Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,8385
Dolar
Arrow
34,1542
İngiliz Sterlini
Arrow
44,9695
Altın
Arrow
2916,0000
BIST
Arrow
9.109

Dijital Medyada Siyasal İletişim

Siyasal iletişim, bir toplum içindeki bireylerin, grupların veya kurumların politikaları, ideolojileri ve hedefleri hakkında bilgi alışverişinde bulunma sürecidir. Bu iletişim, genellikle seçim kampanyaları, politika oluşturma ve kamuoyu oluşturma süreçlerini içerir.

Dijital medyanın siyasal iletişim üzerindeki etkisi oldukça derin ve karmaşık bir konudur. 

Öncelikle siyasal iletişim ve dijital medya ilişkisine bakabiliriz. Dijital medya, siyasal iletişimi önemli ölçüde dönüştürmüştür. Siyasal iletişim genel olarak, politikacıların, partilerin veya hükümetlerin kamuya yönelik mesajlarını içerir. Dijital medya, bu iletişimi daha hızlı, geniş kitlelere ulaşabilir ve etkileşimi artırabilir bir platforma taşımıştır. Biz buna zamanda ve mekânda sıkışma yaratmak diyoruz.

Dijital medyanın siyasal iletişimdeki rolü, bilgi akışının hızını artırması ve interaktif iletişim imkanları sağlamasıyla öne çıkar. Artık seçmenler, sadece bilgi tüketicisi olmanın ötesinde, çevrimiçi platformlarda etkileşimde bulunabilir ve kendi görüşlerini paylaşabilirler.

Dijital medya unsurları arasında sosyal medya, dijital reklamlar, internet üzerinden yayılan içerikler ve interaktif platformlar bulunur. Bu unsurlar, seçmenleri etkilemede önemli bir rol oynar. Örneğin, sosyal medya üzerinden yapılan kampanyaların geniş kitlelere ulaşması ve hızlı bir şekilde yayılması mümkündür. Dünyada dijital medyanın siyasal iletişimdeki etkilerine dair birçok örnek bulunmaktadır. Her ülkede ve her seçimde dijital medyanın rolünün farklılık gösterebileceği ve yerel dinamiklere bağlı olarak değişebileceğini kabul etmekle birlikte şu örneklerde ortak noktalara dikkat çekmek isterim: 

ABD, dijital medyanın siyasi kampanyalardaki rolünü en belirgin bir şekilde gösteren bir örnektir. Sosyal medya platformları, özellikle Twitter ve Facebook, siyasi adayların doğrudan seçmenlere ulaşmasını ve destekçi tabanlarını oluşturmasını sağlar. ABD'deki seçim kampanyalarında, adaylar ve partiler, dijital medyayı hem mesajlarını duyurmak hem de seçmenlerle etkileşimde bulunmak için aktif bir şekilde kullanmaktadır. ABD’de 2016 başkanlık seçimlerinin Donald Trump tarafından kazanılmasının ardından gelişen olaylar sonucu ortaya çıkan Cambridge Analytica skandalı ile dijital medyanın seçmenlerin tercihleri üzerinde ne kadar manipülatif etkiye sahip olabileceği anlaşılmıştı. 

Brezilya'da da benzer durumlarla karşılaşıldı. Özellikle 2018 başkanlık seçimleri sırasında dijital medya, siyasi iletişimde belirleyici bir faktör haline geldi. Sosyal medya platformları, özellikle WhatsApp, politikacıların ve partilerin destekçilerle doğrudan iletişim kurmasını sağladı. Aynı zamanda, sahte haberlerin ve manipülatif içeriklerin hızla yayılması da seçmen tutumları üzerinde etkili oldu. 

Hindistan, dünya genelinde en yoğun internet kullanımına sahip ülkelerden biri olması nedeniyle dijital medyanın siyasi iletişimdeki etkisi büyüktür. Politik partiler, seçim kampanyalarını dijital platformlarda yürüterek geniş kitlelere ulaşmaya çalışır. Sosyal medya, politikacıların doğrudan seçmenlerle etkileşim kurmasını ve politika ile ilgili görüşlerini paylaşmasını kolaylaştırıyor. 

Avrupa'da ise dijital medya siyasal iletişimde uluslar ötesi bir rol oynuyor. AB seçimlerinde, politik partiler dijital platformları kullanarak Avrupa genelinde ortak bir mesaj iletiyor ve seçmenlere ulaşıyor. Aynı zamanda, siyasi liderler ve partiler, dijital medya aracılığıyla birbirleriyle rekabet ediyor ve politik görüşlerini vurgulamaya çalışıyor.

Partilerin dijital medya üzerinden yaptığı propagandalar, seçmenleri etkilemede güçlü bir araçtır. Hedef kitlelere özgü içerikler, duygusal bağ kurma ve interaktif kampanyalar aracılığıyla seçmenlerin tutumları etkilenebilir. Seçmenler, dijital medya aracılığıyla gelen siyasi iletilere farklı tepkiler verir.

Bu tepkileri şu başlıklar altında somutlaştırabiliriz:

Bilgiye Dayalı Tutum Değişiklikleri:

Seçmenler sosyal medyada edindikleri bilgiye dayalı tutum değişikliklerine gidebilir. Çünkü dijital medya, seçmenlere hızlı ve geniş bir şekilde bilgi sağlama kapasitesine sahiptir. Ancak, bu bilgilerin doğruluğu ve güvenilirliği konusunda endişeler de bulunmaktadır. Seçmenler, dijital medyadan gelen bilgileri değerlendirirken kritik düşünce becerilerini kullanmalıdır. Dijital medyanın sunduğu geniş bilgi yelpazesi, seçmenlerin politik tutumlarını şekillendirebilir; ancak, bu aynı zamanda yanıltıcı veya önyargılı bilgilerle de dolu olabilir.

Sosyal Medya Etkileşimleri ve Toplumsal Baskı: 

Sosyal medya platformları, seçmenlerin siyasi görüşlerini paylaşmalarını, tartışmalarını ve etkileşimde bulunmalarını sağlar. Bu etkileşimler, toplumsal baskıları ve normları şekillendirebilir. Özellikle belirli bir siyasi görüşü benimsemiş bir grup içinde yer alan seçmenler, sosyal medyada benzer görüşleri paylaşan diğerleriyle etkileşimde bulunarak bu görüşleri pekiştirebilirler. Aynı zamanda, toplumsal medyadaki geri bildirimler, seçmenlerin tutumlarını güncellemelerine ve değiştirmelerine neden olabilir.

Dijital Kampanyalara Karşı Duyarlılık: 

Siyasi partilerin ve adayların dijital kampanyaları, seçmenlerin duyarlılıklarını tetikleyebilir. Örneğin, duygusal içerikler, seçmenlerde olumlu veya olumsuz tepkilere yol açabilir. Aynı zamanda, dijital kampanyalarda kullanılan dil, semboller ve görseller de seçmenler üzerinde güçlü etkiler yaratabilir. Dijital kampanyalardaki özelleştirilmiş içerikler, seçmenlerin bireysel ihtiyaçlarına ve tercihlerine hitap ederek daha kişisel bir etki bırakabilir.

Sosyal Medya Algısı ve Grup Kimliği:

Seçmenler, sosyal medyada bulundukları gruplarla güçlü bir bağ kurabilirler. Bu grup kimliği, seçmenlerin siyasi görüşlerini şekillendirebilir ve diğer gruplara karşı duyarlılık oluşturabilir. Sosyal medya, seçmenlere belirli bir siyasi görüşü benimsemiş gruplarla daha fazla etkileşimde bulunma ve bu gruplara aidiyet duygusuyla yaklaşma imkânı sunar.

Dijital medyada yaşadıkları bu etkiler, seçmenleri seçim süreçlerinde partilerin ve adayların yaptığı propaganda karşısında “apolitikleşme”, “siyasi fanatikleşme” veya “tepkisiz izleyici kalma” gibi farklı tutumlar geliştirmelerine sebep olabilir. Dijital medyanın siyasal iletişim üzerindeki etkilerini anlamak ve bu etkilerin seçmenler üzerindeki yansımalarını incelemek siyasi partiler ve adaylar için çok önemlidir.