Hayaldi Gerçek Oldu: Dubai’den Ev Alıyorum

Ülke, son 2-3 yıldır ne olduğu belli olmayan bir kabusun içinde. 

Geliri yüksek olanlar, düşük olanlardan daha mutsuz.

Yumurta, süt, peynir alamayanlar, kira gelirini 10’a, 20’ye katlamışlara kıyasla daha bir keyif içinde.

Daha önce üç evinden 6 bin lira kira alan arkadaşımın, son artışlarla kira geliri 60 bin liraya çıktı.

Ama hala mızıldanıyor, ekonomi iyi değil diye.

Önceleri evime haftada 5 gün, sonra 3 gün, daha sonra 2 gün, en sonunda da 1 gün gelen yardımcı kadın, şu an sadece ayda 1 gün gelen geliyor.

Klozetleri ve lavaboları kendimiz temizliyoruz.

Hem de spor oluyor.

Yardıma gelen kadın ise aldığı günlük yevmiye ile ancak 3 kilo peynir alabiliyor.

3 kilo kıyma alamıyor. 

Ama benden az mızıldanıyor. 

Halinden pek memnun görünüyor.

Ta ki bir gün yanında getirdiği 7-8 yaşlarındaki çocuğunun “anne bunlar çok zengin herhalde, ne çok peynir var dolapta, biraz yiyebilir miyim” dediğini duyunca işin renginin hiç de öyle olmadığını anladım.

Açlığa alışmış millet.

“Protein-Mırotein” hak getire.

Fiyatlar inanılmaz yüksek, paranın değeri pul olmuş.

Su yükselince balıklar karıncaları, alçalınca da karıncalar balıkları yer misali, 5-6 sene önce Gürcistan ve Bulgaristan’a günah işlemeye giderken, şimdi Bulgarların ve Gürcülerin günah işleme durağı haline geldik.

Sınıra yakın bölgelerde ne otellerde yer var, ne de markette tavuk, yağ, yumurta var.

Eve gelen yardımcının çocuğunun dolaptaki peynire baktığı gibi, biz de sınır illerinde mekanların camekanlarından bakarken, eskiden “çorba parası” diye dilenen “komşinin” talanına tanıklık ediyoruz.

Allah sonumuzu hayreylesin diyelim,

Demokrasi denilen şey sadece “Kelle Başı Yönetimsel Karar Destek Sistemi” olarak uygulandığı sürece bu fukaralıktan çıkamayacağız.

Peynirden konuta geçiş yapalım da başlıktaki müjdeyi öyle vereyim.

Konut fiyatlarının artışına yetişemiyoruz. 

Borsadan ve kripto çetelerinden kurtardığımız kefen paramız da pul oldu.

İstanbul ve Ankara’da stüdyo bir daire almak için bir bakalım dedik, fiyatlara inanamadık.

Derken sosyal medyada önüme bir konut reklamı düştü. 

Fiyatları görünce bir tıklayayım dedim.

Anında telefonum çaldı. 

Dubai-Körfez Bölgesinden arıyor.

Rezidans pazarlaması yapıyor.

Hem de Türkçe konuşuyor.

Allahım sen aklıma mukayyet ol.

Ya biz Ankara’dan bir rezidans alamazken, nasıl Dubai’den alacağım, kapatayım şu telefonu derken, fiyatları duyunca şok oldum. 

Buradan daha ucuz fiyatlar.

Hem de tüm aileye oturma ve çalışma izni de içinde,

Kadınlar için tek sorun, kayınvalideye de oturma izni veriyorlarmış.

Artık onu kendileri aralarında çözsünler, 

Durduk yere bir ev alacağız diye uluslararası gelin-kaynana krizine neden olmayalım.

Anlaşılan Kamunun “Konut Sorununu” çözmeye, depremin ağır yükü ile birlikte takati kalmamış.

Dünyanın en zengin bölgesi olan Dubai gibi bir şehirden daha yüksek konut fiyatı olan bir Türkiye, pek akıl alır gibi değil.

Belediyeler konut yükünü Merkezi Hükümetin sırtından alıp, geliştirdikleri projeler ile bu sorunu çözmek zorundalar.

Nasıl mı?

O da “onlyfans” kanalımızda.