Merhabalar,
Fikri hür, vicdanı hür, güzel insanlar.
Sanatın aynasından bakmaya devam…
Sanatın aynasından bugün bize görünen,
Teknoloji…
Teknoloji deyince şaşırdınız! Değil mi?
Sizin yerinizde ben olsam…
Ben de şaşırırdım.
Çünkü teknoloji denilince benim aklıma ilk olarak; fayda üretebilecek bir amaç doğrultusunda tasarlanmış, bir düzenek içerisinde işleyen mekanik ilişkiler geliyor.
Ya da bana öyle geliyor.
Türk Dil Kurumu’na göre ise; İnsanın maddi çevresini denetlemek ve değiştirmek amacıyla geliştirdiği araç gereçlerle bunlara ilişkin bilgilerin tümü.
Benim tanımımdan fayda üretmeyi, Türk Dil Kurumu’nun tanımından da maddi çevreyi değiştirmeyi alalım ve üzerine sanat için teori kuralım.
Buna bir de “ihtiyaçlar, icatların anasıdır” önermesini ekleyerek, fayda üretmek ve maddi çevreyi değiştirmeyi yeniden ihtiyaçlar ekseninde düşünelim.
İnsanların ihtiyaçları da hiç bitmez ki Abidin Hocam, hangi ihtiyaçtır mevzu bahis olan dediğinizi sanki duyar gibiyim…
Biyolojik ihtiyaçları mı, barınma ihtiyaçları mı, manevi ihtiyaçları mı, güvenlik ihtiyaçları mı, adalet ihtiyaçları mı (neyse bu konuya hiç girmeyelim), kültürel ihtiyaçları mı? Bu liste böyle uzayıp gider…
Neyse daha fazla uzatmadan sadede gelelim.
Hani öve, öve bitiremediğimiz insan medeniyetimiz var ya, işte bu tek dişi kalmış dediğimiz şey, hep insanoğlu denilen varlığın bitmez - tükenmez ihtiyaçlarının bize bir cevabı. İşte medeniyet dediğimiz şey insan aklının ve emeğinin bize kendinde bizi gösterdiği bir şey.
Teknolojinin, medeniyetin yaratılmasındaki rolüyle girişelim işe ama beraberinde sanatı da unutmayalım.
Sanat yapmak gibi insana ait tüm yeteneklerin arkasında yatan temel gerçek, insanın ellerini diğer hiçbir canlı ile kıyaslanamayacak ölçüde beceriklice kullanabilmesi olmuştur. İnsanın ellerinin becerisini keşfetmesi onun araç-gereç geliştirmesine dolayısıyla teknoloji oluşturmasına imkân sağlamıştır. Araç-gereç icat edebilen ve onu kullanabilen insan, sonrasında bunlarla neler yapabileceğinin potansiyelini keşfetmiştir. İşte bu noktada insan emeği, aklı ve teknoloji, tarihin tekerleğini önce kültür sonra medeniyet yaratma yönünde harekete geçirmiştir.
Teknolojinin ortaya çıkmasında ilk gelişim adımı olarak alet yapımını başlangıç kabul edersek, resim sanatının ilk örnekleri olarak kabul edilen mağara duvar resimlerinin de o günün şartlarında üretilen bitki kökleri vb. şeylerle renklendirildiğinden yola çıkarak bu görselleştirme eyleminin de boya üretme teknolojisiyle başladığı gerçeğine ulaşırız. Yani görsel imgenin kendini dışsallaştırabilmesi için en basitinden bile olsa bir boya teknolojisine ve yine o boyayla mağara duvarına resim yapabilmek için basitte olsa bir alete gereksinim olduğu gerçeğine varırız.
Vay be… Demek ki teknoloji ve sanat meğerse siyam ikizleri gibi bir şeymiş.
Yani hocam, teknoloji olmadan sanat olamazdıya mı getirmek istiyorsun?
Ben demiyorum sevgili arkadaşlar, yukarıda örneklerini verdiğim olgular diyor.
Ha, birde tarih de öyle diyor.
Sanat ve Teknoloji terimlerinin tarihsel kökenine baktığımızda, antik çağlarda her ikisinin tek bir kavram ile ifade edildiklerini görüyoruz. Teknoloji kelimesinin kökeni olan "techne” kelimesi Antik Yunan’da, bugün sanat ve zanaat olarak ayırdığımız kavramlara karşılık olarak kullanılmaktaydı ve imal ve icra etme yeteneği anlamına geliyordu. Aristoteles, “techne”yi şu şekilde tanımlar: “Doğru kurallar eşliğinde üretim yapmak üzere gereken donanım.”
Aristo’nun techne kavramıyla açıklamaya çalıştığı şey, bu kavramın insana dair tüm üretim becerilerini kapsamasıdır. Techne teriminin Latince karşılığı Ars kelimesidir ve sadece resim, şiir, müzik gibi alanları değil, marangozluk, at terbiyeciliği gibi diğer beceriye dayalı alanları da kapsamakla beraber insan aklının canlı ve cansız varlıklar üzerinde kurduğu yönetme becerisinin tümünü kapsamaktadır. Bu dönemde henüz sanat ve zanaat bir bütün olarak kavranıp değerlendirilmektedir.
Teknoloji ve sanat tabi ki yollarını ayıracaktır.
Ama imkânlarını birbirleri için kullanmaktan vazgeçmeden ayıracaklardır.
Rönesans bu dönüşümün kapısını aralayacaktır.
Teknoloji ve sanat ilişkisini konuşmaya devam edeceğiz.
Bir dahaki buluşmamıza kadar, şimdilik hoşça kalın, şu an ve her zaman, sanatla nefes alın, sanatla kalın.
Çok Okunanlar

Kıskanç sevgili dehşet saçtı: 3 ölü

Mideniz kaldıracaksa İmralı’ya gidin!..

Kurultay davası öncesi gündeme oturacak iddia

Gözaltına alınan 48 kişi belli oldu: Listede MHP'li isim de var

Binanın mimarı gözüyle… CHP Genel Merkezi işgal edilebilir mi?

'Liderimizin adı Recep Tayyip Erdoğan' diyen valiye CHP'den tepki

Kulislerde bomba iddia: Teröristbaşı Öcalan yeni parti hazırlığında!

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Türk Devrimi üzerine düşünceler

Gazeteler, Bayrampaşa Belediyesi'ne operasyonu nasıl gördü?

Zeytin Çıtlatması...