Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
43,6881
Dolar
Arrow
38,3463
İngiliz Sterlini
Arrow
51,1742
Altın
Arrow
4128,0000
BIST
Arrow
9.432

Dev gibi bir baş!

TAŞ YERİNDE AĞIRDIR-157. UNUTMAYALIM, UNUTTURMAYALIM

(Roma İmparatoru Hadriyan heykelinin başı.)

 Anadolu günümüz zamanına yakınlığına bağlı olarak ayakta kalmış birçok tarih esere sahiptir. Bunların hepsi insanlığın ve geçmişin bize bıraktığı mirastır.

Urfa-Göbeklitepe’nin giz dolu yapıları, Konya-Çatalhöyük’ün damdan girilen evleri, Lidyalıların altınları, Helenlerin Pergamon’u, Romalıların Efes’i Anadolu’da var olmuş uygarlıkların eşsiz kalıntılarını taşır.

Birçok yerde zaman toprakta kat kaz iz bırakmıştır.

Bu izler taşlara yansıyan kültürleri de anlatır.

Bu yansıtma bizlere bu topraklarda yaşamış, kentler kurmuş, onları imar etmiş birçok büyük insanı, önderi de tanıtır.

Bunlardan en çarpıcı niteliklere sahip olanlardan biri, o zamanki uygar dünyayı yöneten, İ.Ö.117-138 arasında Roma İmparatoru olan Hadrianus’tur (Hadriyan). 

(Bergama Akropolünde Trayan tapınağı)

İmparator Trainus’tan (Trayan) yönetimi devralan Hadriyan ülke sınırlarını genişletmek yerine imparatorluk sınırları içinde Roma yönetiminde farklı halkların birleşik bir toplum olarak yaşayabileceği bir ortam sağlamaya çalışmıştır. 

Şiddetle bastırdığı Yahudi halkının isyanından başka İmparatorlukta büyük savaş ve kargaşa yaşanmamıştır.

Hadriyan birçok kent kurduğu gibi Roma’dan Atina’ya, Pergamon’dan İskenderiye’ye kadar birçok yerde anıtsal yapılar yaptı.

Pergamon’a yaptırdığı, bugün yerli halkın “Kızılavlu” dediği “Serapion” ya da “Mısır Tanrıları Tapınağı” kalın tuğla duvarları, yüksekliği, Selinos deresinin üstünü kapatan uzun tünelleriyle inanılmaz bir yapılar yerleşkesidir.

Çarpıcı yapısı ve konumuyla birlikte Mısır kültürünün Batı Anadolu’ya kadar uzandığını gösterir. 

Ya da Roma ve Hadriyan, Mısır’ın Nil vadisinin bereketine el koymak için onların tanrılarına da hürmet ediyor, benimsiyor görünmek istiyordu. 

Egemenler için yerel halkın sade insanlar gibi görünmek, yoksulların ya da ezilenlerin inançlarını kabul etmiş gibi davranmak, onlardan yararlanmanın, sömürmenin en kolay yoludur. 

Öte yandan Hadriyan, ondan önceki İmparator Trayan adına Pergamon Akropolünde yapımına başlanan muhteşem görünümlü tapınağın kendi onuru ve adına yapılmasını reddedecek kadar da olgundur.

Güçlü olan, ne kadar mütevazi görünürse o kadar çok meşruiyet kazandığını düşünür!

İyilikseverlikle zalimliği, merakla kibiri birlikte yaşayan bir kişidir Hadriyan.

(Trayan Tapınağını taşıyan tonozlar)

***

İşte Pergamon Akropolünde çok uzaktan görülebilecek konumda çok özenle yapılmış narin Trayan tapınağı da zaman içinde heykele düşman Hıristiyan fanatiklerin, Emevi Araplarının hışmından kurtulamamış yıkıldı, yok edildi.

Bir kısmı toprağın altına gömüldü, parçaları Kale surlarının duvarlarına taş oldu.

Pergamon rüzgarının kollarında yıllarca uyudu.

19.yüzyılın sonlarında 1864’den, 1878 ve 1886’ya kadar kaçakçılıkla ve şaibeli izinlerle soyulan Bergama’nın muhteşem eserleri arasında bu tapınağa ait, kazılarak topraktan çıkarılan eserler vardı. 

Carl Humann adlı mühendis, Aleksander Conze gibi arkeolog kılıklı hırsızlar ve kurdukları Alman Devleti destekli çete eliyle, 1879 yılında Trayan tapınağının bulunduğu yerde yapılan kazılarda iki görkemli heykelin iki büyük başı bulundu.

Tapınağın üzerine yapıldığı düzlemi taşıyan tonozların yıkıldığı yerdi burası.

Alman kaçakçılar eser bulmak için Bergama Akropolünde her yeri kazıyor, deşiyorlardı.

  

                 (Kaçırılmış Hadriyan)                                                                                                                              (Kaçırılmış Trayan)

Bulunan başlardan biri İmparator Trayan’ın diğeri Hadriyan’a aitti.

Dev gibi başın yüksekliği: 73 cm, genişliği: 42 cm, derinliği: 47 cm’di.

Taryan’ın başıyla aynı büyüklükte koca bir baş.

Muhtemelen 5 mt boyundaki Hadriyan heykelinin bedenine aitti

Pergamonlular bu iki büyük imparatoru tanrı seviyesine çıkarmak için bu kadar büyük heykeller yapmışlar, Akropolün tepesine inşa ettikleri tapınağın içine koymuşlardı.

Sert ifadeli, soylu bir görünüşü var Hadriyan heykelinin yüzü.

Portrenin çene, ağız ve burnu belirgin vurgularla şekillenmişti.

Kısa sakallı, gözleri badem biçimliydi.

Alnında ve burun kökünde belirgin kırışıklıklara sahipti. Bu onu olgun bir erkek olarak gösteriyordu.

Saçları kısa ve kıvırcık, tepesine yapışık gibi, alına doğru spiral biçimli bukleler halinde iniyordu. Bu bukleler şakaklarının üzerinde yuvarlak bir şekil alıyordu.

Dünya sanat tarihine damga vurmuş; taşa mermere duygu ve eylemsellik veren, Orta Çağ Barok ve Gotik sanatın dedesi, ilham vereni olan Pergamon/Bergama Heykelcilik oklunun tarzını ve stilini belirgin biçimde taşıyordu.

Kazılarla bulunan Hadriyan’ın mermer başı İ.S. 138 yılına tarihleniyor.

Heykel başının sol şakağı, ağzı, çenesi ve burnu tahrip olmuş.

Ya fanatik Hristiyanlar, vahşi Emeviler zarar verdi ya   topraktan çıkarılırken kaçakçıların elindeki dikkatsiz bir kazma kırdı ya yollarda düştü kırıldı ya da 2. Dünya savaşının bombalarından zarar gördü.

Şimdi koca imparator Hadriyan, Zeus Sunağının parçaları ve diğer Bergama Heykelleri gibi Berlin Müzesi/Hapishanesinde tutsak.  Kimlik numarası: “SMB, AvP VII 282”.

Berlin’de nehir içindeki bataklık üzerine yapılmış, her gün biraz daha çöken bir bina olan bu Müze/Hapishane 2037 yılına kadar kapalı. 

(Bergama’yı soyan çetenin hamisi Prusya/Alman prensi ve kralı III.Friedrich)

1879’da bulunan bu eser, Hadriyan’ın dev başı 1880’de Almanya’ya kaçırılmış.

Onları Bergama’dan Almanya’ya götürenler; Carl Humann, Aleksander Conze, Enrtst Curtius, Prens III.Freidrich’in başında olduğu organize kaçakçılık şebekesidir.

Kimlik arayışında olan, Bergama'nın hazinelerini bilim kisvesi altında çalan bu hırsızlar, asla unutulmamalıdır. Onlara arka çıkanlar da!

Bu eserler, yalnızca ait oldukları topraklarda özgürdür. Onları evlerine geri getirmek insanlığın boynunun borcudur.

Hadriyan’a saygı!

ZEUS SUNAĞI VE BERGAMA ESERLERİ SOĞUK ve PUSLU BERLİN’E DEĞİL, GÜZEL BERGAMA’YA AİT. MUTLAKA GERİ GELMELİ, EVİNE DÖNMELİDİR!

(Kaynak:Pergamon Panaroma der Antiken Metropole:Eine Ausstellung der Antikensamml und der Staatlichen Museeen zu Berlin (2011): Derleyen: Ralf Grussinger, Volker Kastner ve Andreas Scholl. S.573/// http://www.my-favourite-planet.de/english/middle-east/turkey/pergamon/pergamon-photos-01-014.htm////Taş Yerinde Ağırdır-153)

Sefa Taşkın

27.04.2025

Karşıyaka/İzmir