Putin’in Rusya’sında yaşayıp Oslo Barosu gibi davranmanın hayatta karşılığı olmadığını tahminen ne zaman çözeriz? Ya da Baro’nun avukatlık ruhsatı sahiplerinin değil, hayatını avukatlık yaparak idame edenlerin meslek örgütü olduğunu? Kaboğlu Hoca emekli bir milletvekili ve akademisyen. Dünyanın en şeker insanı olabilir ancak hayatında hiç avukatlık yapmadı.
İstanbul’da iki baroda toplam 90 bine yakın avukat kayıtlı. Bu sayının ezici çoğunluğu 30 yaş altındaki avukatlardan oluşuyor. Ben avukat olalı daha 10 sene olmuşken benden sonra İstanbul Barolarının sicillerine neredeyse 60 bin avukat daha kaydoldu.
Bizim Orhan Adli Apaydın Sokak’ta Alaattin’in Sihirli Lambası’ndan çıkan cine rastlasak, ülkedeki tüm hukuk fakültelerini öğrenci alımına kapatsak, üstüne Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavını hakkaniyetli ölçüde zorlaştırıp mevcut öğrencileri gerçek bir elemeden geçirsek bile geriye çoğu çiçeği burnunda 110-140 bin arasında avukat ve tek bir dilek hakkımız kalıyor. Son hakkımız ile ne yaparsak yapalım avukatlık mesleğini kurtarmamız matematiksel olarak mümkün görünmüyor. Bu sebeple son dilek hakkını kendimize saklamakta fayda var.
Türkiye’de bir demokrasi sorunu olduğu açık. Ancak aynı sorun artık tüm dünyada mevcut. Demokrasi sözcüğü halk anlamına gelen demos ve iktidar anlamına gelen kratos sözcüklerinden oluşuyor ve özünde halkın iktidarı anlamını taşıyor. Dünyanın eski demokrasileri hangi demosun kratosu olduklarını şaşırdığı için artık tüm dünya Türkiye ile aynı simülasyona evrildi. Boşuna yurt dışına kaçma planı yapıp kendinizi yormayın; evinizde oturun ve dünyanın gerçekliğini kabul dahi edemeyeceğimiz nasıl bir distopyaya evrildiğini seyredin.
Avukatın sorunu çözülürse, avukat, vatandaş ve baro güçlenir. Tersi olursa da bu üçü aynı anda kaybeder. İstanbul Barosu başkanı uyumadan 7/24 çalışsa dahi çözemeyeceği kadar çok sorunumuz mevcut. On yıllardır yapılan baro mastürbasyonunun bizi bataklığa sapladığı açık. Siyasetçiler, mezhepçiler, etnikçiler, kod adı değişimciler ve sair herkesin baroyu tabure olarak kullandığını sanırım hepimiz anladık. İstanbul’un, İstanbullu avukatların ve İstanbul halkının artık sorun çözücü bir karaktere ihtiyacı var. Türkiye şartları gereği bu kişi Ankara’da geniş bir mutabakat ile seçilerek görevlendirilmiş, 2025 Türkiye’si ve güncel avukat nüfusuna göre mesleği ve sistemi yeniden organize edecek eski bir kamu görevlisi olabilir. Ankara’dan adeta kurucu bir lider getirmezsek, iki senede bir ekim ayında kendi aramızda Baro Olimpiyatları düzenlemeye devam ederiz.
Değerli üstatlara da son bir görev düşüyor; vakti zamanında ne destansı mücadeleler verdiğinize zerre şüphe yok. Ancak o mücadeleleri kazanabilmiş olsaydınız, bizim neslin ciğerine biber gazı değmezdi. Verdiğiniz mücadeleyi 12 Eylül 1980 itibariyle kaybettiniz. Sizinle aynı gezegende yaşıyor olmak haricinde neredeyse hiçbir ortak noktamız da yok. Bundan sonra bu hayatı biz yaşayacağız. Artık kendi mücadelemizi, uygun gördüğümüz şekilde verme zamanı çoktan geldi. 35 yaş altı için hem de toplumun her kesiminde, her yöresinde ve her meslek grubunda artık birleşme vakti.
Çok Okunanlar

Son genel seçim anketinde üçüncü parti değişti

Erdoğan yetkilerini devrediyor, kabinenin tamamı değişiyor: OHAL gündemde!

Transferde büyük derbi, Osimhen imzayı atıyor!

AKP'de şehir hastaneleri pişmanlığı

Gazeteler, Ümit Özdağ'ın tahliyesini nasıl gördü?

Alaaddin’in sihirli lambası

BEDAŞ 18 Haziran Çarşamba elektrik kesintisi yaşanacak ilçeleri sıraladı

İBB operasyonlarında tutuklanan bir kişi daha 'itirafçı' oldu

Nihal Candan'ın durumu kötüleşiyor

PKK elebaşı Öcalan'dan DEM Parti’ye mesaj