Geçen hafta köşe yazımda "Mayıs Ayların Gülüdür..." diye bir derleme yazmıştım. Gerçekten Mayıs ayı bir başka güzel. Yine bu ayın son günü yaptığımız Kemaliye (Eğin) ilçe gezisi beni çok etkiledi. Sizlerle paylaşmadan yapamadım.
Eşim Dr.Esen Demir'in de aralarında bulunduğu, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi 1978 yılı mezunları, yıllarca bu ülkeye hizmette bulundular. İşte o dostlukları yarım asırdır sürdüren doktorlar ile Doğu Anadolu gezisisine katıldım. İzmir Karşıyaka'nın ünlü Çocuk Sağlığı ve Hastalıklar Uzmanı Dr. Yılmaz Bay önderliğinde düzenlendi. Gelenekselleşen EÜ Tıp'78 Mezunları gezileri sırasıyla yurt içi, yurt dışı geziler olarak düzenliyor. Yılmaz Bay eğer doktor olmasaydı iyi bir turizm rehberi yada başarılı bir organizatör olurdu.
31 Mayıs sabahı erken saatlerde Elazığ'dan yola çıktık. Önce Keban ilçe ve barajını gördükten sonra dağlar arasında kıvır kıvır dolanan yollardan geçtik. Yeşilin tüm tonlarıyla örtünmüş, yamaç ve vadilerin arasında akıp giden dereler nehirleri aşıp bir köye vardık. "Apçağa köyüne hoş geldiniz" tabelası ile karşılandık. "Orda bir köy var uzakta, gitmesekte görmesekte o köy bizim köyümüzdür..." ezgileri bizi karşıladı. O güzelim ezgi bizleri çocukluğumuza götürdü. Çoğumuz Egeli olan gezginler derin bir huşu içinde köy meydanında dolanmaya başladık. Kitapçıdan yeni bir kitap almışcasına köyün orasını burasını incelemeye başladık.
İlk şoku atlattıktan sonra bir film platformundan öte restore edilmiş ve korunmuş, yıllarca hafızamızdan çıkmayacak bir köye gelmişiz. Sokakları tertemiz. Her sokak başında "Çöpünüzü değil sevginizi bırak" tabelaları dikkat çekiyordu.
Özellikle duvarları tahtalarla kaplanmış evleri köye özgün ilginç yapılardı. Çok özel kendine has mimarisi olan ve geçmişten bugüne dek korunan bir köy.
Bizim Muğla Milas Çomakdağ köyü gibi gelenek ve göreneklerini de bugünlere dek yaşatan bir köy. Yasada, tasada, düğün ve eğlencede bir olmayı, paylaşma ruhunu sürdürmeye devam ediyorlar. Bu güzelim köy Erzincan'ın Kemaliye (Eğin) ilçesinin Apçağa köyüdür. Yaşayan ender Müze Köylerimizden biri diyebiliriz.
Apçağa; Oğuz Türkçe kökenli bir kelime grubundan olup, "ana ve kuzusu" demekmiş.
"Gitmesekte görmesekte o köy bizim köyümüzdür" güftesini Sivas'ta köyüne gidememe özlem ile yazan Şair Ahmet Kutsi Tecer, iki dönem milletvekilliği yapmıştır. Kudüs doğumlu olması ve "Kutsi" adını almasına rağmen Apçağa'lıdır.
Tecer'in asıl katkısı Anadolu folklörüne olmuş. Binlerce ezgiyi bulmuş ve bal mumu plaklara kaydetmiş. On bin dolaylarında olduğu bilinen plakların üç bin adeti kendini bilmez bürokratlar tarafından imha edilmiş. Bu ülke nice değerlerini kendini bilmez bazı insanlar tarafından yok edildi. Ediliyor da....
Apçağa köyünde adına Kültür Müzesi açılan Tecer'in bir başka eseride "Aşık Veysel"dir. Öykü ilginç ve ibret vericidir. Tecer, Sivas'ta İl Milli Eğitim Müdürü iken M. K. Atatürk'ün emriyle ildeki tüm ozanları toplayıp bir "aşıklar bayramı" yapılmasını istemiş. Çağrıya ildeki sadece bir ozan katılmamış. Gelmeyen ozan zorla ikna edilerek getirilmiş.
Tecer "Hani senin sazın?" diye sormuş. Gelen ozan " Benim sazım yok ben ozan mozan değilim, bırakın ben köyüme döneyim" demiş. Meğer ozanın Aşıklar bayrama katılmamasının haklı bir nedeni varmış. Aşığın şehre her indiğinde sazını kırarlar yada elinden alırlarmış. O nedenlerle "ben ozan değilim" ısrarında bulunurmuş. Uzatmayalım! Ozan, Aşıklar Bayramına katılmaya ikna edilmiş. Kimdir o ozan? Ülkemizin büyük ozanı Aşık Veyseldir. İşte o Aşık Veysel'i Türk Folklorüne kazandıran da Ahmet Kutsi Tecer'dir.
Annesi Babası ve ailesi "Apçağa"lı olan Tecer, ancak 1940 yıllarında köyüne gelebilmiş ve ülkemizin yetiştirdiği ender değerlerden biridir.
Tarihi, kültürü ve insanı ile çok zengin olan Apçağa Köyü, Dut, ceviz, kuru fasülye, börülce ve daha birçok ürünleriyle de ünlüdür. Özellikle Osmanlı döneminin ünlü İngiliz Sait Paşa ve Doğu Perinçek'in Milletvekili babası Sadık Perinçek'in de köyüdür.
Geçmişten bugüne tüm varlık ve zenginliklerini koruyan başta Apçağa köylüleri olmak üzere emeği geçenleri içtenlikle kutlarım. Biz gerçekten çok beğendik.
"Gitmesekte görmesekte o köy bizim köyümzdür..." dediğimiz Apçağa köyü mutlaka görülmesi, gezilmesi gereken bir köydür. Hele baharın yaza dönüştüğü Mayıs ayında doyum olmuyor.
Ben yazımı bitirirken bana sosyal medyadan gelen bir yazıyı paylaşmak istiyorum.
"Bayram, paylaşmaksa;
Sadece yemeğini değil, gülümsemeni, vaktini, sevgini de paylaş. Yüreklerdeki ağırlıklar hafiflesin, gönüller bayram etsin.
Kalbiniz huzur, sofranız bereket, yolunuz hep açık olsun." dileklerimle
Bayramınızı kutlarım...
Çok Okunanlar

Survivor'ın finali Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılacak

Yeni Akit'ten tepki çeken Ferdi Zeyrek paylaşımı

Nihal Candan 29,5 kiloya düştü

Doktorun iteklediği kadın düşerek ağır yaralandı

8 bin terör örgütü üyesi serbest kalıyor

Bakan Memişoğlu, bayramın ilk günü yaralanan 'acemi kasap' sayısını açıkladı

Anne ve kızı kilitli bir odada ölü bulundu

Tarikatlar göbeklerini kendileri kesecek

Apçağa...

Galatasaraylıları üzen gelişme: Osimhen kararını verdi!