Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
38,2634
Dolar
Arrow
34,1520
İngiliz Sterlini
Arrow
45,9557
Altın
Arrow
2934,0000
BIST
Arrow
9.777

Neo Liberalizm! Yolculuk nereye?

Neo liberalizm ne demektir? Neo yeni demek. Liberalizm de kapitalizm demek. İkisi beraber şu anlama geliyor, yeni kapitalizm. Kapitalizmin yenisi de eskisi de amaç bakımından aynıdır. Emekçi sınıfı sömürmek. Emekçi sınıfın payını kendi malına katmak ve büyümek. Kan emmek kan dökmek. Onun için işi karıştırmamak  ben liberalizm deyip işin içinden çıkıyorum. Kapitalizmin bugünkü adı liberalizmidir. Kapitalizm, liberalizm ve neo-liberalizm eş anlamlı  kavramlardır. Yani,”Ha hasan Arap, Ha Arap hasan”

Peki ya emperyalizm? Emperyalizm neoliberalizmin ya da kapitalizmin nesi olur? Emicesi olur diyeceğim güleceksiniz. Bence kapitalizm emperyalizmin damarlarıdır. Silah tutan elleridir. Hile ve desise üreten, sinsice yalan ve dolanla yeri geldiği zaman zorla halkları sömüren kanını emen canavardır. Yani kapitalizmin canavar kılığına girmiş halidir. 

Emperyalizm kılıktan kılığa giren korkunç bir devdir. Bir bakarsınız emperyalizm yok olmuş. O yok olmuyor, o aslında görünmez oluyor, biz onu yok oldu zannediyoruz. Bir bakarsınız emperyalizm demokrasi ve insan hakları, barış, eşitlik, kardeşlik gibi kavramları tekrar eder durur. Adeta bir melek olur. Melek kılığına girer. Ama emperyalizmin aslı canavar bir ejderhadır. Kocaman  bir yılandır. Her yere ulaşır. Her yere zehirini aktarır. Emperyalizmin zehrini alanlar artık bir daha bellerini doğrultamazlar. Ya ölüp yok olurlar, ya da emperyalizme köle olurlar.

Bu zehirli yılanın 3 tane başı vardır. 3 başın ayrı ayrı ağzı, ağzının içinde de korkunç zehirli dili vardır.

Emperyalizmin birinci başı mandacılıktır. Bugünkü neo liberallerin diline benzer dilleri. Zaten mandacılıkla neoliberalizm eş anlamlıdır. Mandacı, yoksul, gelişmemiş devletleri, gelişmekte olan devletleri, zehirleyerek kendisine köle yapar. Devlet olmamış halkları da aynı şekilde daha kolay kendisine bağlar ve köle yapar. Tabii emperyalizmin köle yapması demek halkların ve devletlerin kanını emmesi demektir. Mandacılığı iyi düşünün, inceleyin. Emperyalizmin ne demek olduğunu daha açık ve kolay anlarsınız.

Emperyalizmin ikinci başı dinciliktir. Dincilik yoluyla halklar birbirine kırdırılır. Dincilik yoluyla insanlar akıl ve bilimden koparılır. Cehaletin karanlığına hapsedilir. O karanlıkta emperyalizm, halkları ve devletleri sömürür, soyar, varlıklarını ellerinden alır, onları köleleştirir. Dincilik mezhepçilik, tarikatçılık insanların kafasını zehirli örümcek ağlarıyla örerler. Akıl ve bilim yolundan saptırırlar. Çok tehlikeli bir zehirdir dincilik. 

Emperyalizmin 3 başlı yılanının üçüncü başı bölücülüktür. Kirlenmiş bilimden ve akıldan kopmuş kin üzerine kurulu; gerçeklerden kopuk, ırkçı, ayrımcı, bölücü, etnikçi, bir milliyetçilik anlayışı da emperyalizmin en önemli zehiridir. Halkların kardeşliğini önlemek için bu canavar milliyetçilik anlayışının zehrinden yararlanır emperyalizm. Böl parçala sömür. Kardeşi kardeşe düşür. Emperyalizme askerlik yap. Kölelik yap.

Etnik bölücülük yoluyla yani daha açığı bölücü milliyetçilik zyoluyla emperyalizm halk kitlelerini birbirine kırdırır. Buradan kendi kesesine servetler akıtır. Emekçinin alın teri kapitalizmin cebine girer.

Emperyalizme karşı halkların kardeşliği ve dayanışması tek çözümdür. Bir yandan emekçiler sınıf bilincini yükseltmelidir. Etnik bölücülüğün dinciliğin ve mandacılığın yerini sınıf bilinci almalıdır. Sınıf bilincinin gelişip kökleşmesi için de yurttaşlık bilinci gerekir. 

Türkiye emperyalizme karşı kurulmuş bir devlettir. Bağımsızlığını emperyalizmle mücadele ederek kazanmıştır. Emperyalizmle mücadele etmek dincilik ile mücadele etmek demektir. Emperyalizmle mücadele etmek demek bölücülükle mücadele etmek demektir. Emperyalizmle mücadele etmek demek mandacılık ile mücadele etmek demektir.

Yurttaşlık kültürünü ve yurttaşlık bilincini yükseltmek yaygınlaştırmak benimsetmek ve halkların eşitliğini ve kardeşliğini savunmak bütün bunlar emperyalizmle mücadelenin yollarıdır.

Bir üretim tarzının, yozlaşması, yeteri kadar üretememesi, adil paylaşamaması, o üretim sisteminin bozulması sonucunu doğurur. Bozulma bir başka üretim tarzının koşullarını yaratır. Bu bozulma toplumun bütünü içinde, ideolojik, politik, ekonomik bütünün dönüşüm şartlarını etkiler. Değiştirir. Kapitalist üretim tarzının krizi, siyasal ve ideolojik şartları büyütür bütünleştirir. Güçlendirir. Bu güçlenme ve bütünleşme, kapitalist üretim tarzı yerine sosyalist üretim tarzına geçiş şartlarını yaratır. 

Geçiş sürecinde nesnel çelişkiler vardır. Bunlar emekçilerin nesnel çıkarlarına uygun düştüğünde sosyalizm gerçekleşir. Sosyalizmin gerçek olmasını, somut tarihsel koşullar belirler. 

Somut tarihsel koşullar şunlardır: Sistemin iç çelişkileri, sıklaşan krizleri, sınıf çıkarlarının uyuşmazlığı, gittikçe derinleşen eşitsizlikler; sistemin doğayla, insanın varoluşuyla uyuşmaz bir noktaya gelmesi… 

Yani demem o ki emperyalist ülkeler, İsrail, AB, ABD, ve diğerleri günlerinin sayılı olduğunu bilmelidir. İnsanlığın kanı tükeniyor. Sizin sınıfın da kanı var. Gazze'ye sessiz kalan insanlık çok ağır bedeller öder. Gün ola harman ola.