Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
38,2288
Dolar
Arrow
36,3010
İngiliz Sterlini
Arrow
46,1227
Altın
Arrow
3428,0000
BIST
Arrow
9.602

MAGA

Geçtiğimiz 10 günde ABD’de Trump ile başlayan dönüşüm fırtınasının son 60 yıldır ABD’nin demokrasi ihracatçıları Amerika Birleşik Devletleri Kalkınma Ajansı(USAID) ve Ulusal Demokrasi Vakfı(NED) gibi iki derin kurumu nasıl dümdüz ettiğine tanık olduk. Bugüne kadar darbeler ve müdahaleler kurumsal anlamda bunlar üzerinde yapılıyor veya fonlanıyordu. Trump’ın ABD derin devletiyle yüzleşmesinin son perdesinde bu iki kurum da Elon Musk önderliğinde tasfiye edildi. Bu kurumları dünyadaki darbe girişimleri, seçimler veya insan hakları, özgürlük gibi kulağa sevimli gelen sözcüklerle ülkeleri parçalarken duyuyorduk. Ülkemizde de 2 sene önce fonladıkları kişi ve kurumlar gündem olmuştu. 

Trump yönetimi USAID ve NED hakkındaki raporunda bu dış müdahalelerin neden yapıldığı değil, neden para harcandığı tartışıldı ve günün sonunda USAID’in %97’si işten çıkarıldı. Yugoslavya’daki Buldozer Devrimi(2000), Gürcistan’daki Gül Devrimi(2003), Ukrayna’daki Turuncu Devrim(2004), Lübnan’daki Sedir Devrimi(2005), Kırgızistan’daki Lale Devrimi (2005), Kuveyt’te Mavi Devrim(2005), Myanmar’daki Safran Devrimi (2007) bunlardan birkaçıydı.

Bir tuğlayı çekersek tüm duvar yıkılır diyen Mehmet Ağar’ın aksine bu sene 79 yaşına girecek Trump’ın korkusuz ve cesur hamlelerle CIA, FBI ve kemikleşmiş tüm ABD kurumlarında ciddi kıyımlar yapılacağı açık ve net görülüyor. Trump bu yönüyle MAGA(Make Amerika Great Again) hareketinin altını dolduruyor ve ülkesine yerleşmiş tümörleri temizliyor.

Trump’ın sisteme neşter vurmasının gerekçesi bu müdahaleci yapıların ABD’yi içeriden dizayn etmeye, sosyal mühendislik yapmaya ve seçimlere müdahale etmeye soyunmuş olmaları yatıyor. Mark Zuckerberg de 2022 yılında FBI üzerinden Hunter Biden hakkındaki haberlerin sansürlenmesinin istenildiğini, aynı şekilde Covid-19 ve aşılar konusunda da gerçeğe aykırı şekilde bazı bilgilerin dolaşımının engellendiğini itiraf etmişti. 

Tüm bunlar olurken ABD içerisindeki müesses nizam yanlıları ile karşıtları arasında ciddi bir yer değişikliği gerçekleşiyor. Demokratlar ve cumhuriyetçiler arasında müesses nizam karşıtları Trump’ın yanına cumhuriyetçilere katılırken, müesses nizam yanlıları ise cumhuriyetçilerden ve Trump’tan koparak demokratlara katılıyor.

ABD senatosundaki tüm bu denge oyunlarının son perdesinde ise bugün itibariyle pastanın üzerindeki çilek timsali bir gelişme yaşandı. ABD ordusunun eski bir yarbayı olan Tulsi Gabbard Senato tarafından 52’ye 48’lik bir çoğunlukla Ulusal İstihbarat Direktörü (DIA) seçildi. Görevi 18 farklı kurumundan gelen istihbaratı koordine etmek olacak. Gabbard geçen yıla kadar CIA’in terör listesindeydi. Yani algılayabileceğimizin çok ötesinde dönüşüm yaşanıyor. Gabbard 2017’de Esad’ı ziyaret etmiş, Edward Snowden olayında onu bir hain olarak değil kahraman olarak gördüğünü ve asıl hainin Snowden’ın ortaya çıkardığı belgelerdeki görevliler olduğunu söylemiş, Rusya-Ukrayna savaşının da NATO’nun hatası sebebiyle yaşandığını belirtmişti. 

Gabbard karşıtı senatörlerin çoğunun NED ile bağlantılı olması, USAID ve NED operasyonlarının neden öncelikli olarak başlatıldığını açıklıyor. Belli ki Trump ilk günden Senato’yu hizaya getirmeye çalışıyor. Sert bir değişim rüzgarıyla ve nitelikli bir ekiple gelen dönüşüme ABD müesses nizamının dayanması zor görünüyor. 

1950 ve sonrasında derin Amerika’dan canı çok yanan ülkemizin de böylesi bir değişimden hak ettiği payı alması, kendisine yapılan üvey evlat muamelesini sonlandırarak ABD ve Türkiye menfaatlerini ortaklaştırılması gerekiyor. Yüz yıl önce isyan ederek kendi kaderini tayin hakkı kazanan Ortadoğu toplumlarının sorunları yüzünden, kendi ülkesinin müesses nizamını baltayla temizleyen bir değişimin karşısında durmak hiç de akılcı görünmüyor. İnsanın aklına ister istemez Şirazlı Şadi’nin şiiri geliyor; “bir ömür daha lazım bize ölümümüzden sonra, zira ömrümüz sadece umutlanmakla geçti”