Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

“Yaptığımız Hata Buydu”

2020 tarihli “Facebook: Perde Arkasının Hikayesi” adlı kitabında Steven Levy şöyle yazıyor: “Bir grup üniversite öğrencisinin insanların kendilerini ifade edebileceği ve ticaret yapabileceği kontrolsüz ve küresel bir platform oluşturmaları ve bu işten doğabilecek, daha önce eşi benzeri görülmemiş sonuçlara hazırlıksız yakalanmaları beklenmedik bir durum değil. İnsanları birbirine bağlamak için tasarlanmış bir şeyin bu kadar büyüyebileceğini kim tahmin edebilirdi ki? Öte yandan bir kişiyi, tüm insanlığı birbirine bağlamak gibi idealist bir hedefin peşinden koştuğu için suçlayabilirsiniz?” 

Tarih boyunca insanları bir araya getirecek, birbirine bağlayacak şeyler hep olagelmiştir. Örneğin, Prof.Dr. Kürşat Demirci’nin, Arkeoloji Söyleşileri adlı YouTube kanalındaki “Sümerlilerin Kökeni Meselesi” adlı söyleşisinde bahsettiği gibi günümüzden yaklaşık 4000 yıl kadar önce Mezopotamya’daki Sümerliler ile onlardan çok uzak bir coğrafyada, şimdiki adıyla Afganistan’ın Herat diye bilinen bölgesinde yaşamış olan Arattalıları birbirine bağlayan şey Lapis Lazuli (Mavi Taş) adı verilen kutsal saydıkları ve kültürlerinin önemli bir parçası olan bir taş idi.

Hava karardığı zaman gökyüzünün aldığı koyu mavi bir renge sahipti. Dünyadaki en zengin kaynakları Bedahşan bölgesindeki Sar-i Sang’da bulunuyor ve çıkarıldıktan sonra Herat’ta işleniyordu. Sümerliler, çok ilgi gösterdikleri Lapis Lazuli karşılığında Arattalılara buğday verip ticaret yapıyordu. Aynı zamanda Sümerlilerin ana tanrıçası İnnanna, Arattalıların da tanrıçasıydı. Demirci, bu değerli taş ile ilgili hikayeleri günümüze kadar gelmiş olan Sümerlileri ve Arattalıları birbirine bağlayan ortak etnik kökenlerinin olabileceğini de söylüyor. 

O zaman insanları birbirine bağlayan güzel bir taş iken günümüzde bu bağlantısallık sosyal medya dediğimiz platformlarda dijital olarak gerçekleşiyor. Diğer bir deyişle, binlerce yıl önce Lapis Lazulinin yaptığını bugün günümüzde yeni medya teknolojileri yerine getiriyor. Levy, Mark Zuckerberg’in bu konuda “[…] insanlar sosyal ürünleri diğer insanlar ile etkileşime geçmek için kullanır. Dolayısıyla onlar için yapabileceğimiz en değerli şey, sevdikleri ve değer verdikleri insanların onlarla aynı hizmeti kullandığından emin olmaktı.” dediğini belirtiyor. 

Fakat, Trump’ın başkan seçilmesinden sonra 2018’de Cambridge Analytica skandalının ortaya çıkmasıyla gelişen olaylar hakkında konuşurken de şu itirafta bulunuyor: “Geride bıraktığımız birkaç seneden çıkardığımız ders şu oldu: İnsanların teknolojiyi iyi amaçlarla kullanacaklarına dair aşırı idealist ve iyimser bir görüşe sahiptik ve bu teknolojiyi hangi şekillerde suiistimal edebileceklerine pek kafa yormadık. Yaptığımız hata buydu.”

Bu hataya tekrar tekrar düşmememiz için yeni medya teknolojileri ile ilgili hem bireysel hem de toplum olarak farkında olmamız gereken şey şudur: İnsanın temel güdüleri, dürtüleri ve duyguları tarih boyunca değişmemiştir ve değişmeyecektir. Fakat teknolojinin zamanı ve mesafeleri kısaltan etkisi nedeniyle (ki bunu zaman ve mekânda sıkışma olarak tanımlıyoruz) sosyal medyada yaşadığımız mesaj bombardımanı bu temel güdülerimizi, dürtülerimizi ve duygularımızı psikolojik ve sosyolojik olarak kaldırabileceğimizden daha fazla oranda baskı altında tutuyor. Çözüm ise çok basit olmakla birlikte bir iç disiplin gerektiriyor: Sosyal medyada maruz kaldığımız mesaj bombardımanını seyreltmek için seçici olmak ve daha az vakit ayırmak.