Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
38,2634
Dolar
Arrow
34,1520
İngiliz Sterlini
Arrow
45,9557
Altın
Arrow
2934,0000
BIST
Arrow
9.777

Amasya bildirisi...

Yaklaşık 100 yıl önce bugün,

Atatürk arkadaşlarını Saraydüzü Kışlasında topladı. Bir bildiri hazırlayacaklardı. Yanında General Ali Fuat, Eski Bakan Hüseyin Rauf vardı. Bu toplantı 22 Haziran sabahına kadar sürdü.

Amaç ve konu belliydi. Bir bildiri hazırlayacaklar ve Milleti işgale karşı direnmeye çağıracaklardı. Ama bu aynı zamanda hükumete karşı isyan demekti.

Bunun farkındalardı.

Bildiri metnini Mustafa Kemal yazdırmış ve maddelerini kendisi dikte ettirmişti. Sıra imzalamaya gelmişti. Cevat Abbas’a döndü, “Arkadaşlara ver imzalasınlar” dedi. Cevat Abbas bildiriyi 20. Kolordu Komutanı General Ali Fuat’a götürdü, o hemen imzaladı. Ali Fuat da Hüseyin Rauf’a uzattı, Hüseyin Rauf “Ben misafirim yetkisizim” dedi. Öyle ya, Amasya’ya bir gün önce gelmişti. Bu sözleri duyan Mustafa Kemal hemen müdahale etti;

-Memleketin tanınmış bir evladısınız. Yeni bir tarih yazmaktayız. Bu tarihin belgesinde imzanız bulunmalıdır" dedi.

Bu söz üzerine Hüseyin Rauf Bey imzayı attı. Cevat Abbas bu kez bildiri metnini 3. Kolordu Komutanı Albay Refet Bey’e uzatınca Refet Bele bildiriyi imzalamakta tereddüt etti. Ali Fuat’a döndü “Bu bildiride gerektiğinde bir hükümet oluşturulacağı anlaşılıyor. Acaba sizde mi böyle anlıyorsunuz” diye sordu. Öyle ya. Bu bir isyandı. Darbeydi. İstanbul Hükumetine karşı gerektiğinde yeni bir hükumetin kurulabileceğini öneriyordu. 

Ali Fuat, Refet Bele’ye “Evet” cevabını verince Refet Bele çekindi. İmzasını atamadı. Ama Mustafa Kemal’den de çekindiği için imzaya benzer bir işaret koydu. Nokta gibi bir şeydi. Kolay değildi. İmza koydukları bildiri, bir mücadele, aynı zamanda Hükümete karşı bir isyan bildirisiydi. Doğal olarak yakalanırlarsa kelleleri giderdi.

Bildiriye 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Erzurum’dan, Mersinli Cemal Paşa da Konya’dan onay verdi.

22 Haziran günü bildiriyi yayınladılar. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları Amasya bildirisi ile tüm yurda seslendi. Hatta bu bildiriyi tüm illere ve Komutanlıklara da telgrafla bildirdiler.

Bildiride şunlar yazıyordu;

* Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir.

* İstanbul hükümeti yabancıların elinde esirdir. İşgaller karşısında gerekeni yapamamaktadır. 

* Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.

* Artık İstanbul(Saray), Anadolu’ya hâkim değil, tâbi olmak zorundadır.

* Milletin içinde bulunduğu durum ve şartların gereğini yerine getirmek ve haklarını  dünyaya duyurmak için millî bir heyetin varlığı zaruridir.

* Sivas’ta acilen millî bir kongre toplanması kararlaştırılmıştır.

Bu görüşmelerde bir karar daha alındı. Ama bu karar gizliydi. Kimse bilmiyordu. Bu bildiriyle bir Kurtuluş Mücadelesi başlatan Mustafa Kemal Paşa’nın başına bir şey gelirse Eskişehir’de bulunan 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa ile Doğu Anadolu’da bulunan 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa derhal ülkenin sivil ve askeri yönetimini ellerine alacaklardı.

Ayrıca Trakya’ya gönderdiği bildiride Milli Mücadeleye davet edilerek “Türk Milletinin kaderini bu hükümete teslim ettiği takdirde yok olacağını” söyledi.

Bu bir Anadolu isyanıydı ve bu bildiri ile isyan Amasya’da fiilen harekete geçilmişti. 

Halk büyük bir destek verdi. Coşkulu mitingler yapıldı. Bu bildiriye önemli kişiler katıldı. Kamuoyunun tepkisi olumluydu. Amasya bildirisinden destek alan Mustafa Kemal hemen Erzurum Kongresi hazırlıklarına başladı. Doğu Anadolu, Karadeniz illeri ile Güneydoğu İlleri Müdafaa Hukuk Derneklerinin temsilcilerini kongreye çağırdı. 

Ancak bu bildiriyi duyan İstanbul Hükumeti bir gün sonra 23 Haziran 1919 günü Bakanlar Kurulunu topladı. Ve yaklaşık 100 yıl önce bugün, Mustafa Kemal Paşa’yı görevden aldı. Artık hiçbir resmî sıfatı kalmadığı, bu nedenle talimat ve emirlerinin dinlenmemesi gerektiği İçişleri Bakanlığına bildirildi. İçişleri Bakanı Ali Kemal bu emir hemen illere yayınladı. 

Üstelik; Osmanlı Devletinin bugün Yunan, İtalyan veya hiçbir devletle savaşa girecek durumda olmadığını söyleyerek Mustafa Kemal’in Reddi İlhak gibi Müslüman halkı haraca kesen dernekleri desteklediği’ iftirasını bile attı.

Mustafa Kemal için artık zor günler başlıyordu. Hızını alamayan İçişleri Bakanı Ali Kemal yabancı Basından L’Entent muhabirine maalesef şu demeci verdi;

“Mustafa Kemal ve arkadaşları, Rumlardan daha tehlikelidir. Soyan, yıkan, katleden çeteler kuruyorlar” dedi.

Mustafa Kemal Paşa görevden alınmıştı ama Anadolu’da fitilin de ateşini yakmıştı. Türkler, yasak olmasına rağmen yurdun dört bir yanında miting düzenleyerek Hükümeti ve Yunanlıları protesto ettiler. Heyecan tüm yurda dağıldı. Hükümet ve İşgalciler korktular, tedirgin oldular.

Sonuçta, Mustafa Kemal Paşa her şeye rağmen kazandı. Tüm yurdu işgalcilerden temizledi. 

Bugüne geldik, yine işgal var. Bu kez sessiz işgal. Sessiz istila. Hükumet ise bu işgale karşı sessiz değil, bilakis bu işgali desteklemekte. Uluslararası antlaşmalarla bu sessiz işgali bizzat uygulamakta. 

Peki bizler ne yapıyoruz? Bizlerde sessiz kalıyoruz.

Ama ey millet. 100 yıl önce yayınlanan Amasya Bildirisinin amacını hatırla. İşgale karşı nasıl konulduğunu anla. O gün onlar direnmeseydi, senin gibi sessiz kalsaydı sen olabilir miydin?

Anla artık olay bu kadar nettir.

Bu topraklar ve bu vatan sana miras değildir. Tertemiz ve işgalsiz bir şekilde çocuklarına bırakacağın bir emanettir.