Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
44,7188
Dolar
Arrow
39,1720
İngiliz Sterlini
Arrow
52,9288
Altın
Arrow
4246,0000
BIST
Arrow
9.474

Aklın yolu bir

Yıllardır yazıyorum: Eğer bir pazar yeriyseniz, sadece ürünleri listeleyen bir panayır alanı değil, o ürünlerin arkasında durma iddiasında da bulunmalısınız. Zira kullanıcı, pazar yerinde gördüğü ürünü değil, o pazar yerinin markasını satın alır. Güvenini, sadakatini ve şikayetini size yöneltir. Onun gözünde satıcı değil, siz sorumlusunuzdur. Bu, dijitalin kaçınılmaz etik sınavlarından biridir.

Benim için bu mesele sadece teorik bir tartışma değil. Yemeksepeti üzerinden yaşadığım bir problem nedeniyle yıllar önce hesabımı kapattım ve bir daha açmadım. Çünkü aracı olduğunu söyleyen bir sistemin, araya girdiği sürecin sonuçlarından sıyrılmaya çalışması güven zedelenmesidir. Aynı şekilde BiTaksi uygulamasında yaşadığım tatsız bir deneyim nedeniyle de o sistemden tamamen çıktım ve bir daha kullanmadım. Pazar yerlerinin gerçek sınavı, hata anında gösterdiği tavırdır. Aracıysan, köprüysen, sağlam duracaksın.

Şimdi Amazon bu konuda önemli bir adım attı. “Buy for Me” adlı yeni hizmetiyle kullanıcılarına başka sitelerde beğendikleri ürünleri kendi uygulaması üzerinden satın alma imkanı tanıyor. Sadece bağlantı vermiyor; doğrudan ürünü sizin yerinize satın alıyor. Üçüncü tarafın sitesine giriyor, siparişi veriyor, ödeme işlemini kendi yapıyor, ardından tüm süreci takip edilebilir şekilde kullanıcıya sunuyor.

Bu ne demek? Şu demek: Amazon artık sizin için ürünü araştırmakla kalmıyor, satın alma kararını da sizin yerinize alıyor. Bu da onu artık bir “alışveriş danışmanı” ya da bir “güvenli liman” haline getiriyor. Garanti, iade, lojistik detaylar gibi riskleri yönetmeyi kabul ediyor. Üstelik bunu kendi stoğunda olmayan ürünler için yapıyor.

Bu hareket, Amazon’un teknolojik gücünü etik sorumlulukla birleştirdiği çok net örneklerden biri. Sadece kullanıcı dostu değil; sistemsel olarak da adil bir düzenlemeye işaret ediyor. Elbette iade süreçleri hâlâ üçüncü parti satıcıların elinde olabilir ama Amazon’un o ürünü sizin adınıza alıyor oluşu, sizi sistem dışında bırakmadığının kanıtı.

Benim gibi bu konuyu uzun süredir dert edinen biri için bu gelişme, hem doğruya atılan adım hem de “aklın yolu bir” dedirten bir örnek. Amazon’u bu yaklaşımı için açık yüreklilikle tebrik etmek gerekir. Çünkü teknoloji tek başına anlam taşımaz; onu nasıl kullandığınız, hangi dertlere çözüm aradığınız ve nihayetinde kullanıcıyı ne kadar koruduğunuz önemlidir.

Dilerim bu yaklaşım, diğer platformlara da ilham verir. Çünkü kullanıcılar artık sadece hız ve çeşit değil, garanti ve güven arıyor. Gerçek rekabet, “en ucuzu” sunmakta değil, “en güveniliri” olabilmektedir.