Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,6590
Dolar
Arrow
34,2576
İngiliz Sterlini
Arrow
45,0268
Altın
Arrow
2922,0000
BIST
Arrow
9.109

Altın acı badem gibi mi kokar?

BERGAMA’DAN SİYANÜR GÜNLÜKLERİ-5

Altının kokusu yoktur ama günümüzde onu elde etmek için kullanılan siyanürün vardır…

Acı badem gibi kokar!

Siyanür koklayan önce “acı badem kokusu” duyar ama bu duyduğu son kokudur.

Siyanür, son derece zehirli bir kimyasal maddedir.

Merkezi sinir sistemini etkiler. Hücrelere oksijen gitmesini engeller., 

Gaz, Hidrojen siyanür (HCN) olarak alındığında vücut oksijensiz kalır, boğulur, yaklaşık otuz saniye içinde ölür.

Kimyasal anlamda “CN” olarak gösterilen “siyanür”, Karbon (C) ve Azot (N) elementlerinden oluşur.

Kana girip boğulmaya neden olduktan hemen sonra onu meydana getiren elementler ayrışır, metabolizmaya karışır.

Bedende siyanürden bir iz kalmaz.

Ölen kişide hemen otopsi yapılmazsa siyanürden öldüğü zor anlaşılır.

Sıvı ya da katı halde, sodyum ya da potasyum siyanür  (NaCN ve KCN) olarak alındığında ise ölüm süresi 5 ile 30 dakika arasında değişir.

Cinayet romanları yazarı İngiliz Agatha Christie’nin kitaplarında genellikle katiller kurbanlarını siyanürle öldürür. 

Katiller böylece “kusursuz cinayet” işlemek isterler ama çoğu kez beceremezler!

 (Potasyum Siyanür-KCN)


Siyanür böyledir ama altının ışıltısı pırıl pırıldır.

Güneş rengi, başak rengi, ateş rengidir!

Çok uzaklardan bile sesi, şıngırtısı işitilir!

***

Öyle bir dönem yaşıyor ki Dünya, çokuluslu sermaye heryerde hazır ve nazırdır.

Kar etmekten başka şey düşünmez!

Bombalar, füzeler, demir kafesler, çevre felaketleri, doğanın tahribi!

Arada sırada vicdanlarını rahatlatmak için “sosyal sorumluluk” adıyla topluma yönelik güya (!) faydalı işler yapmaya niyetlenirler.

Siyanür kullanarak altın madenleri işletmek çok karlıdır.

Kolay eti kapmaya hangi yırtıcı koşmaz ki!

Cumhuriyetin ilk yıllarında maden arama işi ve işletmeler kurulması yabancı şirketlere yasaktı.  1985’de çıkarılan Maden Kanunu ile bu durum değişti.

Artık yerli yabancı herkes Türkiye’de maden arayabilecek, işletmeler kurabilecekti.

Bunun üzerine, ilk önce 17 yabancı şirket Türkiye’ye geldi.

Tabii ki bu şirketlerin en belirgin ilgi alanı “altın madenciliğiydi”.

Devlet ülkedeki altın bulunan cevher yataklarını muhakkak biliyordu.İşletmeyi Kütahya’da denemişti ama becerememişti.

Kütahya Gümüş/AltınMadeninde yaptığı deneme bir çevre felaketine neden olmuştu.

Kütahya’daki tesisi ya paraya çok ihtiyacı olduğu için satmıştı Devlet, ya da halkın zehirlendiğini görüp korkan sorumlular bu işten sıyrılmak istemişti.

Çünkü T.C. Anayasa’sının 56.maddesine göre Devlet “halkın sağlıklı bir çevrede yaşamasını sağlamakla” yükümlüydü.

Siyasiler ve Memurları da bunu sağlamak.

Muhtemelen bu nalet siyanür ve arsenik yüzünden böyle tehlikeli bir işletmecilikten vaz geçmişti yetkililer.

Ya da Devleti elinde tutan egemenler artık Devletin iktisadi işlerde olmamasını, tüm işlerin özel sermaye tarafından yürütülmesini Ülke politikası haline getirmişti.

Ama bir yanda servet bir yanda zehir vardı.

Ne olacaktı şimdi?

Dünya’da siyanürlü maden işletmeciliğinde tecrübe kazanmış, Devletlerle iyi geçinmesini ve tepkici halkı susturmasını iyi bilen deneyimli siyanürcü şirketler Türkiye’deki “zehirli altına” kara ellerini uzatacak kadar yakın olduklarını düşünüyorlardı.

Siyanür ucuz, altın pahalıydı.

***



1 ton cevherin içindeki altını almak için yaklaşık1.5 kg “sodyum siyanür” kullanmak gerekiyordu. 

Buna göre 1 ton cevherden altın elde etmek için siyanür bedeli olarak 29.5 ABD Doları (1 Dolar 34 TL ise 1.003 TL) harcanacaktı.

Zira 1 kg “sodyum siyanür” genelde 19.5 Dolardı (1 Dolar 34 TL ise 662 TL).

Cevherde toz halinde bulunan altın miktarı genellikle 2-10 gr arasında değişiyordu.

1 gr altın (05.10.2024 günü)  79.21 dolar (2.900 TL) olduğuna göre bir altın madeninde 1 ton cevherden  158-790 dolar gelir elde edilebilecekti.

Oh ne ala! 

29.5 Dolarlık(1.003 TL) siyanür kullan, 158-790 Dolar (5.372-26.869 TL) kazan.

1 koy 25 al!

Bunun için Global Dünyanın hiç doymayan şirketleri saldırıyor, toprağı zehirleyip, çevre felaketlerine neden olarak altın elde etmeye. Tabii yerli yoldaşlarıyla beraber.

Gözleri doymuyor!

Onlarla işbirliği yapacak yerli şirketler, kurumlar da zaten yardıma koşmaya hazır!

Hiç akıllarına gelmiyor (!): “Altın yerin altındadır, toprağın içindedir. 

Binlerce yıldır durduğu yerde duruyor.

Bunları elde etmek için kullanılacak siyanür, sülfürik asit çok tehlikeli maddelerdir, zehirdir.

Ağır metalli, arsenikli atıklar bir başka bela!

Canlı yaşamı mahveder bunlar.

Doğa’yı yok eder!

Onları açık havada, çevreye zarar verecek olasılıkla kullanmak çok tehlikelidir.

Bırakalım oldukları yerde dursunlar.

İnsanlık için illaki gerekliyse, birgün bilim adamları, onları topraktan ayırmak için muhakkak çevreye zarar vermeyecek yöntemler bulabilir.””

“Para, kar, para, kar…..”dan başka bir şey düşünmeyen Kapitalizm: “O zaman çıkarırız altınları” demiyor, ne yazık ki!

Varsa yoksa şimdi, 1 koyup 25 alarak daha zengin olacak para babaları.

“Ülkeye de çok şey kazandıracağız”, deyip Kamu Yetkililerinin gözlerini boyayacaklar!

Hem de kimlerin, kimlerin gözlerini görmez ederek!

Onlar da ülkenin “yüce menfaatleri” için “tamam” diyecekler!


https://bianet.org/haber/gumuskoy-un-havasinda-siyanur-kokusu-var-129861 (2013)

***

Bu süreçte Cumhuriyet tarihimizin ilk altın madeni İzmir-Bergama ilçesi Ovacık-Çamköy-Narlıca’da faaliyete geçti.Onunla birlikte Havran-Balıkesir’de.

Bu madenleri sırasıyla Uşak-Kışladağ, Manisa-Sart, Gümüşhane-Mastra, Erzincan-Çöpler, İzmir-Efemçukuru, Eskişehir-Kaymaz, Niğde-Bolkardağ, Kayseri-Himmetdede, Ordu-Altıntepe, Sivas-Bakırtepe, Kayseri-Develi, Balıkesir-Sındırgı, Çanakkale-Lapseki ve İzmir-Çukuralan madenleri izledi.

Tabii ki başlangıçta.

Nasıl olsa kapılar ardına kadar açıktı.

Arkası geldi, daha da geliyor!

Bu vatan kimin?