Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
38,2634
Dolar
Arrow
34,1520
İngiliz Sterlini
Arrow
45,9557
Altın
Arrow
2934,0000
BIST
Arrow
9.777

Televizyon dizileri çürütüyor bizleri

Kitle iletişim araçları, hızla gelişmekte olan toplumu doğrudan hedef almıştır. Bu nedenle de toplumsal değişmeyi derinden etkileyen etkenlerin başında gelmektedir. Kitle iletişim araçları amaca uygun kullanıldığında kültürün nesilden nesile aktarılmasını sağlayabilir. Ancak yanlış kullanıldığında, özellikle çocukların ve gençlerin gelişiminde, dolayısıyla aile ve toplum yapısında bozulmalara neden olabilmektedir. (Yusuf Sinan ZAVALSIZ , Yüsra SOYDAŞ DAĞCI- Televizyon Dizilerinin Toplum Üzerindeki Etkisi )

Görsel medya bugün başlı başına bir tüketim kültürü oluşturmaktadır. Tüketim kültürüne hizmet eden çok sayıda televizyon kanalının ilk sırada pazarladığı ürünse televizyon dizileridir. Televizyon ve özelde televizyon dizileri tamamen postmodern hayatın bir parçası haline gelmiştir. Diziler hayatın merkezinde yer almaya başladığından beri kültür, örf adet, alışkanlıklar, değerler, yaşam biçimi ve aile yapısı değişime uğramıştır.

POST MODERNİZM NEDİR?

Televizyon ve özelde televizyon dizileri tamamen postmodern hayatın bir parçası haline gelmiştir. Bu durumda post modernizme kısa bir bilgi notu olarak değinmeyi daha kolay anlaşılırım diye yararlı buldum.

Postmodernizm, modernizmin sonrası ve ötesi anlamında bir tanımlama olarak kullanılmaktadır. Modern düşünceye ve kültüre ait temel kavram ve bakış açılarının reddi, eleştirisi, olarak yürütülmektedir. 

Postmodernizmdeki post eki sonra anlamına gelmektedir. Modernizmden devam eden, ondan kaynaklanan ve onun sorunsallaştırılması ve aşılmaya çalışılması anlamlarına gelir.

Bu anlamda modernleşme projesinin ve hatta Batı felsefesi ya da Batı düşüncesi denilen düşünce yapısının başlangıcından itibaren genel geçerliliğe sahip olan Hümanizm, özgürlük, kurtuluş, evrensellik, bilim ve akıl gibi nosyonlar da sorunsallaştırılır. 

Modernizm, aydınlanma ilkelerini temel alan toplumsal projenin adıdır. Aydınlanma ise, inanca karşı bilgiyi, teolojiye karşı bilimi ön plana alan bir düşünce sistemidir. Modernizm, aydınlanma düşüncesini temel alır. İlerlemeye inanır. Akıl ve bilimi ilerlemenin aracı olarak görür. Nesnel, evrensel ve yegâne bilginin akıl ve deney yoluyla edinilebilir olduğuna yönelik epistemolojik konum, bütün modernist öğretilerde sabit noktadır. Modernizm bu halde, her tür öğretiye dayanak olacak olan bir epistemolojik ve tarihsel bilinç zeminidir.

Dizilerdeki konular, olaylar ve kişiler Türkiye toplumunu ve bireyini hızla  yozlaştırmaktadır. Olayların ve gerçeklerin süzgecinden geçen toplumsal değerler hızla aşınmaktadır. 

Dizilerin hemen hemen tamamında bir güvensizlik vardır, hiç kimse kimseye güvenmektedir. Hatta güvenmek felakettir. Zaten toplumda güvenilecek insan da yoktur.

Dizilerdeki bütün konular zengin konaklarında geçmektedir. Dizilerin hepsi aynı kalemden aynı beyinden çıkmış gibidir. Yoksullar en fazla konaklarda hizmetçi olabilirler. Kadınlar çok güzel erkekler çok yakışıklıdır. İnsanın iyi insan veya kötü insan olması önemli değil yakışıklı güzel ve zengin olması önemlidir.

Diziler ayrıca toplumun tüketim anlayışını da biçimlendirmektedir. Dizi oyuncularının giydiği giysiler, taktığı takılar, eğlenme biçimleri birbirleriyle ilişkileri ve bu ilişkilerdeki kokuşmuşluk olduğu gibi toplumun, toplumda da özellikle gençlerin bilincine akıtılmaktadır, bilincine atılmaktadır.

Dizilerle meşhur edilen oyuncular daha sonra da kapitalizmin mallarının propagandasını satışını reklamını yapmaktadırlar. Hak arama bilinci yoktur o oyuncunun pazarladığı malın değeri bir kere sorgulanamaz. Ne yapıp yapıp alacaksın.

Emekçi olmak emeğiyle geçinmek dizilerde tamamen engellenmektedir ve hatta emekçi küçümsenmektedir. Medya kuruluşları zaten zenginlerin mülkiyetindedir. Diziler programlar bir sürü çürümüşlük ekranlardan her gün evlerimize akmakta ve gençlerimizin bilincini kirletmektedir. Medya kendilerini patronlarının emir ve hizmetine adamış mürekkep yalamışlarımız kapitalizmin propagandasını yapmaktadırlar. Anlı şanlı sosyalist geçinenler medyanın kulu kölesi haline gelmiştir.

Bu gidişin sonu ne olacak? Türkiye dizilerle Türkiye medya eliyle felakete sürüklenmektedir. Bu konuda ülkeye sahip çıkan yoktur. RTÜK bu işlere bakmaz. İktidarın siyasi çıkarlarını korur. Bu nedenle yurtseverlerin görevi diziler konusunda bilinç sahibi olmak ve medyanın toplumu felakete götüren tutumuna karşı çıkmaktır

Medyadaki yayınların tamamı tüketici hakları kapsamına girer. Dizileri izleyerek televizyon sahiplerine milyonlar kazandırıyoruz. Kapitalizmin mallarını satın alıyoruz. Televizyonlara para veriyoruz. Vergi veriyoruz bu konularda. Bu nedenle medyaya karşı özellikle dizilere karşı tüketici davaları açılabilir. Sinekler gibi televizyon camlarına yapışırsak bizi bekleyen çok felaketler vardır. Halkın tam anlamıyla kendi kendini kurtaracağı bir zaman yaşıyoruz. Siyaset bu alanlarda tamamıyla kör ve sağırdır hatta yoktur. Medyadan korkarlar çünkü medya onları televizyona çıkarıp konuşturmaz tanıtımlarını yapmaz. Siyaset halkın hizmetinde değildir bu gerçeği iyi belirleyelim. Biz bize sahip çıkalım.