Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
38,2634
Dolar
Arrow
34,1520
İngiliz Sterlini
Arrow
45,9557
Altın
Arrow
2934,0000
BIST
Arrow
9.777

Geleceğe Dönüş 4

Medya gündemini meşgul eden Eric Adams 1984’te New York Polis Departmanı (NYPD) bünyesinde görevine başlayan emekli bir polis memuru. Çocukluğunda polis şiddeti geçmişi olmasına karşın polis ve devlet karşıtlığı hiç olmamış. 1995 yılında NYPD memuruyken 100 Blacks in Law Enforcement Who Care isimli aktivist bir grubun en önde gelen kurucularından oldu. Bu grup siyahiler adına polis vahşeti, ırkçılık, ırksal ayrımcılık, polis suistimaliyle mücadele etmek ve siyahilere hukuki ve finansal destek vermek, siyahileri eğiterek toplumla bağını güçlendirmek için kurulmuştu. Bir polisin bu grubun kurucusu olması, sözcülüğünü yapması, üstelik bu kişinin gençliğinde polis şiddetine maruz kalmış olması onu siyaset için eşsiz bir aday yapıyordu. 

2006 yılında polis memurluğunu bıraktı. Demokrat Partiden New York Eyalet Senatörlüğü seçimine girdi ve kazandı. 2013 yılına geldiğimizde bu ünlü aktivist grubun sözcülüğünü bırakarak Brooklyn’in ilk siyahi belediye başkanı olabilmek için aday oldu, ön seçimlerden ve sonrasında yerel seçimden zaferle çıktı. 

2 Kasım 2021’de 61 yaşında,%66’lık nitelikli çoğunluğun oyuyla New York tarihinin ikinci siyahi belediye başkanı seçildi. Seçim vaatleri kamu güvenliğini arttırmak ve işçi sınıfına daha fazla söz hakkı vermek, servet eşitsizliği, kentteki ucuz fiyatlı/kiralık konut eksiği ve devlet okullarının Hollywood’dan bildiğimiz sorun yumağı üzerine yoğunlaşıyordu. Covid19 Pandemisinden sonra ABD’nin en büyük kentini devralmıştı.  

Seçimi kazandıktan sonraki zafer konuşmasında “kent sakinlerinin çok parçalı bir yapıya sahip olduğunu,çeşitliliğin güzelliğinin farkında olunmadığını, artık herkesin birer New York’lu (Team New York) olduğunu” söylemişti. Seçim ve yalan profesörü biz Türkler için anlaşılması kolay açıklamalar olmasına karşın seçim bittikten ve seçimi kazandıktan sonra dahi böylesine içi boş bir açıklama yapması sadece demokratların ilerici bir kanadını kuşkulandırmıştı. Onların kuşkulanma gerekçeleriyse Adams’ın siyaseten merkezde durması ve gayrimenkul zengini bağışçıların desteğini almasıydı. 

Medyaya da yansıyan New York Federal Savcılığı’nın 57 sayfalık iddianamesindeki özetle Adams’ın rüşvet ve ülke dışı illegal bağış aldığı üzerine yoğunlaşıyor. Bu ülkeler arasında Türkiye de var. Adams ismi açıklanmayan 5 Türk iş insanı ve kamu görevleri tarafından Adams’a rüşvet ve lüks hediyeler vermekle suçlanıyor. Adams ve yakınları THY ile ücretsiz business class seyahatleri yapmak, lüks otellerde ücretsiz konaklamak, özel şoförlü araç ve tekne turu, deniz kenarında bir otelde hamam ve lüks restoranlarda ücretsiz yemekler ile suçlanıyor. İsmi geçenlerden biri olan Şişli’deki St. Regis Otel’tegecelik konaklama 7000 Amerikan doları iken Adams’ın 600 Amerikan doları karşılığında konakladığı belirtilmiş. ABD’de yasal ve aleni olarak yapılması gereken ve sıkı denetim altında olan bağış faaliyetlerinin Adams tarafından yasa dışı şekilde toplandığı ve yine Adams tarafından alenen talep edildiği iddianamede geçiyor. 


Türkiye’nin New York Başkonsolosluğu, Birleşmiş Milletler Daimî Temsilciği ve Merkez Bankası NY Temsilciliği gibi önemli diplomatik misyonların bulunduğu New York Turkish House da (Türkevi) iddianamede yer alıyor. 20 Eylül 2021’de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açılan ve açılış duasını Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ınyaptığı 36 katlı binanın yangın yönetmeliğinde usulsüzlük yapıldığı, yangın yönetmeliğine uygun olmayan binanın bir Türk yetkilinin “sıra sizde” mesajı sonrasında Adams’ın binayı teftiş ile görevli çalışanı işten atmakla tehdit edilerek uygunluk raporu aldırdığı ve bunun karşılığında lüks hediyeler kabul ettiği yönünde. İddianamede Adams’ın 1915 olayları hakkında Türkiye’ye olumsuz bir açıklama yapmamayı kabul ettiği, Türk yetkilinin Adams’a “Türkiye’nin gerçek bir dostu olduğunu” söylediği ve Adams’ın da “ben size yardım etmek için buradayım” şeklinde cevapladığı, 2019 yılında Türkiye seyahatini planlayan çalışanın Adams’a “güvende olmamız için tüm yazışmalarımızı sil” dediği ve Adams’ın buna karşılık “bunu her zaman yaparım” dediği iddiaları mevcut. Savcılığın iddianameyi açıklamasından sonra Adams çok kısa bir açıklama yaparak iddiaları reddetti ve istifa etmeyeceğini, görevine devam edeceğini söyledi.


Geleceğe Dönüş 3 (Back to the Future 3) filminde genç Marty 1985 yılından 1955 yılına giderek orada Profesörü bulur. Marty’nin gelirken bozduğu zaman makinasını tamir etmeye çalışan Profesör sorunun tırnak kadar küçük bir parçadan kaynaklandığını tespit eder, “bu kadar ufak bir parçanın bu sorunları çıkarması inanılmaz” dediği esnada Japon malı olduğunu fark edip “devrenin bozulmasına şaşmamalı, Japon malıymış”der. Profesörün verdiği tepkiyi anlayamayan Marty’nin“ne demek istiyorsun Profesör, her şeyin en iyisini Japonlar yapar” demesi üzerine Profesör yüzünden ve gözünden akan bir şaşkınlık içerisinde “inanılmaz”der. 20 saniyelik bu sahne 1955 yılında geçmektedir; 1985 yılından gelen Marty Japon mallarını en kalitelileri olarak bilirken 1955 yılında yaşayan Profesör Japon mallarının en kalitesiz ve en ucuz(eskiden kullandığımız çin malı gibi) oldukları dönemde yaşamaktadır. Yani Japonların 1 koca nesli saygınlıklarını geri kazanmak adına kendilerini feda etmiştir.


Dünyanın en büyük kentinin 1 numaralı yöneticisi Türk yetkililerle rüşvet çarkında iddiasının bize verdiği zarar ülkemize gök taşı düşmesi ile eşdeğer. Bu haberden sonra dünyanın her yerinde Türk pasaportu taşıyan, yurt dışında işe başvuran, iş kuracak olan, gezen tozan her kim varsa 2 kat daha fazla şüpheli olacak. Şimdiye kadar vize alana kadar çekilen ızdırap bu raddeden sonra hiç bitmeyecek, keza güveni bir defa kaybettik. Bundan sonra resmi evraklarımızın gerçekten resmi olup olmadıkları da soruşturulacak, mutlaka bir hinlik yapmış olduğumuz ön yargısı ile Türklerin işlemleri defalarca kontrol edilecek. Resmi yetkililer ileride kendileri iftira veya soruşturmaya maruz kalmamak adına en iyi ihtimalle işlemleri yavaşlatacak, takdir yetkilerini artık hiçbir şekilde bizden yana kullanmayacak. Milletçe artık 24 saat önceye 24 yıl uzaktayız. Lanet olsun.