Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,3818
Dolar
Arrow
34,6450
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5963
Altın
Arrow
2931,0000
BIST
Arrow
9.639

Rekabet önemliymiş!!!

Merhabalar, 

Fikri hür, vicdanı hür, güzel insanlar.

Sanatın aynasından bakmaya devam…

Sanatın aynasından bugün bize görünen,

Yeniden Doğuş,

Yani Rönesans,

Yani Hümanizm,

Hümanizm deyince hep yanlış anladığımız veya yanlış anlamak istediğimiz,

Allayıp pulladığımız insan sevgisine dayalı hümanizm değil,

İnsanın rasyonel varlığına işaret eden,

İnsanın ve eylemlerinin dünyevileşmesi gerektiğine inanan,

Ve insan aklının ve deneyimlerinin üst düzey bir sorgulama becerisiyle bilimsel ve sanatsal yaratıcılığın sınırlarını genişletmek üzere yönlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan sofist düşünce sonrası ilk aydınlanma öğretesi,

Peki Orta çağ karanlığının içinden doğan bu ışığın mimarları kimler veya hangi toplumsal dinamiklerin etkileşiminden açığa çıkmış bu büyük dönüştürücü etki,

Tarihin tekerleğini durdurulması imkânsız bir şekilde devinimlendiren ve İtalya’dan başlayıp tüm Avrupa’yı plastik sanatlarda, edebiyatta, bilimde ve düşüncede 14. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar dönüştüren gerçek güç neydi?

Rekabet olabilir mi?

Biraz kafanız karıştı galiba….

Öyle hissediyorum.

Leonardo da Vinci’ler, Michelangelo’lar, Raffaello’lar gibi şaheser yapıtlar üreten sanat dehaları değil miydi?

Evet onlardı ama deyip biraz daha kafanızı karıştırayım…

Asıl güç, onların yetenek ve dehalarına sahip çıkıp onlara kucak açan saraylarında onlara yer veren “mesenler”di. 

Mesende neyin nesi, nereden çıktı şimdi bu mesenler diye sorabilirsiniz.

Açıklayayım, Fransızca mesenne kelimesinden mesen olarak Türkçe’ye kazandırılmış olan kelime, bilim adamları, sanatçı ve düşünürleri ekonomik ve manevi olarak koruyup kollayan kimseleri tanımlamak için kullanılmıştır.

Orta çağ İtalya’sı Floransa Cumhuriyeti, Napoli Dukalığı, Venedik Cumhuriyeti ve Ceneviz Cumhuriyeti gibi kent devletlerinden oluşmaktaydı ve bu kent devletlerinin hepsinde gelişmekte olan ve söz sahibi bir ticaret burjuvazisi vardı.

Toplumsal yaşamın neredeyse tümüne hâkim olan başta kilise olmak üzere geleneksel aristokratik güçlere karşı ticaret yoluyla elde ettikleri zenginliklerinin kolaylığında kendi lehlerine bir denge kurmak isteyen zengin sınıfın temsilcileri, kültür, sanat ve bilim alanında söz sahibi olmak için mesenlik yapmaya başladılar.

Sanatçılar kendilerine sahip çıkılıp desteklenmeleriyle birlikte olağanüstü güzellikte mimari yapılar ve yine olağanüstü güzellikte baş yapıtlar meydana getirdiler.

Ortaya çıkan tüm bu sanatsal gelişmeler, kent devletleri arasında kültürel bir kıskançlığa neden oldu ve her devlet bu alanda bir diğerine üstünlük yaratmak için bir çaba içine girdi. Başlangıçta tüccar sınıfın içinden çıkan mesenlere daha sonra papalar ve kardinallerde dahil oldu. Çünkü sanatın değiştirici, dönüştürücü ve üstünlük sağlayıcı gücü keşfedilmişti.

Mesenlik denince ilk akla gelen isimde Floransa’lı Medici Ailesi’dir. Bankerlik yapan bu ailenin içinden inanmayacaksınız ama üç tane papa çıkmıştır (x. Leo, VII. Clement, XI. Leon).

Lorenzo de’ Medici (1449-1492)

Mesenlerin tarih sahnesine çıkmasıyla ve birbirleriyle rekabet etmeye başlamalarıyla birlikte o dönemin sanatçıları da bir şehir devletinden başka bir şehir devletine davet edilmeye başlanmıştır. Artık değerli olan en güçlü şey gücünü sanat ve bilim üzerinden göstermek olmuştur.

Mesela Leonardo, ilk olarak Floransa’da Medicilerin himayesindeyken, sonra Milano dükünün himayesine girmiş en son olarak da Fransa Kralı I. Francis’in davetiyle Fransa’ya gitmiştir.

Rekabet, tam olarak yeniden doğuşu sağlamamış olsa bile yeniden doğuşa ebelik etmişti.

Yani sadece mesele para kazanıp zengin olmak değilmiş, o parayı sanata, kültüre, bilime dönüştürüp medeniyet yaratmakmış.

Darısı, bizde parası olup da burjuva olamayanlara, 

Demek ki rekabet önemliymiş, 

Cehalet yarışında değil tabi..

Medeniyet yaratma yarışında, 

Tıpkı yokluklar içindeyken bile Özsoy Operasını yaptıracak kadar sanata, kültüre ve bilime her şeyiyle inanmış olan, Cumhuriyet Rönesansımızın hamisi Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi,

Rekabet önemliymiş,

Yoksa medeniyet yokmuş….

Bir dahaki buluşmamıza kadar, şimdilik hoşça kalın, şu an ve her zaman, sanatla nefes alın, sanatla kalın.