzerliği kalmamıştı!
O, artık “Çakma Yiğit”ti...
Televizyon programlarında ve gazete yazılarında iktidar partisinin Türkiye’ye kazandırdıklarını, ekonominin ne kadar iyi yöneltildiğini, muhalefettekilerin hepsinin salak olduğu için bu gerçekleri göremediğini anlatmaya başladı.
Yönettiği kanalda, “iktidar şakşakçılığı yapmaya yanaşmayan” programcıları işten attı.
Programlarında bir zamanlar şiddetle eleştirdiği Başbakan Erdoğan’ı, bakanları, AKP’li vekilleri, toplamda yüzden fazla kez misafir etti, “çanak sorular” sordu!
Bu çabalarının karşılığını da Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığı’na atanarak aldı.
FETÖ ile AKP’nin yolları ayrılmaya başladığında, tavrını AKP’den yana koyarak, Erdoğan’ın “bir numaralı adamı” oldu.
Devletin Türk Telekom, Varlık Fonu gibi bütün önemli kurumlarına sızdı.
***
Diyeceksiniz ki, “Ekonominin başında zaten bir bakan var, bu arkadaş ne iş yapıyor?”
Ekonomiyi çökertiyor! Onun da işi bu…
Evet; yanlış okumadınız…
Para piyasalarında ya da borsada ne zaman bir katakulli dönse altından bu arkadaş çıkıyor.
Bu piyasalara yakın çevreler onun Türkiye’deki en büyük para-borsa spekülatörlerinin başında geldiğini, bunu herkesin ve elbette Sermaye Piyasası Kurulu’nun da bildiğini ama oturduğu koltuktan dolayı kimsenin bir şey yapamadığını söylüyor.
Örnek mi istiyorsunuz?
Vereyim:
***
11 Ağustos 2018’de bir televizyon kanalına çıktı ve “Dolar yılsonunda 3.90 lira olacak” diyen dönemin Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ı yalanladı.
Doların kesinlikle yıl sonunda 3.90 lira olmayacağını, aksini söyleyenlerin vatandaşlardan derhal özür dilemesi gerektiğini iddia etti.
Hatta Babacan’ı manipülasyon yapmakla bile suçladı.
“3.50’den, 3.60’tan döviz alın diyen nokta noktalar, çıkıp özür dileyin. Dolar 3 lirayı geçerse yüzüme tükürün” diye demeç verdi.
Sonra ne mi oldu?
Milyonlarca vatandaş ona inanarak dolarını bozdurdu, TL’ye döndü.
Hemen arkasından dolar bırakın 3.90 TL’yi birdenbire 7 TL’yi geçti.
Bugün ise 35 liraya koşuyor!
Peki; kimse yüzüne tükürebildi mi?
Tükürmeyi bırakın hesap sorabildi mi?
Elbette hayır!
***
O günlerde herkes kaybetti… Kaybetmeyen ender kişilerden biri bu arkadaştı.
O döneme ait kendisine, yakınlarına ve amirlerine (!)ait hesaplar araştırılsın; iddia ediyorum ki, onun ve yakınç evresinin dolardan asla çıkmadığı görülecek.
Tam tersine toplayabildiği kadar dolar, avro toplayarak büyük vurgun vurdu.
***
AKP’deki ve Saray’daki herkes biliyor ki, aslında Yiğit Bulut’un tek işi var:
O da garip açıklamalar ve çıkışlar yaparak, döviz piyasalarını, borsayı kazanç kapısı yapmak…
Millete verdiği tavsiyelerin tam tersini yaparak milyonlar kazanmak ve kazandırmak!
Bu arkadaş şimdi de çıktı diyor ki, “İsrail Türkiye’ye saldıracak!”
Pes!
***
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı sıfatı taşıyan bir kişinin ettiği lafa bakın!
Bu sözler çıkacağı yoksa bile savaş çıkartmaz mı?
Vatandaşı paniğe sevk etmez mi?
Doları, avroyu fırlatmaz mı?
Borsayı dibe vurdurmaz mı?
Emtia piyasalarında aşırı talep yaratma zmı?
Millet, savaşç ıkacakmış diye elindekini avucundakini makarnaya, pirince yatırmaz mı?
Bu da Mehmet Şimşek’in dar gelirli vatandaşın gırtlağına basarak düşürmeye çalıştığı enflasyonu patlatmaz mı?
***
Tamam; bu Çakma Yiğit’i anlıyorum; o işini yapıyor!
İyi de Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu görmüyor mu?
Görüyorsa neden engel olmuyor?
Neden, “Sana ne lan savaştan, mavaştan?” demiyor…
Efendim?
Ne dediniz?
Evet, tam da o…
Ama siz siz olun, sakın kimseye söylemeyin.
Yoksa başınız büyük belaya girer!
Çok Okunanlar
Gelinim Mutfakta kim elendi? 10 bileziği kim aldı? 22 Kasım 2024 puan durumu
Fenerbahçe En-Nesyri için Al-Nassr'den gelen rekor bonservisi reddetti
22 Kasım 2024 burç yorumları
Atatürk için 21 Kasım 1938'de yapılan resmi cenaze töreninin fotoğrafları
BEDAŞ 22 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Lüks araba markası Jaguar logosunu neden değiştirdi? Yeni logosu ne oldu?
Netenyahu'yu tutuklayacak ülkeler belli oldu!
Bakan Yusuf Tekin'den Teğmen Ebru Eroğlu ve diğer teğmenleri kurtaracak karar!
21 Kasım 2024 reyting sonuçları: Perşembe günü hangi yapım birinci oldu?
İsmi Fenerbahçe ile anılıyordu: Al Nassr'da flaş Talisca gelişmesi