2013 Mayıs'ının son günlerinde, bir gece polislerin yok yere kullandığı şiddetli müdahale ile başlamıştı Gezi Parkı eylemleri.
Kolluk güçlerinin hiçbir fırsatı kaçırmadan eylemcilere uyguladıkları düşman hukuku sebebiyle eylemciler büyük bir mağduriyet yaşamış ve bu durum geniş halk kitlelerinde kuvvetli bir karşılık bulmuştu.
Türk polisi, “Allah Allah” nidalarıyla halkına müdahale ediyordu. O dönemde FETÖ’nün devleti ne denli sardığı bilinmediğinden, halkını düşman gören polis olgusu muhaliflerce tam olarak anlaşılamamıştı. Halk TV ile de kamuoyu Gezi sebebiyle ve tam bu tarihlerde tanıştı. Gündemde yine Gezi var. Ancak bu sefer süreç gayet bilinçli yürütülüyor.
Bir ay kadar önce, dizi-film piyasasında her yolun Ayşe Barım isminde bir oyuncu menajerine çıktığı söylentileri dolaşıma sokuldu. Onunla çalışmayan oyuncuların bir nebze içini döktüğü bu sürecin sonunda, Barım’ın Gezi Parkı eylemleri sebebiyle gözaltına alınacağı elbette kimsenin aklına gelmezdi.
Ertesi gün ise piyango, adını Gezi Parkı ile duyurmuş Halk TV’ye vurdu. Kanal programcılarından Serhan Asker, Seda Selek ve Barış Pehlivan, programda bir adli bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesi kaydını yayınladıkları için gözaltına alındı. 31 Ocak 2025 Cuma günü ise bu bilirkişinin adını kamuoyu ile ilk paylaşan Ekrem İmamoğlu’nun savcılık ifadesi olacak.
Gündeme ihtiyaç olduğu açık. Kartalkaya’daki yangın felaketinin ulusal yasa dönüştürülmesi de bu savı doğruluyor. Keza kayak yapmaya giden tatilcilerin ölmesini ulusal yas hâline getirmek ne fıtrata ne de siyasi takvimlerine uygun bir davranış değil. Belediye başkanlarının tutuklanması, soruşturmalar ve cuma günleri yapılan her gözaltı işlemini bu kapsamda değerlendirmemek lazım.
Ancak sosyal medya fenomenlerinin, Onlyfans içerik üreticilerinin gözaltına alınması veya tutuklanması, menajerlik şirketleri üzerindeki onlarca yıldır aynen devam eden iş ilişkilerinin ortaya dökülmesi tamamen göz boyama taarruzu. Ağır ekonomik kriz içerisinde girdiğimiz zorlu kış şartlarını ve Öcalan’la yürütülen süreci, atı alan Üsküdar’ı geçene kadar konuşturmamak zorundalar. Şartların olgunlaşması için geçmesi gereken bir zaman, yürünmesi gereken yollar ve çözülmesi gereken sorunlar var.
Dış dünyada da olmazlar yaşanmaya başladı. Almanya’da tarihi bir değişim yaşanmak üzere. Danimarka, İskandinav komşularıyla Grönland’ın korunması için temas halinde.
Fransa Dışişleri Bakanı, Danimarka’nın bu yönde bir talebi olmamasına rağmen Grönland’a asker göndermeye hazır olduklarını açıkladı. Sonuçta Grönland, Avrupa Birliği toprağı ve tüm Avrupa’nın o buzulları korumak gibi bir hukuki yükümlülüğü var.
ABD’nin elindeki yaptırım gücü yasal olarak her türlü kapıyı açmaya muktedir. Askerler ve silahlar çok pahalıya geliyor; bunun yerine demokrasileri de diktatörlükleri de ekonomik yaptırımlarla hizaya getirmek hem kolay hem de pratik.
Keza yaptırımlar, tek imzayla derhal uygulamaya konabiliyor. Bu yüzden, her nerede olursak olalım artık hayat hepimiz için bir mayın tarlası.
Çok Okunanlar
Fenerbahçe’de 4000. gol heyecanı!
Erdoğan yine muhalefete yüklendi: '22 yıl da beklerler 222 yıl da beklerler'
TSK'dan ihraç edilen teğmenler Anıtkabir'de Atatürk'ün huzurunda
Fenerbahçe'de hareketli saatler: Maximin 'out' Son 'in'
10 anketin seçim anketi sonuçları belli oldu
AKP'nin erken seçim tarihi kulislerden sızdı
Teğmenleri ihraç eden YDK kararının ayrıntıları
Fenerbahçe'de Talisca, Rizespor maçında oynayacak mı?
Kuruyemiş devi iflasın eşiğinde
Suç örgütünün kilit ismini yurt dışına kaçırdığı iddia edilmişti