Her yıl olduğu gibi bu yıl da 17
Ağustos gününü; 17 Ağustos 1999’daki büyük Marmara depremini anarak ve içimiz
yanarak geçirdik. Marmara depreminin üzerinden yirmi beş yıl geçmişken; o
tarihten sonra Van, Elazığ ve İzmir’de yıkıcı depremler olmuşken ve yaklaşık
bir buçuk yıl kadar önce 6 Şubat felaketiyle çok büyük acılar yaşanmışken ben
de herkes gibi kendi kendime depreme ya da herhangi bir doğal afete hazır
mıyız? sorusunu sordum. Tahmin edeceğiniz üzere aldığım cevaplar pek de iç
açıcı değildi ve ben de belki bir faydası olur diye bu yazıyı yazmaya karar
verdim.
Bildiğiniz üzere güzel ülkemiz
Türkiye, ekonomi, eğitim, işsizlik, terör gibi kronik sorunlarının yanı sıra
doğal afetlerin yol açtığı sorunlarla da boğuşuyor maalesef. Depremler, seller
ve orman yangınları canımızı yakıyor, yüreğimizi dağlıyor. Bir acı bitmeden
diğeri başlıyor! Depremle ilgili yaralarımızı tam saramadan orman
yangınlarıyla, sel felaketleriyle sarsılıyoruz ancak görünen o ki bu
felaketlerden hiç ders almıyoruz.
Yakın zamanda Japonya’da yaşanan
7,1 şiddetindeki depremde insanlar hiç deprem olmamış gibi normal hayatlarına
devam edebildi ancak 6 Şubat depreminde ve sonrasında bizim için durum hiç de
öyle olmadı. Antakya’da, Kahramanmaraş’ta, Malatya’da ve Adıyaman’da depremin
izleri maalesef hâlen tamamen silinmiş değil. Deprem öncesinde almadığımız
tedbirler, önemsemediğimiz eğitimler veya görmezden geldiğimiz meseleler ne
yazık ki bizlere özelliklere de çocuklarımıza çok pahalıya mal oldu. Çünkü her
şeyde olduğu gibi en büyük zararı yine çocuklarımız gördü.
Sağlıklarını, ailelerini,
sevdiklerini, evlerini veya okullarını kaybeden çocuklarımız çok büyük
travmalar yaşadı ve hâlen bu acıların izlerini yaşamaya devam ediyorlar. Bu noktada çocuklar için afet sonrası destek çok büyük önem
kazanıyor. Afet sonrası profesyonel destek ve düzenlenen grup terapileri, çocukların
duygusal zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olarak travma izlerini azaltmayı
sağlıyor fakat bence asıl önemlisi çocukları ve genel olarak tüm toplumu doğal
afetler konusunda bilinçlendirebilmek.
Deprem, sel ya da
yangın anında ne yapılması gerektiğini bilmek veya tüm bu afetler yaşanmadan
bireysel olarak ne gibi önlemler alabileceğimizi bilmek çok önemli. Çocukları doğal
afetler konusunda bilinçlendirmek, onlara afet sırasında nasıl davranacaklarını
açıkça anlatmak ve onların hem fiziksel güvenliklerini hem de ruhsal
sağlıklarını korumak; aileler ve eğitimciler olarak bizim asli vazifemiz olmalı.
Çeşitli kitaplarla, animasyonlarla,
bilmecelerle, şarkılarla veya oyunlarla çocuklarımızı afet konusunda eğitebilir
ve onların bilinçlenmelerini sağlayabiliriz. Bu konuda Prof. Dr. Naci Görür’ün Çocuklar
İçin Deprem Kitabı, AFAD’ın çocuklar için hazırladığı Afet Farkındalık
Eğitimi animasyonu ve MEB’in Okul Tabanlı Afet Eğitimi Etkinlik Kitabı’nda
yer alan etkinlikler bizim için iyi birer rehber olabilir. Umarım bu kaynaklar
rehberliğinde çocuklarımıza afet bilinci aşılayabilir ve bilhassa Çocuklar
İçin Deprem Kitabı’nda yer alan tavsiyeler ışığında deprem fobisini çok küçük
yaşlarda önleyebiliriz!
Çok Okunanlar
A101 21 Kasım 2024 Perşembe aktüel ürünler kataloğu yayımlandı!
BEDAŞ 21 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
21 Kasım 2024 burç yorumları
Kainat güzeli seçilmişti! Makyajsız hali gündem oldu
Fatih Altaylı'dan Acun Ilıcalı ve yasa dışı bahis yorumu
Onur ve Semih arasında MasterChef'te kavga! Yeni fragmanda olay anları
Bu akşam TV'de ne var? 20 Kasım Çarşamba Kanal D, Show TV, TRT1, ATV, Star TV
Altın fiyatları bugün ne kadar?
Fenerbahçe'ye Talisca sonrası Eriksen piyangosu
UEFA Uluslar Ligi'nde Türkiye'nin rakibi kim olacak? Play-off maçı ne zaman?