Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,0106
Dolar
Arrow
34,2550
İngiliz Sterlini
Arrow
44,5453
Altın
Arrow
3027,0000
BIST
Arrow
8.759

FETÖ sızmadı bilerek tercih edildi

Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk gibi kumpas davaları, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Cumhuriyet’in ve Atatürk’ün eserlerinin yerle bir edilmesini hedefleyen birer darbeydi. Bu darbeyle, 2.225 yıllık köklü tarihe sahip Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Atatürk’e ve Cumhuriyete bağlı iyi yetişmiş, seçkin personel, “hukuksuz” olduğu aşikâr olan bu kumpasta tasfiye edildi. Liyakatle, hak ederek belli yerlere gelen Atatürk’e, Cumhuriyet’e ve millete bağlı askerler asrın en hukuksuz kararlarıyla cezalandırıldı.

Bu ülkede; yüzyılın en büyük hukuksuzlukların yaşandığı düzmece davada hüküm giyen silah arkadaşları için, Kasaptaki ete soğan doğramam” denildi. Silah Arkadaşlığı, Orduya Sadakat, Birlik ve Beraberlik Duygusu, “kasaptaki ete ve soğana” kurban edildi.  

CIA güdümündeki FETÖ, Atatürk’e, Cumhuriyet’e ve Türk Ordusu’na balyozla acımasızca vururken, “Türkiye iyi bir noktaya gidiyor. Bu sancılar bir taraftan doğum sancısıdır, bir taraftan bağırsaklarını temizlemesidir” (1) diyen siyasi iktidarın üst düzey temsilcisi oldu bu ülkede… Kumpas davaları döneminde siyasi iktidarın FETÖ’ye desteği sınırsızdı.  

***

Akşam Gazetesi, 27 Haziran 2014 günü manşetten duyurduğu haberinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nde biri kuvvet komutanı olmak üzere 40 general ve amiralin, “paralel yapı” denilen Gülen cemaati adına faaliyette bulunduklarını yazdı. (2) Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu habere sert tepki gösterdi ve aynı gün akşamı açıklama yaptı. Başkomutan’ın tepkisi başlığı ile Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Bugün bir gazetede Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesi ve üst rütbeli subaylarıyla ilgili yapılan yayını, Sayın Cumhurbaşkanımız büyük bir sorumsuzluk örneği olarak görmüş ve bundan derin üzüntü duymuştur. Sayın Cumhurbaşkanımız, bölgemizde olağanüstü gelişmelerin yaşandığı bir dönemde, milli menfaatlerimizin teminatı olan Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili yayınlarda her zamankinden daha fazla titizlik gösterilmesi gerektiğini hatırlatmıştır.” (3)

Genelkurmay Başkanlığı da bu habere çok kızdı, Cumhurbaşkanı’ndan daha sert tepki gösterdi. Ertesi gün, “Karargâhta 40 paralel paşa” haberiyle ilgili açıklama yaptı. İddialarla ilgili somut bilgi ve belge bulunmadığı vurgulanan açıklamada, “TSK hakkında olumsuz algı yaratma çabasını içeren iddia ve yorumların hiçbir hukuki, insani ve vicdani dayanağı bulunmamaktadır… TSK içinde hiyerarşi ve disiplin dışı oluşumların teşkilatlanabildiği imajının yaratılmak istendiği üzüntü ile izlenmektedir" denildi. (4)

Bu ülkede, dönemin Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı, TSK’da FETÖ yapılanmasını ciddiye almıyorlardı. Her nedense Cumhurbaşkanı Gül ve Genelkurmay Başkanı Özel, kumpas davaları konusunda, tutsak edilmiş TSK personelini hiç savunmamış, hep olmayan sözde hukuk üstünlüğünden söz etmişlerdi.

İşte bu dönemde, 2.225 yıllık köklü tarihe sahip TSK’nın itibarını yerle bir eden FETÖ, en önemli görevlere, kritik makamlara getirildi. Ama en üst makamlar ise, bu gerçeğin yalan olduğunu söylüyorlardı. 

***

FETÖ’cüler özellikle 2010’dan sonra, sızma ve gizlenme ihtiyacı duymadı; devlet kurumları tarafından tercih edildiler. Bu tercihi, FETÖ lehine en fazla kullanan üç kurum; İç İşleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve TSK oldu. Aralık 2013’ün ardından, 81 il emniyet müdürünün 74’ünün FETÖ’cü olduğu ortaya çıkmışsa; 81’in içine 74 değil 7 kişi sızar. Emniyet Genel Müdürlüğü’nde 7.000 istihbarat personelinin 6.500’ünün FETÖ’cü olduğu belirlenmişse; 7.000’e 6.500 değil 5.00 kişi sızar. 2013’te, tuğgeneral yapılan 25 karacı albayın 17’si; tuğamiral yapılan 8 denizci albayın 7’si FETÖ’cü. 2014’te, tümgeneral yapılan 5 havacı tuğgeneralin 5’i; tuğgeneral yapılan 5 jandarma albayın 4’ü FETÖ’cü. Demek ki gizlenme ve sızma yok, FETÖ’cülerin lehine %90 civarında bir tercih var; hatta şımartılarak tercih söz konusu. 2011-2015 döneminde, FETÖ TSK’da altın çağını yaşadı. Kim yaşattı?.. Hocaefendi diyenler yaşattı, FETÖ yapılanmasıyla ilgili uyarıları göz ardı eden komutanlar ve ülkeyi yönetenler yaşattı…

***

Darbe girişiminde bulunan FETÖ’cü general/amirallerin çoğunun, 2011-2015 yılında Orgeneral Özel döneminde bir üst rütbeye yükseltildiği ortaya çıktı. Ve sonuç olarak… FETÖ’cüler TSK’ya sızmadı, kendilerini gizlemedi, açıkça şımartılarak tercih edildikleri için güçlendiler ve 15 Temmuz felaketini yaşattılar. TSK’da, 2011-2015 dönemi ayrıntılı incelenmedikçe FETÖ’nün ana damarına ulaşamazsınız… Özellikle, 2011-2015 yıllarında yapılan Yüksek Askeri Şura’nın Askerlik Andına bağlı general/amiralleri dışlaması ve FETÖ müritlerini tercih etmesi, alınan kararları da hukuken hükümsüz kılmaz mı?.. Nerede hukuk?.. Kim imzaladı bu kararları? Ben imzalamadım…

***

1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı, ordu için bir felaketti. Balkan Savaşı, siyasete bulaşmış ordu için ikinci büyük faciaydı.15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi, TSK için üçüncü büyük felaket oldu. 

Felaketin asıl sorumlusu, FETÖ elebaşı hesap vermeden öldü. Ancak, bu felaketin yaşanmasına neden olan işbirlikçiler henüz yargılanmadı. Nerede hukuk?..

Ve yıl 2024…

15 Temmuz 2016’dan bugüne, aradan sadece sekiz yıl geçti… Tarikatların, cemaatlerin kurumlarda yapılanması haberleri yaygınlaştı.

“Tarih'i 'tekerrür' diye tarif ediyorlar; hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?...”, der Mehmet Akif…

Türkiye bu politikalarla gün yüzü görmez…

Kaynakça:

(1)https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye-bagirsaklarini-temizliyor-diyen-arincin-damadini-ergenekonun-gizli-tanigi-yakti-755850

(2) T24.com.tr, 27 Haziran 2014, 16.31.

(3) Milliyet.com, 27 Haziran 2014, 22.11.

(4) Cumhuriyet.com, 28 Haziran 2014, 11.11.