Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,4879
Dolar
Arrow
34,7144
İngiliz Sterlini
Arrow
43,9727
Altın
Arrow
2943,0000
BIST
Arrow
9.827

Çocuklarımızı Koruyabiliyor muyuz?

Tek satır yazı yazmak veya tek kelime konuşmak istemediğimiz, ruhumuzun sıkıldığı Narin Güren cinayeti ile birlikte yurdun dört yanından gelen sayısız kayıp, istismar ve cinayet haberleriyle içimizin karardığı şu günlerde hepimizin zihninde benzer düşünceler, kaygılar ve sorular var.

Kendi kendimize sorular soruyoruz: “Çocuklarımızı koruyabiliyor muyuz?”  “Çocuklarımızı nasıl koruyabiliriz?” veya “Çocuklarımız güvende mi?” gibi sorular bunlar. Bu soruları sormakta ve kaygı duymakta çok haklıyız. Ancak bu sorulardan önce ebeveynler, eğitimciler ve bakım verenler olarak bilmemiz ve çok dikkatli olmamız gereken önemli meseleler var. Öncelikle bilinçli ebeveynler olmalı ve bizden sonrası için bilinçli ebeveynler yetiştirmeliyiz. Devletimiz, toplumumuz ve tüm sosyal kurumlar her şeyi bir yana bırakıp buna odaklanmalı. Bu konuda ciddi bir seferberlik ilan edilmeli. Çünkü gerçekten durum çok vahim. Bir akademisyen ve ebeveyn olarak çocuklarla ilgili gördüğüm, duyduğum, okuduğum veya bizzat şahit olduğum öyle kötü durumlar var ki!

Pek çok anne baba, çocuklarının değerinin farkında değil; çocuklarının dünyasına yabancı, çocuklarının neyi sevip sevmediğini, nelerden korkup nelerle mutlu olduğunu dahi bilmiyor. Ekonomik, sosyal veya dini nedenlerle yapılmış zoraki evlilikler, istenmeyen çocuklar ve sorumsuz ebeveynler maalesef hâlen büyük bir toplumsal yara. Bu zoraki evliliklerin mutsuz ortamında büyüyen çocuklar değersiz, sevgisiz, ürkek ve savunmasız…

Kabul etsek de etmesek de ülkemizde hâlen aile nüfusu sayılırken kız çocukları evlattan sayılmıyor. Sayı olarak dahi varlıkları kabul edilmeyen, yok sayılan kız çocukları sizce ne kadar güvende? Erkek çocukları için de durum pek farklı değil. Erkek çocukları da fiziksel veya psikolojik şiddetin her türlüsüne maruz kalıyorlar, zorbalığa uğruyorlar ve ne yazık ki uğradıkları şiddeti ileride başkaları üzerinde uyguluyorlar! Cinsiyeti fark etmeksizin hâlen pek çok çocuk fiziksel, psikolojik ya da cinsel istismarın pençesinde. Üstelik insan söylemeye, yazmaya utanıyor belki ama bu istismar vakalarının büyük çoğunluğunda fail, çocukların çok yakınında!

Peki en yakınlarına dahi güvenemeyen bir çocuğun nasıl sağlıklı, mutlu ve güvende olmasını bekleyebiliriz? Çocukları kötülüklerden nasıl koruyabiliriz? Öncelikle ebeveynler olarak çok dikkatli olmalı ve çocuklarımızı iyi tanımalıyız. Çocuklarımızı koşulsuz sevmeli, maddi ve manevi ihtiyaçlarını imkânlarımız ölçüsünde karşılayabilmeli ve çocuklarımıza çok değerli olduklarını her zaman ve her koşulda hissettirmeliyiz.

Çocuklarımıza değer vermek, onlara en iyi yemekleri yedirmek, en pahalı oyuncakları almak, marka kıyafetler giydirmek veya onları en lüks okullarda okutmak değildir. Çocuklarımıza değer vermek demek; onları dinlemek, sorularına cevap verebilmek, birlikte oyun oynayabilmek, yanlarında olabilmek ve onlara her zaman vakit ayırabilmektir. En basitinden elimizde telefon, gözümüz ekranda, kulağımız dışarıda ve aklımız başka yerdeyken, sizce gerçekten çocuğumuzun yanında mı oluyoruz? Bu şekilde mi değer veriyoruz çocuklarımıza? Bu şekilde çocuk büyüteceksek, çocuğumuzu en başta bizler önemsemeyeceksek başkalarından ne bekleyebiliriz? Hele ki insan denen varlık karanlık yanlarla dolu ve bu kadar güvenilmezken, kötülük normalleşmiş, iyilik tabir-i caizse enayilik olmuşken; kimden ne değer bekleyeceğiz ve nasıl çocuk büyüteceğiz?

Çocuk sahibi olabilmek hem çok güzel hem de çok büyük sorumluluk gerektiren bir durum. Bu sorumluluğu alamayacaksak, çocuklarımızı koruyamayacaksak çocuk dünyaya getirmemeliyiz belki de… Binlerce insan çocuk sahibi olabilmek için uğraşırken, çocuk sahibi olup çocuğunun kıymetini bilmeyen, çocuğuyla ilgilenmeyen, çocuğuna şiddet uygulayan, çocuğunu istismar eden binlerce insan olduğunu görmek de bir o kadar yıkıcı. Evlilik dışı dünyaya gelen; aile içinde istenmeyen, sosyal hizmetler kurumuna bırakılan, hor görülen, görmezden gelinen, zorla çalıştırılan, dilendirilen, kaçırılan, evden kovulan, evden kaçan, satın alınan veya satılan çocuklar… Sayıları o kadar fazla ve hayatları o kadar zor ki!

Bu zorlu hayat mücadelelerinde onların yanında olabilmek, desteğimizi esirgememek ve çocukların temel hak ve özgürlüklerinin korunduğu sağlıklı bir toplum olabilmek için lütfen bugünden itibaren en yakınımızdan başlamak üzere tüm çocuklarımıza kulak verelim. Çocuklarımızı dinleyelim, onlara her koşulda yanlarında olduğumuzu hissettirelim, en ufak bir tehlike hissettiklerinde ne yapmaları gerektiğini öğretelim ve çevremizde gördüğümüz çocuklara karşı her zamankinden daha fazla duyarlı olalım; şüpheli durumları yetkililere bildirelim. Bazen küçük bir duyarlılık ya da farkındalık çok büyük trajedileri önlüyor. Lütfen bunu unutmayalım!