Geçen gün Sevgili Nevşin Mengü’nün yayınında çok çarpıcı bir konuya parmak basıldı.
Son dönemde her bölümü ile olay olan ‘Kızılcık Şerbeti’ dizisinde yer alan seküler kadınların, hayat tarzı ve görüşü ile zıt karakterlere aşık olması…
Nevşin dedi ki;
‘Bu dizide bütün kadınlar, İslamcı erkeklerin önüne atıyor kendini. Laik erkekler sersem sepelek, eli ekmek tutmuyor, boş boş geziyor. Ama İslamcı erkekler ailesine sahip çıkıyor, para kazanıyor.
Aslında laikçi görünümlü siyasal İslam propagandası gibi bir dizi.
Kıvılcım, Ertuğrul'la her konuda ne kadar iyi anlaştığını söylüyor.
Nasıl anlaşıyorsun abi, hangi konuda konuşuyorsun?
Biri namaz kılıyor, öbürü içki içiyor, hangi ortak konularda bu kadar iyi anlaşıyorlar?
Kıvılcım öğretmendi, hiç mi okullardaki 78 saat din dersine konu gelmiyor?’
Çok anlamlı bir görüş bu. Düşündüren…
‘Yok yahu! O kadar değildir’ diyorsun önce…
Sonra…
Düşünmeye, analiz etmeye başlıyorsun…
Şimdiden birileri ‘boykot edelim’ demeye başladı bile…
İşimize gelmeyeni boykot etme alışkanlığı had safhada…
Hatırlayın ilk başladığı günleri…
RTÜK cezalarını, yayın durdurmaları…
O dönem de diğer bir kesim ‘boykot edelim’ diyordu…
Etmeyelim de taşa mı dönelim?
Nevşin’in yorumunda haklılık payı elbette var. Bunu konuşalım, tartışalım…
Ben işin başka bir tarafından bakmak istedim bugün…
Her birimiz bir kadın ve bir erkeğin ilişkisinden meydana geldik.
Anne ve babanıza, ailenize bir bakın.
Kendi beraberliğinize ya da…
Ne kadar farklısınız eşinizden, beraber olduğunuz kişiden…
Aileleriniz, yetişme koşullarınızı, aldığınız değerler eğitimi, dine, inanca bakışınız, paraya bakışınız…
Evet ilişkide bazen bir tarafa bağımlılık, onun doğrularını kendi doğrusu yapma alışkanlıkları, -mış gibi davranmalar var…
O kişinin kendi özgüven ve var olma sorunları ile ilgili… bunun eğitim ve maddi özgürlük ile de çoğunlukla bir ilgisi yok.
Bambaşka ailelerde ve koşullarda yetişmiş iki insanın bir olmaya çalışması…
Zengin kadın, fakir adamı, fakir kadın, zengin adam, üniversite okumuş, okumamış, büyük şehirde büyümüş, kasabadan gelmiş, içki içen, içmeyen, ailesi seküler, ailesi muhafazakar…
Bu ayrım ve örnekler çoğalır gider…
Aynılar aynı yerde, ayrılar ayrı yerde olmaya, yaşamaya o kadar mecbur kılındık ki, bir seküler ile bir muhafazanın, bir Hristiyan ile bir Müslümanın, bir Alevi ile bir Sünninin, bir inanan ile bir inanmayanın da kalbinin beraber atabileceğini unuttuk…
Diziyi eleştirelim, bize neyi pompalıyorları tartışalım, eyvallah!
Arada iki farklı elin ve kalbin buluşup kavuşma ihtimalini ve beraber daha da güçlü atabileceğini de unutmayalım…
Kan kusup, kızılcık şerbeti içtik demeyelim…
Çok Okunanlar
Gelinim Mutfakta kim elendi? 10 bileziği kim aldı? 22 Kasım 2024 puan durumu
22 Kasım 2024 burç yorumları
Fenerbahçe En-Nesyri için Al-Nassr'den gelen rekor bonservisi reddetti
BEDAŞ 22 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Netenyahu'yu tutuklayacak ülkeler belli oldu!
Lüks araba markası Jaguar logosunu neden değiştirdi? Yeni logosu ne oldu?
Bakan Yusuf Tekin'den Teğmen Ebru Eroğlu ve diğer teğmenleri kurtaracak karar!
21 Kasım 2024 reyting sonuçları: Perşembe günü hangi yapım birinci oldu?
Mauro Icardi’nin Greeicy ile kulis paylaşımı Nara’yı çileden çıkardı
İsmi Fenerbahçe ile anılıyordu: Al Nassr'da flaş Talisca gelişmesi