Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
43,2409
Dolar
Arrow
38,0208
İngiliz Sterlini
Arrow
50,4703
Altın
Arrow
4068,0000
BIST
Arrow
9.317

Yön Bildirisi üzerine

20 Aralık 1961 tarihinde yayın hayatına haftalık gazete olarak başlayan Yön, ilk sayısında bir bildiriye yer vermiştir. Kapak sayfasında “Aydınların Ortak Bildirisi” olarak duyurulan bu bildiride, 27 Mayıs sonrası ülkenin sorunlarına çözüm arayanların uygulanması gereken sosyal ve iktisadi prensipleri kaleme aldıkları ve kamuoyu ile paylaştıkları görülmektedir.

Yön hareketi olarak da adlandırılan bu haftalık gazete, Doğan Avcıoğlu’nun sahipliği ve yazı işleri müdürlüğünde yayınlarını sürdürmüştür.

30 Mart 2025 tarihinde yine 12Punto’da yayınlanan “Genç Türkler” başlıklı yazıda, bugün ülkenin sorunları hakkında yazan, çizen ve en önemlisi eylem yapan gençler arasında Doğan Avcıoğlu isminin anıldığını, kitaplarının yeni baskılarının ilgi gördüğünü dile getirmiştim.

Geçen hafta konu bu kez başka bir şekilde gündeme geldi: Eski Adalet Bakanı ve şu anda iktidar partisi grup başkan vekilinin bir kitapçıda, elinde Avcıoğlu’nun Türkiye’nin Düzeni isimli kitabı olan bir fotoğrafının kendisi tarafından paylaşılması tartışma konusu oldu.

Bilinçli veya bilinçsiz şekilde verilen bu fotoğraf üzerinden, zamanın ruhunu koklayıp transfer olmak istenilen mahalleye mesaj vermek amacıyla Sayın Bakan’a yüklenmenin yersiz olduğunu düşünüyorum. Ne okuduğumuzun önemi yoktur; okuduğumuzdan ne anladığımız önemlidir. Sayın Bakan’a iyi okumalar diliyorum.

1961 tarihli Yön Bildirisi’ni tekrar okudum. 64 yıl önce toplumumuzun çözüm bekleyen sorunlarının bugün de mevcut olduğunu üzülerek görüyorum. Açlık, işsizlik, evsizlik bugün de karşımızda yakıcı birer sorun olarak duruyor. 102 yıllık Cumhuriyetimiz, maalesef temel insan ihtiyaçlarından olan sağlıklı beslenme ve barınma gibi hayati konuları kalıcı olarak çözememiş.

Benzer şekilde vergi adaleti, planlama, kamu-özel yatırım dengesi gibi konular bildiride ele alınmış. Bildirinin ve ona öncülük eden Avcıoğlu’nun bugün hâlâ ilgi görmesinin nedeni, gençlerin içinde yaşadıkları koşullara çözüm arayışı olabilir. Bugün sokaklarda eylemlerini gördüğümüz gençler, Cumhuriyet tarihi boyunca kendi ebeveynlerine göre yoksullaşmış olan tek kuşak. Bir çıkış yolu aramaları son derece doğal.

Bana göre bugün yaşadığımız sosyal ve iktisadi koşullarda, rejimin miladı olan 24 Ocak 1980 ve sonrasındaki düzende artık denizin bittiğini herkes görüyor.

Bildirinin içeriğinin ve çözüm önerilerinin bugün de güncel olduğuna inanıyorum. Karma ekonomi, planlama, vergi adaleti, sosyal adalete dayalı kalkınma gibi ilkelerde hemfikirim.

Bununla birlikte bildiride merakımı uyandıran bir konu var. Bildirinin hazırlandığı ortam, 27 Mayıs sonrası yeni bir ülke kurmak isteyen aydınlar, gençler, subaylar, işçiler ve akademisyenler gibi toplumun öncü kesimlerinin kendilerini muzaffer hissettikleri, devrim yaptıklarını düşündükleri bir dönem.

Ülke sorunlarının çözümü için somut öneriler sunan; bir bakıma Mustafa Kemal Atatürk’ün önderlik ettiği Türk Devrimi’ni tamamlamayı amaçlayan bu hareketin yayınladığı bildiride hukuk konusuna pek yer verilmemiş.

Kalkınma ve sosyal adalet sağlanacaksa, yurttaşların esenliğini gözeten bir düzen kurulacaksa, bu düzenin işlemesinin en önemli güvencelerinden biri —bana göre başlıcası— hukuk düzenidir.

Türk milleti adına yargı yetkisini kullanarak adaletin tecellisini sağlayacak bir yargı erki; herhangi bir yolla iktidarı elde edenlerin dilediği gibi şekillendiremeyeceği, talimat veremeyeceği bir yargı.

1982 yılına kadar “Anayasa ve Hürriyet Bayramı” olarak kutlanan bayramın isminde bile anayasa sözcüğü yer alırken, bildiride hukuk üzerine pek yazılıp çizilmemesinin nedeni acaba neydi?

Bir devrim sonrası onun bekçiliğini yapacak kurumların başında yargı gelmez mi? Bugün de kullandığımız “Cumhuriyet Savcılığı” kavramı bunun güzel bir örneğidir.

27 Mayıs’ı meşrulaştırmak için, 1950-1960 arası dönemde iktidarın hukuk dışı, adaletsiz uygulamalarını haklı olarak eleştirmiş bir görüşün temsilcilerinin manifestolarında neden hukuk kavramına son derece az yer verdiğini düşünmeden edemiyorum.

Yön Bildirisi’nde İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi asistanı unvanıyla imzası bulunan babama, hayatta olsaydı bu soruyu sormak isterdim.

*Derginin tüm sayılarına https://www.tustav.org/sureli-yayinlar-arsivi/yon-dergisi/ adresinden ulaşılabilmektedir.