Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,8385
Dolar
Arrow
34,1542
İngiliz Sterlini
Arrow
44,9695
Altın
Arrow
2916,0000
BIST
Arrow
9.109

İliç'teki maden faciasının ardından sorulması gereken sorular

Türkiye, 13 Şubat'ta yine emekçi yurttaşların canına mal olan ve çeşitli ihmallerle ortaya çıktığı gün gibi aşıkar olan bir maden faciasıyla sarsıldı. Yine canlarımızı kaybettik, toplum, topraklarımız zehir riskiyle karşı karşıya bırakıldı. 

Olayı hatırlamak bakımından yaşanan hadiseyi kısaca özetlemekte yarar var.

Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin 2010 yılı Aralık ayından beri altın üretimi yaptığı Çöpler Maden Sahası'nda çıkarılıp istiflenen 10 milyon metreküpten fazla toprak, 200 metrelik yamaçtan bir su gibi vadiye doğru 13 Şubat günü aktı.

Toprak kayması sonucu 9 işçi, geniş bir alana yayılan toprağın altında kaldı. Olay yerinde incelemelerde bulunan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın açıklamasına göre alanda 35 milyon metreküp toprak var.

BİTMEK BİLMEYEN SORULAR

Bu denli büyük toprak yığını, madendeki faaliyetler sonucu çıkarılan üst üste istiflenen topraktan oluşuyor. Çıkan toprak uygun vasıtalarla çevreye zarar vermeyecek şekilde uzaklaştırmak yerine işletme maliyetlerini düşürmek amacıyla üst üste yığılmış. 

Toprak yığınının yüksekliği tehlikeli noktaya erişmesine rağmen neden kimse bu tehlikeyi görmedi?

Enerji Bakanlığı’nca ağustos ayında denetim yapıldığı ifade ediliyor. O halde yapılan denetimde nelere bakıldı ve bu tehlike saçan toprak yığını hiç mi dikkat çekmedi?

Bu madende şirketin yüzde 20’sinin Çalık’ın olmasının denetime etkisi ne oldu? Denetimde olumsuz tespit yapabilme olanağı var mı? Denetçilere herhangi bir baskı söz konusu oldu mu?

Çevre Bakanlığı ve DSİ, su kaynaklarının kirletilme riski başta olmak üzere burada yeterli denetim yaptılar mı?

Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından menfaat sağlanan kamu bürokratları ve siyasiler var mı? Bu firmaya her kapının açılmasında, denetimlerde kolaylık sağlanmasında kimlerin yardımı var? Çalık Holding’in %20 pay sahibi olmasının ne derece etkisi var?  

Kendini göstere göstere gelen bu toprak kayması ve olası diğer risklere karşı yeterli tedbirler alınmadığı ortada, ÇED raporlarının ne şekilde düzenlendiği, düzenlenen raporlara ne derece uygun hareket edildiği, izin verilme sürecinde ne tür ikili ve siyasi ilişkiler üzerinden pazarlıklar yürütüldüğünü bilemiyoruz.

Ancak görünen o ki, bu maden sahasına izin verilmesinden tutun da sonrasında kamu adına yapılması gereken denetimlerin ilgili Bakanlıklar tarafından yeterli dikkat ve özenle yapılmadığı, hatalı uygulamaların, yığın üstüne yığın yapılan toprak kütlelerinin dahi görmezden gelindiği apaçık ortadadır.

Yaşanan bu elim hadiseye rağmen görevlerini yeterince yapamadıkları ortada olan Çevre Bakanı ve Enerji Bakanı'nın istifa etmesi gerektiği bu ülkede konuşulmadı bile.

Hatta öyle ki, bu madene gerekli izinleri veren o dönemin Çevre Bakanı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak yaptığı ve TV’lerde yayımlanan propaganda çalışmalarında İstanbul’da bir deprem yaşandığını ve kimseye bir şey olmadığını ima eden bir reklamla seçmen karşısına çıktı. Bu durum ülkenin yaşadığı trajikomik olaylardandır. 

Murat Kurum, Çevre Bakanı iken yapmadığı/yapamadığı şeyleri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak yapmayı topluma vadediyor. 

Ülkemizde siyaset kurumu yaşanan bu tür olaylarda kendisini hiçbir zaman sorumlu görmemektedir. Basın gücüyle olayın sorumluluğu birkaç mühendis, birkaç yerel çalışanın üzerine bırakılmaktadır.

Madenden rant devşiren sermayedarlar, bürokratlar ve siyasilerin sorumlu olmadığı, ellerinden gelen her türlü yardım ve desteği olayda yakınlarını kaybeden ailelere yapacakları yönündeki vaatleri, milletçe bu olay karşısında yardımsever hislerle ailelerin yanında olmamız gerektiği basın yoluyla topluma enjekte edilmektedir.

ÇALIK HOLDİNG'İN BİR NEVİ RÜŞVET ALDIĞI ORTADADIR

Oysa Çevre Bakanlığı'ndan izin belgesi alınmadan, Enerji Bakanlığı'nın onayı olmadan maden faaliyetinde bulunulması mümkün değil.

Yabancı bir firmaya bu izin ve onayların verilmesinde Çalık Holding’in ne tür bir katkısı oldu da Anagold Madencilik’te %20 pay sahibi olundu? 

Hem siyasi hem de bürokratik engellerin aşılmasındaki rolü nedeniyle Çalık Holding’in bu işletmede yatırımcı rolüyle kâr payı ortağı olduğu, bir nevi ekonomik rüşvet aldığı ortadadır.

"Sadece sermaye ortağıyız" diyerek olaydan sıyrılması siyaseten bu nedenlerle mümkün değildir.

Para hırsı nedeniyle ülkemizin hem yeraltı hem yer üstü kaynaklarının tarumar edilmesine teşne olan Çalık Grubu'nun siyasi bağlantılarının ve Çevre ve Enerji Bakanlıklarının kamuoyunca ciddi şekilde tartışılmasında yarar vardır.

Bu yapılmadığı sürece bu ekonomik sömürünün devam etmesi ve yeni faciaların yaşanmasının önüne geçilmesi mümkün değildir.

 

KAYYUM ATANMASI GÜNDEMDE Mİ?

Burada yeri gelmişken sormak da yarar var, Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye kayyum atanması dahil delil karartılmasının önlenmesi için ne tür tedbirler alınmıştır veya alınması gündemde midir?

Yaşanılan can kayıplarının ve günlerce süren toprak tahliye işlemlerinden doğan kamusal zararı şirket karşılayabilecek midir? Yoksa burada da şirkete sadece sermayedar olan grupların kim olduğuna göre mi karar verilecektir?