Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
38,2634
Dolar
Arrow
34,1520
İngiliz Sterlini
Arrow
45,9557
Altın
Arrow
2934,0000
BIST
Arrow
9.777

Hadi derviş can! çıkar baklayı ağzından…

Bir bektaşi babasıyla, bir bektaşi dervişi yavaş yavaş evlerine gidiyorlarmış. Vakit akşam. karanlık bastı basacak. Bir de yağmur başlamış. Hani bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor derler ya o cinsten bir yağmur. 

Bektaşi dervişi, çok küfürbaz bir adammış. İki lafından biri küfür imiş. Bektaşi babası da buna çok üzülüyormuş. Dervişini bir türlü eğitemiyormuş. Bir gün dervişi yanına çağırmış ona demiş ki:

-"Evladım demiş ne olacak senin bu halin? İki lafından biri küfür… Bu çok kötü bir alışkanlık. Küfür etme. Bundan vazgeç. Ne yapalım nasıl edelim ben de şaşırdım kaldım. Bu haline çok üzülüyorum."

Derviş demiş ki:

-"Erenler ben de küfür etmek istemiyorum. Ama kendime hakim olamıyorum. Nefsimi yenemiyorum. Dilimi tutamıyorum. Kendi kendime söz veriyorum. Bir daha küfür etmeyeceğim diye. Ama sözümü unutuyorum gene küfür ediyorum. Ben de ne yapacağımı şaşırdım siz buyurun ben dediğinizi yapayım. Ben işin içinden çıkamıyorum."

Bektaşi babası, düşünmüş taşınmış bir çare bulmuş:

-"Evladım demiş sen dilinin altına bir bakla koy. Konuşurken aklına küfür etmek gelince hemen baklayı hatırla ve küfür etme. Derviş, bektaşi babasının bu önerisini kabul etmiş ve uygulamaya başlamış. Gerçekten de artık küfür etmemeye başlamış. Aklına küfür gelince dilinin altındaki baklayı hatırlıyormuş ve küfürden vaz geçiyormuş. Bektaş'ı memnun derviş memnun."

Bizim bektaşi babasıyla bektaşi dervişi bürgün bir  evin önünden geçiyorlarmış. O arada balkona bir kadın çıkmış: 

"Aman erenler" demiş Bektaşi babasına. "Biraz bekleyin." Bizimkiler başlamışlar beklemeye. Fakat kadının çıkacağı yok. Şiddetli de bir yağmur yağmaya başlamış. Neyse bir zaman sonra kadın çıkmış balkona. Demiş ki:

 Sağ ol erenler gidebilirsiniz. Bektaşi babası:

-"Yahu kızım demiş, ne oldu bizi niye durdurdun?  Bardaktan boşanırcasına tepemizden yağmur yağıyor. Bizden ne istedin?"

Kadın demiş ki :

-"Erenler, ben tavuğumu gurka yatırdım da… Civcivleri pumpullu tepeli çıksın diye sizi beklettim. Kapının önünde  12 dilimli kavuğu olan bir bektaşi babası beklerken tavuk gurka yatarsa, civcivler tepeli çıkarmış. Ben de bunu yaptım." Bektaş'ı yanındaki dervişe seslenmiş:

"-Hadi aslanım çıkar ağzındaki baklayı."

Öyle anlar oluyor ki insan gerçekten de baklayı ağzından çıkarmak istiyor.

Asgari ücret artışlarından dolayı henüz işçinin cebine bir para girmedi. Demek ne kadar geciktirirse o kadar karlı. Ama belli müteahhitlerin alacaklarına gelince yıldırım hızıyla bavul bavul paralar müteahhidin önüne yığılıyor.

Emekliye de ufukta görünen bir para yok. Kök maaşı, yok gövde maaşı, yok yan yattı çamura battı.  Al takke ver külah sonunda emeklisi de emekçisi de hakkını alamıyor. Ama iş büyük sermayeye kapitalizme geldiği zaman her türlü kolaylık var. E…Şimdi gel de baklayı ağzından çıkarma.

Sendikalarımız gelinlik kız gibi süzüle süzüle huzura çıkıyorlar. Bir heyete kahve ikram etmedikleri kalıyor.  Bu sendikalarımızın üretim artmadan fiyatlar düşmez gibi açık bir gerçekten hiç haberleri yok mu? Üretim artmadan enflasyon düşmez. Kamuculuk olmadan da üretim artmaz. Ülkenin bütün ekonomik varlığını pazarlarını madenlerini ne varsa hepsini özel teşebbüsün emrine verirseniz olacak budur. Olacak yoksulluktur, haksızlıktır, olacak pahalılıktır. Pahalılığın sebebi kapitalizmdir. İş çevreleridir, büyük sermayedir. Ne yazık ki bütün bunların arkasında da hükümet vardır. Bu böyle yürümez. Şimdi gel de baklayı ağzından çıkarma.

Efendim elektrik şirketlerini ne arayan var ne soran var. Zam üstüne zam geliyor. İkide bir elektrik kesiliyor. Patronlar keyfine bakıyor enerji patronlarının enerjisi bol, parası bol. Halk da sessiz sendikalar iyice sessiz. Gel de baklayı ağzından çıkarma.

Bütün emekçiler kamu ekonomisi için kamuculuk için karma ekonomi için, devletçilik için, ciddi bir mücadele vermelidirler. Siz böyle avucunuza açıp melül mahzun sermayenin ve hükümetin gözünün içine bakarsanız onlar da canlılarının istediği kadar avucunuza para koyarlar. Ne haliniz varsa görün derler. Şimdiye kadar olduğu gibi kimsenin umurunda olmazsınız.

Sayın emekçiler emekten yana olanlar sendikalar gelin ağzınızdaki baklayı çıkarın. Konuşun örgütlenin. Çözüm iddianız olsun, ideolojiniz olsun. Bu şekilde daha çok sürünürüz. Ayağa kalkarsak sürünmekten kurtuluruz.

Türkiye’de görevini yeterli düzeyde yapan bir sendika ne yazık ki yok. Yüksek yüksek maaşlar alıp makam arabalarında tur atıyorlar. Siyasi partilerin ise hiç mi hiç umurlarında değil. Siyasi partilerin hemen hemen hepsi liberaldir.

Bu iş böyle yürümez.

Emeğin örgütlenmesi lazım.

Televizyonlardaki beyin yıkayıcıların telkinlerine kanmayın.

Emekçiler ve emekten yana olanlar!

Çözüm sendedir, ilaç sendedir.

İlaç örgütlenmededir. 

Kendi derdimize kendimiz ilaç olmalıyız. 

Yoksa iş merhamet beklemeye kalırsa çok bekleriz.