Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
48,1615
Dolar
Arrow
41,1780
İngiliz Sterlini
Arrow
55,6235
Altın
Arrow
4755,0000
BIST
Arrow
11.288

Cumhuriyet için mücadele zamanı

Tarih boyunca insanlığın kaderini, yazgısını değiştiren büyük olaylar vardır. Savaşlar, göçler, salgın hastalıklar, devrimler, darbeler gibi. Büyük değişimlerden sonra ortaya çıkan yeni, olumlu veya olumsuz durumun kaynağı buradadır.

Örnek olarak 14. yüzyılda Avrupa’da yaşanan veba salgınını verebiliriz. Büyük bir salgın hastalık nedeniyle milyonlarca insan hayatını kaybetmişti. Bununla birlikte salgın sırasında ve sonrasında meydana gelen olaylar rönesansın ve sonrasında aydınlanmanın yaşanmasındaki etkenlerden olmuştur diyebiliriz.  İş gücündeki büyük düşüş, sahipsiz büyük tarım alanlarının ortaya çıkması, kilisenin gücünün sorgulanmaya başlanması gibi sonuçlar sonraki yüzyılları şekillendirmiştir.

Milyonlarca insanın ölümüne neden olan bir salgın sonuçları itibariyle insanlığı ileri taşıyacak olaylara dayanak olmuştur.

Cumhuriyetimizin kuruluşu için de benzer bir durum söz konusu olduğunu düşünüyorum. 

Yukarıda yer alan örnekte olduğu gibi 1923 yılına gelene kadar yaşananlar son derece yıkıcı olsalar da yeni bir doğuma neden olmuşlardır. 

Yeni bir devlet kurulması ve cumhuriyet rejimin ilan edilmesi bir günde alınan karar sonucunda değil, tarihin dayattığı zorunluluklar nedeniyle olmuştur. Tarihin akışı Anadolu’da yeni bir Türk devleti kurulmasının koşullarını yaratmıştır. 

Cumhuriyet büyük bir yıkımın ardından kurulmuştur. Atatürk’ün ifadesiyle “uçurumun kenarında yıkık bir ülke”, iç ve dış düşmanlarını mağlup etmiş ve devrimci bir cumhuriyet kurmayı başarmıştır.

TÜRK DEVRİMİ, TARİHİN EN İLERİCİ VE AYDINLANMACI HAREKETLERDEN BİRİDİR

Mustafa Kemal Anadolu’yu, Balkan topraklarını, Trablus’u gördü, buralarda savaştı. İmparatorluğu ihya etmenin imkânsız olduğu gibi, saltanat ve hilafet makamlarının hiçbir önem ve işlevinin kalmadığının bilincindeydi. 

Cumhuriyet’i kuran kadrolar siyasi ve iktisadi bağımsızlığı yitirmenin getirdiği çaresizliği ve yokluğu bizzat yaşamışlardır. Bu sebeple Lozan’da üzerinde belki en çok mücadele edilen konu kapitülasyonların kaldırılmasıdır. 

Çağın gereklerinden uzak hukuk düzeninde yaşamanın imkânsız olması nedeniyle 1926 yılında Medeni Kanun’u yaptık. O tarihte böyle bir hukuk devriminin yapılabilmesi hayranlık vericidir. 

Cumhuriyetimizin temelinde tam bağımsızlık ve laiklik vardır. Diğer devrimler ve ilkeler bu ikisinin etrafında yükselmektedir diyebiliriz. Bu ikisi olmadan diğerleri askıda kalacaktır. 

GÜNCEL DURUM

2025 yılının Ekim ayında karşımızda duran tablo şudur; 102 yıllık Cumhuriyetimiz resmi olarak ayaktadır ancak kurumları artık maalesef cumhuriyete sadakatten uzaklaşmış görüntü vermektedirler. 

Siyasi partiler, yargı, üniversite, ordu, basın.. Bu kurumlara yurttaşlar nezdinde duyulan güvenin son derece düşük olduğunu gösteren anketler, çalışmalar yayınlanıyor. 

İsmet Paşa’nın İnönü Savaşları sırasında subaylara söylediği şöyle bir söz vardır: “İçinde bulunduğumuz vaziyeti bilesiniz. Padişah düşmanınızdır. Yedi düvel düşmanınızdır. Bana bakın, kimse işitmesin, millet düşmanınızdır.”

Aradan geçen yüzyıldan fazla süre sonunda bu sefer subaylar yerine millete hitap etmek istesek; siyasetçiler, dayanağını anayasadan alan görevlerini bihakkın yerine getirmeyen kurumlar, cumhuriyet sayesinde var olmuş ve kısa süre içerisinde her türlü gericiliğin destekçiliğini yapmaya başlayan sermaye sınıfı hakkında ne demeliyiz? 

Gaflet ve dalalet ve hatta ihanet gibi sözcükleri kullanmak ağır mı olur?

Bugün millet tek başınadır. Gericiliğin, sömürünün, hırsızlığın ve yoksulluğun kol gezdiği bir ülkede makus talihini yenmesi için dayanabileceği bir kurum bulunmamaktadır. Bağımsızlığını, laikliği, emeğini, yurdunun doğasını ve zenginliklerini kendisinin koruması gerekmektedir. 

Amasya Genelgesi’ne atıf yaparak; “Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.”

Güncel koşullar ağırdır, bununla birlikte Cumhuriyetimizin kimsesizlerin kimsesi olması için mücadele etmekten başka çaremiz yok.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 102. yılı kutlu olsun. Büyük Atatürk ve kahramanlarımızın ruhları şad olsun. 

Yaşasın tam bağımsız, laik Türkiye Cumhuriyeti.