Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
48,1615
Dolar
Arrow
41,1780
İngiliz Sterlini
Arrow
55,6235
Altın
Arrow
4755,0000
BIST
Arrow
11.288

Atatürk bunları söylerken bu günü mü kast etmiş?

Hey büyük Atatürk. Yaklaşık bir asır önce gözlerini yummuş, hayata veda etmiş ama sözleriyle hâlâ bize yol gösteriyor.

Işık tutuyor.

Sene 2025 olmuş, bizim bu günkü durumu özetleyip, bize çözümünü de söylüyor.

 1920 yılında Hakimiyet-i Milliye yazılarında Milli Egemenlik, Halk iradesi ve halkın elinden tüm yetkileri almaya çalışan halk düşmanları hakkında o kadar güzel sözler söylemiş ki, sanki bu günü anlatmış.

Diyor ki;

Ülkemizde Milli Hakimiyetin düşmanları o kadar alçak ve o kadar aşağılık bir haldedir ki, düşman korumasına sığınarak ve yabancılardan yardım umarak milletin haklı sesini ve hakimiyetini boğmak girişiminden kolay kolay vaz geçeceklerini sanmıyoruz. Vaktiyle büyük devrimler sırasında saraylarını düşman askerlerinin korumasına bırakan, vatanına düşmanlarının süngülerini davet eden hükümdarlar bile görülmüştür.

Fakat unutulmamalıdır ki, bu hükümdarlar siyaset meydanlarında can verdiler ve daha fenası insanlığın hafızasında lanetlenerek anılıyorlar. Hükümdarları bile affetmeyen Milli Hakimiyetin, birkaç türediyi ne dereceye kadar hazmedebileceği meydandadır.”

Müthiş bir söz.  Açıklayalım biraz. 

İlk paragrafta kısaca diyor ki; Milletin iradesine düşman olanlar, milletin elinden yetkilerini alanlar öyle alçaktırlar ki; onların düşman korumasına sığınarak ve yabancılardan, örneğin Amerika’dan yardım alarak milletin haklı sesini boğmaya çalışmalarından kolay kolay vaz geçeceklerini sanmıyorum diyor.

Vaktiyle bunu yapan hükümdarlar oldu,  hattâ sarayını düşman askerinin korumasına bırakan, hattâ ve hattâ vatanına düşman süngülerini davet eden hükümdarlar bile görüldü diyor.

İkinci paragrafta da,

Ama diyor  kimse unutmasın ki, bu hükümdarlar siyaset meydanında can verdiler. İnsanlık tarafından lanetle anılıyorlar. Hükümdarları bile affetmeyen Millet, birkaç türediyi hiç affetmez diyor.

Ve bu günü gayet güzel özetliyor.

Elin adamından “meşruiyet” alarak, yani iktidarda kalma sözü alarak  milletin sesini boğmayın diyor. Millet, bunu yapan hükümdarları bile affetmedi ki, sizi hiç affetmez diyor.

 Kaynak mı?

Buyurun; Hakimiyet-i Milliye yazıları. ”Kurtuluş Savaşının İdeolojisi”. Kaynak Yayınları, Genişletilmiş 2.Baskı. s.17.

Ha diyeceksiniz ki, Hakimiyet-i Milliye yazısı bu, Atatürk’ün değil.

Ama öyle değil işte. Gazete Ankara’da bizzat Mustafa Kemal Paşa tarafından kuruldu ve imzasız, isimsiz yazılar Mustafa Kemal’e ait.

Bunu herkes biliyor. 

Alın size yine benzer bir söz. Yıl; 1924. Dumlupınar konuşmasından bir kesit;

“Efendiler,

Saraylarda yaşayan, Türk’ten başka unsurlara dayanarak ve düşmanla birleşerek Anadolu’nun ve Türklüğün aleyhinde çalışan çürümüş gölge adamlarının Türk yurdundan kovulması, düşmanların denize dökülmesinden daha önemlidir.”

Var mı bundan daha öte bir söz. Öyle ya.

Anlatalım biraz;

Efendiler diyor, saraylarda yaşayan idareciler, emperyalistlerle, örneğin Amerika ile veya Avrupa ile iş tutarak Türkiye Cumhuriyetinin ve Türklüğün aleyhinde çalışan, yani örneğin BOP gibi bir projenin gölgesi olmuş,  onun adına çalışan  adamlarının Türk yurdundan kovulması, düşmanların denize dökülmesinden daha önemlidir demiş.

Daha ne desin.

Ha bu sözün devamında çözümünü de söylemiş;

Bu kadar savaşlardan sonra Türk hiç kuşkusuz şunu öğrenmiştir ki, ülkeyi yeniden kurtarmak ve vatanında mutlu ve özgür yaşayabilmek için egemenliği elden bırakmamalı ve Cumhuriyet Bayrağı altında hep birlikte hazır ve çok uyanık bir şekilde bulunmalı diyor.

“Egemenliği elden bırakmayın” derken de Anayasayı kast ediyor. Sahip çıkın diyor.

Atatürk şimdi hayatta değil ama, bu sözlerle size Anıtkabir’den, kabrinden sesleniyor...