Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

Türkiye’de kampüslerdeki bu sessizlik sizin de canınızı sıkmıyor mu?

Günlerdir ABD’de üniversiteler ayakta. 7 Ekim 2023’ten bu yana Avrupa başkentleri başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde Filistin halkı için eylemler aralıksız sürüyor.

Meseleyi dinsel açıdan baktığını söyleyen İslam ülkelerinde ya çok cılız ses çıkıyor ya da bol hamasetle geçiştiriliyor.

Ezilen bir halkın yanında olmak yetiyor oysa işgalcileri protestoya ve dayanışmayı büyütmeye...

Türkiye’de ise durum malum. Bir yanda kafe basıp kahve dökenler, diğer yanda şeriat propagandası için Filistin halkını kullanmaya çalışanlar, aslında böyle yaparak Filistin’e zarar verenler ve desteğin daralmasına ve zayıflamasına yol açanlar...

Bir yandan hamaset yapıp sonra da ticareti ve işbirliğini sürdürenler...

Daha önce söylemiştik yine söyleyelim. Filistin’e destek dini değil insanidir! ‘Soykırım’ tehdidiyle çoluk çocuk demeden emperyalist güçlerin işgalci İsrail’e desteğiyle katledilen mazlum bir halkın yanında olmaktır. Ki bunun içindir ki; Müslüman, Hıristiyan, Musevi, Budist, Hindu, Deist, Ataeist demeden insanlar dünyanın dört bir yanında Filistin için eylemler yapıyor.

Türkiye ise bu konuda sınıfta kaldı, kalmaya da devam ediyor.

Kampüslerden de Filistin için hiç ses çıkmıyor, nedeni düşündünüz mü?

Ya da kampüslerin neden hiç sesi çıkmıyor?

Üniversiteleri baskıyla susturup kampüsleri çoraklaştıranlar, bahar şenliklerini, kulüpleri, konferans ve panelleri yasaklayanlar, öğrencileri sürekli geriye giden bir eğitim sistemiyle ezberciliğe ve diplomaya endeksli hale getirenler, apolitikleştirenler, ekonomik buhran ve sosyal adaletsizlikle gencecik pırıl pırıl değerlerin umudunu ülkemizden kesmesine neden olanlar; 12 Eylül darbecilerinin ve Kenan Evren’in istediği oldu. Her türlü örgütlü yapıya karşı sistemli şekilde baskı ve sindirme politikası yürütüldü.

Toplumun en dinamik alanları olan üniversiteler baskı altında tutuldu. Akademisyenler de bu baskıdan nasibini fazlasıyla aldı. Üniversitelerin özerk yapıları ortadan kaldırıldı.

Tarihte toplumsal değişimlerin yaşanmasında, gidişata itirazda önemli yer tutan öğrenci hareketleri giderek sönümlendi.

Sonuç, ortada?

Bu kahredici sessizlik sizin de canınızı sıkmıyor mu?

Toplumun öncü dinamikleri olan gençleri, sürecin dışında tutarak “doğru bir gelecek” oluşturmak mümkün değil!.. Bu konu önemli ve bütünlüklü olarak mutlaka irdelenmeli…