Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
43,2409
Dolar
Arrow
38,0208
İngiliz Sterlini
Arrow
50,4703
Altın
Arrow
4068,0000
BIST
Arrow
9.367

Süper İnsan: Ütopya mı Gerçek mi?

Yuval Noah Harari, Homo Deus’un özellikle son bölümlerinde, insanın kendi biyolojisini aşma çabasına “superhuman” adını verir. Artık mesele, yalnızca hayatta kalmak değil; doğayı alt etmek, ölümü yönetmek, bedeni yeniden tasarlamak. Harari, modern insanın yaşlanmayı, acıyı ve ölümü “arıza” olarak gördüğünü, bu nedenle Homo sapiens’in kendisini biyoteknoloji ve yapay zekâ aracılığıyla tanrılaştırmaya soyunduğunu ileri sürer. Bu yaklaşım artık ütopya değil; gündelik bir arayışa dönüşmüş durumda.

The Economist’in geçtiğimiz hafta kapağına taşıdığı Bryan Johnson örneği bunun somut bir yansıması. Günde yüz hap yutan, 11:00’den sonra hiçbir şey yemeyen ve vücudunu bir bilgisayar gibi optimize etmeye çalışan bu girişimci, yalnızca ömrünü uzatmak değil, ölümü ortadan kaldırmak istiyor. Johnson yalnız değil. Onun gibi düşünen, insan bedenini “hack”lemeye çalışan bir grup milyarder—Elon Musk’tan Peter Thiel’e—bugün “human enhancement” adı altında bilim ile fantezi arasında salınan bir gelecek kurmaya çalışıyor.

Serdar Savaş’la yaptığım görüşmede bu konuyu açtığımda Bryan Johnson’ın yaklaşımını net biçimde eleştirdi. Ona göre bu tür projeler, bireysel arzu ve sermaye güdümlü yaklaşımlar. İnsan vücudu “bozulacak bir makine” değil, dinamik bir denge sistemi. Savaş’ın kurduğu Gentest Enstitüsü, tam da bu bakış açısıyla hareket ediyor. Onların sistemi, kişiselleştirilmiş genetik analizle daha hastalık ortaya çıkmadan müdahale etmeyi, bireyi tıbbi değil biyolojik olarak anlamayı hedefliyor.

Kandırmacadan Bilime

The Economist’in işaret ettiği gibi, bu alan hâlâ sahtekârlıkla bilimi aynı çuvala dolduruyor. Metformin, NAD+ veya follistatin gibi kavramlar, bazıları için bilimsel keşif, bazıları için yeni nesil umut tacirliği. Ama işte tam burada Serdar Savaş’ın modeli kendini ayrıştırıyor. Gentest’teki yaklaşım bilimsel, etik ve kamusal. Dahası, hedef süper-insan yaratmak değil; sağlıklı bireyi erken tanıyla korumak. Yani biohacking değil, biyolojik onarım.

Önce Erken Tanı, Sonra Medeniyet

Bugün ABD’de yaşlanma hâlâ bir hastalık sayılmıyor. Bu yüzden anti-aging alanında yapılan araştırmalar, regülasyon engellerine takılıyor. Oysa Türkiye’de Gentest gibi kurumlar, yaşlanmayı yavaşlatmak için bilimsel sistemleri çoktan uygulamaya koymuş durumda. Bu, sadece bireyin sağlığı için değil; sağlık sisteminin sürdürülebilirliği için de stratejik bir kırılma.

Harari’nin “süper-insanı”, Bryan Johnson’ın ölümsüzlük projesi ve Serdar Savaş’ın önleyici tıp modeli aynı geleceği tarif ediyor: daha uzun, daha sağlıklı, daha kontrol edilebilir bir yaşam. Fark şu: Biri bu geleceği zenginler için bir deney laboratuvarı olarak kuruyor, diğeri topluma dayalı bir modelle inşa ediyor. İkincisi daha sessiz olabilir, ama çok daha ciddi