Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,8385
Dolar
Arrow
34,1542
İngiliz Sterlini
Arrow
44,9695
Altın
Arrow
2916,0000
BIST
Arrow
9.109

Seçimler, ekonomik çöküş, toplumsal çürüme ve medya

Ülkemiz; 2023 yılında bir seçim sürecinden başka bir seçim sürecin evrilirken, bu kez de 2024 yılının başında yerel seçimler sürecine evrildi. 2023 yılındaki seçimler ile 2024 yılı mart ayında yapılacak seçimler incelendiğinde; ülkemizin ekonomik sorunları ve bu sorunlara çözüm önlemlerinin tartışılmadığı gibi, adeta sosyal çürümenin her alanda etik olmayan bir şekilde topluma sunulduğu, siyasi söylem ve eylemlerde kendini açıkça gösterdiğine birlikte şahit olduk.

Uzun süredir devam eden ekonomik çöküşün çıktısının, kronik bir sosyal ve ahlaki çürümeyi beraberinde getirmiştir. Ekonomik çöküşten çıkış kısa sürede ekonomik bedel ödenerek çıkmak olanaklı iken, sosyal ve ahlaki çürümeden kurtulmak hiç de kolay değildir. Bu uzun yıllar sürebilir hatta bir kuşağı kapsayabilir. Ekonomide, hukukta, siyasette, adalette temsil ve bölüşümdeki sorun, sosyal ve ahlaki çöküş olarak kendini gösterdi.

Toplum kendi milli kültüründen ve değerlerinden koparılarak önüne yeni bir mafyavari işgalci kültürü dayatıldı. Eğer toplumsal çöküş sosyolojik açıdan ömrünü tamamlamış ve tarihe mal olmuş toplumsal yapıların son aşaması ise bu beraberinde soysuzlaşmayı da getirmiştir. Platon; bütün toplumsal değişimin bozulma, çürüme yahut soysuzlaşmadan ibaret olduğu düşünülürse, bozulmayı ve çöküşü değişim olarak algılarız ki bu beraberinde soysuzlaşmayı getirir. Son yıllarda ülkemizde uygulanan neoliberal ve muhafazakar politikalar bir yandan toplumda milli değerlerden çözülmeyi ve çöküşü diğer yandan da çürümeyi getirmiştir.

Seçim sürecinde ve seçimlerden çok öne çıkan şu dört önemli konunun çok iyi tartışılması ve analiz edilmesi hem toplum, hem de ülke çıkarları açısından hayati bir önem taşımaktadır. Birincisi politik yozlaşma, ikincisi rant kollama, üçüncüsü kravatsız ekonomi, dördüncüsü de temiz siyaset ve temiz toplum arayışlarıdır.

Bazı kişi ve grupların piyasa sürecinin işlevi dışında politik süreci, yani karar alma sürecini etkilemek suretiyle politikadan fırsatlar yaratarak rant elde ettikleri tartışılmaz bir gerçektir. Bu durum neredeyse adı geçen çevrelerin olağan yaşam biçimi haline gelmiş, bu nedenle de rant kollama faaliyetleri devletin ekonomi içindeki payı ile doğrudan ilişkilidir. Rant kollama faaliyeti ekonomik süreçte kendini başlıca şu şekilde göstermektedir: Kotalar, izinler, yetkiler, onaylar, imtiyaz belgeleri, teşvikler ve kıtlıklar şeklindedir.

Politik yozlaşma sözlük anlamıyla doğasındaki iyi değerleri sonradan yitirmek anlamını taşır. Yozlaşmayı toplumu sarmalayan boyutuyla ele aldığımızda birçok alanda gözleyebiliriz. Politik yozlaşma, ekonomik yozlaşma, ahlaki (etik) yozlaşmadır. Şüphesiz birbiriyle ilintili olan yozlaşma alanlarını birbirinden kalın çizgileriyle ayırmak da güçtür. Çünkü biri diğerinin nedeniyken diğeri de onun sonucu olabiliyor. Biliriz ki politika kimin, neyi, ne zaman, nasıl ettiğini belirleyen bir faaliyet olarak tanımlanır.

Politika bir süreç olup, bu süreçte bir dizi değerler oluşmakta ve bu değerler bölüşmektedir. Sonuçta bu politik süreçte çok boyutlu karmaşık bir etkileşim söz konusu olmaktadır. Bu etkileşimde esas olan öze çıkarı maksimize etmektir. Bu çıkarlar değişik şekilde tezahür eder.

- Eş- dost görevlendirme (Nepotizm)

- Çıkar ve baskı grupları

- Rasyonel ilgisizlik ve kısa vadeli faydacı düşünme alışkanlığı

- Bürokrasi ve özel çıkar motivizasyonu

- Transfer toplumu

- Bütçe dışı fonlar ve ‘’yeraltı hükümeti’’

Şimdi ara başlıklarıyla topladığımız unsurları açmaya çalışalım. Siyasal partilere yurttaşların bakış açısı doğal olarak kendi talepleriyle ilintilidir. Seçim sonrasında destekledikleri parti iktidara gelirse oy verme nedenini teşkil eden beklentilerini almaya çalışırlar. Bazen de birey bir seçim öncesi siyasi tercihlerini politik duyarsızlık nedeniyle rastgele oluşturur. ‘’Rasyonel ilgisizlik’’ olarak da nitelendirilen bu davranış biçiminde birey tercihlerini radyo, televizyon, gazete gibi araçlardan yararlanarak belirlerken çoğu zaman da sahip olduğu bir oyun çok etkili olmayacağını düşünür. Ve hatta bazen bu yüzden tercih kararını son anda verir veya tercihini büyük bir titizlikle seçimlerde çok para ve zaman harcayarak çalışma yapanlara yöneltebilir.

Günümü demokrasilerinin yozlaşma nedenlerinden ve hatta sonuçlarından biri de transfer toplumunun yaratılması, devlet hazinesinde çeşitli çıkar gruplarına toplumun geniş kesimlerini görmezden gelerek gittikçe artan oranda fon transfer edilmesidir. Bu fonların hükümet açısından da çoğu zaman denetimsiz parlamentonun bilgisi dışında aktarım yapılması şeklinde kullanılması adeta ‘’Yeraltı Hükümeti’’ tanımlarını gündeme getirmiştir. Tüm bu politik yozlaşmaya giden süreçte rüşvet, zimmet, siyasi kayırmacılık, nepotizm adam kayırmacılık, oy satın alma (Logrolling) lobicilik, rant kollama, hile yollarına başvurmakta, toplumu ve ülkeyi yozlaşmaya götüren bu örgü çeşitli kaynaklardan beslenmektedir. İşte bu noktada ülkemizin sahip bulunduğu medya yapısına son derece önemli ve belirleyici bir sorumluluk düşmektedir.

Demokrasimizin ekonomik altyapıya denk düşen eksik boyutu medyaya ciddi görevler yüklemektedir. Çünkü kamuoyunu bilgilendirme, yönlendirme gibi önemli ve sorumlu görevler üstlenmişlerdir. Bilgi edinmenin, araştırmanın ve bunu topluma aktarmanın çoğu aman maliyetli olduğu süreçlerde televizyon, gazete ve dergiler toplumu bilgilendirme ve haberdar etme görevinde çok hassas noktalarda ciddi işler görürler. Yozlaşmanın toplumu sarmaladığı bir dönemde medyanın kendi değerleriyle yozlaşmaya götüren değerler arasında kalın çizgiler çizmesi ve tüm zorluklara rağmen toplumu müsbet düzeyde objektif olarak haber ulaştırması günümüzde çok daha önem taşımaktadır.

Bunun tersi durumunda, yani medyanın toplumu yozlaşmaya sürükleyen odaklarla dirsek temasına girmesi, genel yozlaşma içine böylece medyanın katılması tek kelimeyle ülkemiz ve toplumumuz adına ‘’korkunç’’ olacaktır. Yozlaşma olayı bir toplumda var olan ve geliştirilerek iyiye götürülmesi gereken politik, ekonomik ve sosyokültürel yapı ve ahlaki değerler ile mevcut hukuki ve dini yapıları negatif yönde etkilemektedir. Hepimize düşen görev politik yozlaşmanın ve rant kollamanın olmadığı toplumsal bir uzlaşma yapısı içinde temiz siyaset ve temiz topluma evet demek olmalıdır.