5 Aralık Dünya Mühendisler Gününüz Kutlu Olsun

Geçmiş “Dünya Mühendisler Gününüz” kutlu olsun.

Bu vesile ile son yüzyılın en büyük devlet adamlarından Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mühendisler için sarf ettiği sözünü şuraya yazalım.

“ Türk Mühendislerinin alnında Cumhuriyet İstikbalini aydınlatan ışık parıldar”

Yazı yazmaya başladığımdan beri çeşitli konulara dalıp çıkıyorum. 12Puntodan patronum Mustafa Büyüksipahi yazılarıma pek karışmıyor, ama gününe karıştığı için 5 Aralık “Dünya Mühendisler Günü” için yazdığım bu yazıyı 10 Aralık Pazar günü okuyacaksınız.

İnşaat Mühendisi olmam hasebiyle, hem mühendisler hem de sizin için güzel bir Pazar yazısı yazmaya çalıştım.

Usulen yazılmış resmi bir yazı olsun istemiyorum.

Başlayalım bakalım nasıl bir kurgu olacak, nerelere gidip geleceğiz şu önümüzdeki 3-4 saat içinde,

Bir de yazının mayalanma dönemi var.

O biraz daha fazla vakit alıyor.

Heyecana kapılıp, kendimizi kaybettiğimiz zamanlarda, yazdığımız tehlikeli cümleleri yumuşatma süreci de günümüzün gerçeği olarak bir miktar vakit almıyor değil.

Dünya, geçtiğimiz yüzyıl içinde büyük savaşlara tanık oldu.

İki Dünya savaşının yanında, sıcağından çok daha uzun süren soğuk savaşı da unutmayalım.

İmparatorluklar dağıldı, çöktü.

İnsanlar doğduğu kadim vatanlarını terk etmek zorunda kaldı.

Büyük göçler yaşandı.

Sınırlar yeniden çizildi.

Yeni devletler kuruldu.

Birçok lider geldi geçti bu süreçte

Bunlardan günümüzde hala adı saygı, sevgi ve hürmetle yad edilenlerden ikisi Abraham Lincoln ve Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Doktrinleri uluslarına ışık tutuyor.

Heykelleri hala ayakta, milletleri tarafından saygı ve özlem ile anılıyor.

Dost ve müttefik denilen ülkeler tarafından, tüm örseleme çalışmaları karşısında, hala medeni dünyaya entegre olarak yaşamına devam ediyor “Atatürk’ün Türkiye’si” 

ya da gavurca 

“La Turquie Kemaliste”

Yüzyılın Komutanı ve devlet adamı olarak tüm Dünya tarafından tanınan Mustafa Kemal Atatürk’ü aşağılayan, karalayan, faşist diyen, Modern Türkiye’nin kazanımlarını küçücük çıkarları uğruna görmezden gelen,

modern Türkiye’yi kurarak, halkını yücelten Koca Atatürk ile ülkesini, bölgesini ve halkını tarumar eden Musolini, Hitler ve Franko gibi faşistleri ile aynı kefeye koyan arkadaşlar.

Bu arkadaşların isimlerine, Google'a “Ergenekon derinleştirilsin” yazarsanız ulaşırsınız.  

Tuzluçayır Papazı'nın ismini bile görürsünüz.

Bu gibi isimlerin ayak oyunlarına, darbelere ve çalkantılara rağmen, Modern Türkiye özellikle mühendislerinin emekleri ve katkılarıyla gemiyi limana az hasarlı olarak bağlamayı başardı.

İnşaat Mühendisi Rahmetli Demirel’in 1960’lı yıllarda yaptığı 50’den fazla baraj, dünyadaki enerji krizine rağmen, Türkiye’yi nispeten rahatlattığı söylenebilir. 

Elektrik Mühendisi Özal’ı ve Makine Mühendisi Erbakan’ı da buraya not edelim.

Yağ, sigara ve tüp gibi temel ihtiyaç malzemesi kuyruklarının olduğu yokluk dönemlerinde, her ne kadar kesintiler yaşansa da, elektrik yönünden bir miktar nefes alma imkanı oluyordu.

Madem baraj dedik, mühendisler neden baraj inşa eder, baraj ne işe yarar, bir bakalım!

Baraj, bir nehrin önüne yapılan set ile arkada toplanan suyu mühendislik prensipleri ile toplumun faydasına kullanan bir yapı sistemidir.  

Baraj yapıldıktan sonra, yağışlı dönemlerde baraj haznesinde biriken su, yağışsız dönemlerde, hem kişisel hem de tarımsal amaçla kullanılır.

Geçtiğimiz yaz ayının, aşırı yağışsız olması ve kurak geçmesine rağmen ülkemizde su sıkıntısının neredeyse yaşanmamasının tek nedeni barajlardır.

Musluğumuzdaki su, yağışlı dönemlerde barajlarda depo edilen su sayesinde hiç kesilmemiştir.

Tarımsal sulamada da durum aynıydı.

365 gün 6 saat süreyle “suya” erişim sağladık. 

Diğer yandan, barajın rezervuarından biriktirilerek yükseltilen su, baraj üst kotundan türbin kanatları üzerine düşürülerek, suyun “Potansiyel Enerjisini” “Elektrik Enerjisine” dönüştürür.

Baraj, suyun potansiyel enerjisini, tamamen yerli imkanlar ve bedava kaynaklar ile “Elektrik Enerjisine” dönüştürerek sanayimizi ve sosyal hayatımızı düzene sokar.

Günlük duş alarak sokağa çıkan bir toplum yaratır.

Dişleri fırçalanmış tertemiz bir nesil yaratır.

Elbiseleri yıkanmış, paklanmış, ütülenmiş medeni görünümlü toplum yaratır.

Kesintisiz akan su ile yıkanan sebze ve meyvelerimiz daha sağlıklı ve hijyenik beslenmemizi sağlar.

Ardından da Gayri Safi Milli Hasılamız artar.

Bunun yanında, Baraj rezervuarında biriken gölde balık üretimi yapılır ve vatandaşın gıda ve protein ihtiyacı da karşılanır.

Turizme ve iklime olan katkısı da epeyce vardır.

Daha çok örnek var,

Mühendisler, tasarladıkları uçak ile bizi bir kutunun içine koyarak, binlerce metre yukarı çıkarıp, binlerce kilometre uzaktaki havalimanına neredeyse hatasız olarak iniş yaptırır.

Makine ve Elektrik Mühendislerinin tasarladığı uçak ile İnşaat Mühendisleri ve Mimarların tasarladığı havalimanından yapılıyor bu operasyon.

10 bin kilometre uzaktaki Gobi çölünden çıkan gaz ile, İstanbul’da ki kombiyi ve Almanya’da ki araba fabrikasının robot kollarını çalıştıran da mühendis.

Cep telefonlar, bilgisayarlar, televizyonlar, hızlı trenler, otoyollar, yazıcılar, köprüler, doğalgaz çevrim santralleri, yüksek katlı binalar, kanalizasyon ve içme suyu hatları, doğalgaz boru hatları, limanları yapan da mühendis.

Daha neler neler.

Tüm bu yapılanlar, mühendislerin kafa patlatarak tasarladığı projeler.

Tabi bu gelişmelerin kökeni çokça, sanayi devrimlerine yol açan bilim adamlarına dayanır. 

İngiliz Fizikçi ve Matematikçi Isaac Newton’un 1687 de yayımladığı “Doğa Felsefesinin Matematiksel İlkeleri” kitabı Dünya tarihinin en önemli bilimsel kitaplarından biri sayılır.

1452’de doğan Leonarda Vinci, 

1473’de doğan Kopernig, 

1564’de doğan Galile,

1571’de doğan Kepler.

Sanayi Devrimlerinin Avrupa’nın “Reform” dönemi olan “Kıvam” aşamasına gelmesinde katkıları olan bilim adamlarının başında geliyor.

1664, Newcomen ve buhar makinesi

1706, Benjamin Franklin, elektirk

1736, James Watt ve buhar makinesi 

1792, Samuel Morse ve telgrafı

1809, Charles Darwin, doğa ve tarih

1822, Louis Pasteur, kuduz aşısı

1847, Thomas Alva Edison ve ampul

1856, Nicolay Tesla, alternatif akım

1730-1850 arasında Sanayi Devriminin “Rönesans” dönemi olan “akma limitine” geçmesini sağlayan bilim adamlarının başında da bu isimler geliyor.

Sanayi devrimi demir üretimi ve buhar makinesi ile birlikte İngiltere’de başladı

1. Sanayi Devrimi: 1760’lı yıllarda icat edilen buhar gücüyle çalışan gemiler ile başlar

2. Sanayi Devrimi: 1870-1945 yıllarda icat edilen elektrik, telgraf, radyo ile anılır.

3. Sanayi Devrimi: 1960-2000 yıllar, elektronik ve bilişim teknolojileri, mikroskop ile tanımlanır.

4. Sanayi Devrimi: 2000’li yıllar yapay zeka, yazılım, robotlar, akıllı sistemler, büyük veri, nesnelerin interneti, siber güvenlik, elektron mikroskobu, mobile telefonlar ile anılacak.

Sanayi devrimleri arasındaki süreçleri geçen yüzyılda yaşanan savaşlar hızlandırmıştır. 

1914 yılında meydana gelen 1. Dünya savaşı ile ikincisi arasında sadece 20 yıl vardır. Ancak ateş gücü anlamındaki farkı tarif etmek mümkün değildir.

Teknoloji, 1914 savaşında hızı ve menzili çok düşük olan “pır pır” denilen uçaklardan, 1939'da Almanya’dan kalkıp İngiltere’yi bombalayacak kapasiteye ulaşmış.  

1960’lı yıllarda üretilen ve sadece devlet kurumlarının satın alabileceği kadar pahalı olan bilgisayar koca bir odaya zor sığarken, 1990’larda masa üstüne, 2000’lerde diz üstüne, şimdi ise tabletlere sığacak kadar küçüldü ve ucuzladı.

Mühendislerin makineleşme ile seri üretime geçmeyi başarmasının ardından azalan üretim maliyetleri, insanların ihtiyaç duyduğu ürünlere daha kolay ulaşma imkanı sağladı.

Eskiden koca mahallede bir iki tane olan araba, artık neredeyse her evde var.

Zengin fakir fark etmez, her ev mutfak robotu dolu.

Kıyafetler dolaplara sığmaz oldu.

Tüm bu süreçler yazıldığı kadar kolay olmadı tabi ki.

İnsanlık çok uzun bir süre Çatalhöyük veya Göbeklitepe’deki gibi yaşadı.

Birbirini kılıç kalkan ile öldürdü.

El ile üretim yaptı.

Seyahat sınırlı idi.

Usta Aktör Cüneyt Arkın’ın, Kara Murat ve Battal Gazi ve Mel Gibson’ın Cesur Yürek gibi 13. ve 14. yüzyıl dönem filmleri konuyu daha görünür şekilde anlatıyor.

Toplumların geleneksel hayat tarzları ve toplumsal ilişkileri binlerce yıl gibi uzunca bir süre bir evrim geçirmedi.

Kırılma noktası, ateş gücü çok yüksek olan 2. Dünya savaşı oldu. Erkekler cepheye gidince, kadınlar silah fabrikalarında çalışmaya başladılar. 

Hem çocuklarını yetiştirdiler, hem de sabah akşam mesai yaptılar. 

50 milyondan fazla erkek 2. Dünya savaşında ölünce, savaş sebebiyle fabrikaların ilerleyen üretim kapasiteleri, kadının eve dönüşünü engelledi. 

Kadınlar da alışmıştı zaten dışarda çalışmaya.

Evdekinden çok da ağır olmayan, hem de sigortalı ve sendikalı iş ortamı. 

Üstüne para da alıyorlar.

Bundan iyisi Şam’da kayısı,

Neden eve dönsün ki,

Evde de tüm işler kadın tarafından yapılıyor, ama ne sigorta var, ne de maaş. 

Bir de üstüne çorba niye sıcak değil fırçası.

Eve, ev işlerine ve geleneksel görevlere geri dönmemek için direnen kadınların imdadına Alman mühendisleri yetişti.

Alman Mühendislerin, çalışan kadınların hayatını kolaylaştıran mühendislik icatları da artık dönüşü olmayan yola girildiğinin bir göstergesi olarak tarihe not düşüldü.

Hazır bebek bezleri, kişisel hijyenik bakım ürünleri, proteini daha da yüksek bebek mamaları, hazır kıyafetler, çamaşır, kurutma ve bulaşık makinesi gibi hayatı kolaylaştırıcı ev cihazları, mutfak robotları ve hazır yemekler.

Dönüş artık imkansız.

Kadınların da hayatını kurtaran mühendisler, 

Analitik düşünce yeteneğine,

Yaratıcı zekaya,

Pratik çözümler üretme kabiliyetine sahip,

Matematik ve fizik alanına ilgi duyan bir modeldi.

Mühendislerin icatları ile hayatı kolaylaşan kadın, erkeğin sultasından kurtuldu ve talimat bekleyen geleneksel kadın modelinden, üretim yapan insan rolüne geçti. 

Suyun kaldırma kuvvetini kullanarak binlerce grostonluk gemileri hareket ettiren mühendis,

Panama kanalını açarak, gemi yolunu 13 bin kilometre kısaltmış, kanalda gemileri deniz seviyesinden 28 metre yukarıya kadar yükseltmişti.

Mühendisler,

1980’lerde hepimizi tek kanallı ekran başına bağlayan, Amerikan yapımı “Uzay Yolu” gibi filmlerinde “Mister Sıpark” görüntülü konuşma yaptığı, günümüzün bilişim teknolojilerini icat etti.

Işık hızındaki jetler.

Dünyadan uzaya fırlatılarak yörüngeye oturan ve yörüngenin enerjisi ile yıllarca bilgi aktarımı için uzayda kalan araçlar, 

10 bin yılda neredeyse milimetrik ilerleme yaşayan tarihsel süreç, “kıvam limitinden” “akma limitine” ancak gelmiş ki 250 yıl için tüm hikaye değişti.

Sağlık alanında gelişmeler,

Tüp bebek

Anjiyo

Genç kalma

Organ nakli

Mikro cerrahi

Göz tedavisi

Tarım alanındaki gelişmeleri

Makineleşme ile 

Topraksız tarım

Üretimdeki logaritmik büyüme

Akıllı bombalar

Balistik füzeler

Nükleer başlık

Görünmez kıyafetler

Radar

Nano Teknoloji

Ardından bilişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler.

Bil Gatesler, Steve Jobslar, Amzoncu Bezos, Elon Musk, Face’ci Mark Zuckerberg, Dustin Moskovitz, Eduardo Saverin, Linkedin, whatsup, twitter, gmail, Hotmail, youtube gibi benzeri uygulamalar,

Tüm bunlar 1990 yıllarda evlerinin garajlarında kurdukları şirketler ile 150 yıllık enerji şirketlerinin borsa değerlerini geçtiler.

Şimdi de ENERJİ DEVRİMİ ile birlikte mühendisler dünyaya yeni bir yön vermeye hazırlanıyorlar.

Bekleyelim görelim MÜHENDİSLER nasıl bir evrimsel süreç hazırlıyor bizim için.

Saydığımız tüm bu ilerlemeleri çok kısa zaman içinde insanlığın kullanımına sunan mühendisleri, evlenirken tercih sebebi sayan kızlar,

Neden patronlar sizin gibi düşünmüyor da asgari ücrete çalıştıracak mühendis arıyor.