Enflasyon ve zeytin…

Ülkemizde son yıllarda ekonomik sıkıntılar 2025 yılına da sarktı. TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) enflasyon oranını yılın ilk ayında 5,03 olarak açıkladı. Enflasyon yıllık bazda %41 dolayında olması beklenirken %42,12 olarak açıklamas piyasaları hatta Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'i epey şaşırttı. Enflasyon oranlarının günlük hatta saatlik takip edilebildiği bir dünyada bu kadar sapma olması düşündürücüdür.

Birde ENAG (Türkiye Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu) diye bağımsız yani çeşitli arka planlardan gelen deneyimli akademisyenlerin ve uzman profesyonellerin bir araya gelerek enflasyonu hesaplamak ve modellemek için oluşturduğu bir topluluk var. Titiz çalışıyorlar ve yıllık bazda enflasyonu %82,02 olarak açıkladılar. Nerdeyse TÜİK'in rakamlarının iki katı bir durum var. Bir vatandaş olarak kafamızın almadığı noktadayız. Bilimde bu kadar sapma olur mu? Hele pozitif bilimde? Üstelik herşeyi bilen "yapay zeka" varken. Yapay zekaya sormak gerekir? Senin kafan alıyor mu diye? Ben yine de iyi niyetle bakıp TÜİK ile ENAG sonuçlarını harmanlayıp, ikisini toplayıp çıkan rakamı ikiye böldüm bulduğum rakam; %62,07 olarak ortaya çıktı. Kesinlikle enflasyon bu rakamların altında değil. Yılbaşında açıklanan maaş farklarına göre rakamlar çok çok yüksek.

Ankara Büyükşehir Belediyesinin askari ücretlileri, emekliler ve yoksullar gibi destek grubuna alması çok yerinde olmuştur. Ben sizi bugün enflasyon, geçim sıkıntısı, yoksulluk gibi sıkıntılara daha fazla sokmadan başka bir konuya geçmek istiyorum. Sahi siz sıkılınca yada bir sorunla karşılaşınca ne yapıyorsunuz? Ben genellikle kütüphanemden bir kitap alıp kafamı dağıtmaya çalışıyorum. Israrla okusam da bazen o sıkıntılar kafamdan gitmiyor. Hatta o sayfaları tekrar tekrar okuyup kitaba kendimi kaptırıncaya dek devam ediyorum. Sonunda kendime yeni bir dünya yaratıp yeni bir ruh haline geçiyorum.

Bu aralar Göcek'te zeytinlerimi budadım. Organik ilaçlamalarımı (bordo bulamacı vb) ve taban gübrelemelerini yaptığım için biraz yoruldum. İşçilik, ilaç ve gübrenin fiyatları öyle artmış ki enflasyonun yani pahalılık sıkıntılarını azaltmak, yorgunluk atmak, kısaca kafa dağıtmak için kütüphanemden bir kitap aldım. Amerika Kaliforniya'lı gazeteci, yazar C. Miller Santo'nun "Zeytin Ağacı" romanını epey ilgimi çekti.

Kitap, ilk zeytini Kaliforniyaya getiren 5 kuşak zeytincilikle uğraşan bir ailenin masalsı öyküsünü anlatıyor. "Keller Ailesi'nin beş kuşak kadınlar gözlerden uzak bir zeytinlikte, aynı evde yaşamaktadır. Zinde ve güçlü bir kadın olan 112 yaşındaki aile reisi Anna, onun kızı Bets, torunu Callie, torunun kızı Deb ve torununun torunu Erin... bu aile ilk bakışta sıradan gibi görünse de içlerinden ikisinin uzun ömürle ilgili bilinenleri kökünden sarsması onları sıra dışı kılmaktadır." "Bir gün Keller ailesinin uzun ömür mucizesini araştırmak için kasabaya bir genetik bilimci gelir ve bu sırada Erin bir erkek bebek beklediğini duyurur. Böylece Keller kadınlarının köklerine uzanan yolculuk başlar. Ailenin toprakla ve zeytin ağaçlarıyla iç içe olan hayatı, nesiller sonra yankılanan anılarını, sırlarını, hayal kırıklıkları, kıskançlıkların ve bağışlamaların etkisi ile hareketlenir.

Yaşananlar bu beş kadının derinlerde gömülü tuttukları, acı verici duyguları ve her birinin sarsacak kapalı kutuları bir bir açacaktır." Büyülü zeytinlikleri ve sıra dışı kadınlarıyla zeytin ağacı bir ailenin sevinçlerini, hüzünlerini ve bir nesli diğerine bağlayan duyguları bir araya getiren olağanüstü bir roman. Ve kitabın ana fikri "Bir ağacın köklerini güçlendirecek kadar büyük bir yüreği yalnızca kadınlar taşıyabilir" Uzun yaşamın sırrı enflasyonun düşmesinde mi? yoksa ölümsüzlük ağacı zeytinde mi takdiri size bırakıyorum. Sağlıklı ve uzun yaşamın sırrı 46 kromozomlu zeytindedir. Zeytinsiz sofranız olmasın.