Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
46,8469
Dolar
Arrow
40,5798
İngiliz Sterlini
Arrow
54,2381
Altın
Arrow
4339,0000
BIST
Arrow
10.642

Kaybedersek beni hemen asarsınız...

Temmuz 28/29 gecesi.

Yıl 1922

Yer Akşehir/ Konya

Mustafa Kemal Paşa Büyük Taarruz için emrindeki komutanları topladı. Komutanlar İsmet Paşa, Fevzi Paşa ve Yakup Şevki Paşa idi.

Mustafa Kemal onlara saldırı planını açıkladı. Son emir verilecek, Yunan askeri de denize dökülecekti. Haritalar açıldı, Mustafa Kemal Paşa Yunan Ordusunun en güçlü olduğu yeri işaret etti;

-Yunanlıların en büyük gücü Afyon civarındadır ve General Trikopis’in emrindeki kuvvetlerdir. Burayı düşürürsek, bütün cephe düşer. Dolayısıyla burayı vuracağız” dedi.

Bu söz üzerine paşalar sustular. Oldukça endişelendiler. Onlara göre bu bir kumardı.

-Yunan’ı en güçlü olduğu yerden vurmaktan söz ediyorsun, o halde bizim de bütün gücümüzü buraya kaydırmamız gerekecek dediler kaygıyla. Mustafa Kemal ise rahat bir edayla;

-Evet dedi kısaca.

Söz aldı Yakup Şevki Paşa;

-Nasıl olur? Siz böyle yaparak beni, kuzeydeki orduyu neredeyse çıplak bırakıyorsun. Karşımda general Digenis var. Bize saldırdığı zaman Ankara’ya kadar elini kolunu sallaya sallaya gider. Biz Afyon’a girelim derken Digenis Ankara’ya girer dedi.

Öyle ya, doğu kısımda, yani Afyon ile Ankara arasında konuşlanan 2’nci Ordudaki askerin önemli kısmı güneye kaydırılırsa cephe zayıflar, Yunanlılar, hedefleri olan Ankara’ya rahat girerdi.

Yakup Şevki Paşa Harp Okulunda Mustafa Kemal’in strateji dersi öğretmeniydi. Ve en çok da o endişeliydi.

 -Girmez paşam dedi Mustafa Kemal. Gayet rahat bir şekilde. 

Çünkü Yunan Ordusunun içini biliyordu. Venizelos iktidardan düşünce Yunan Ordusu Kostantinciler, Venizeloscular diye ikiye ayrılmış, askerler de iki yıldır Anadolu’nun kurak topraklarında durmaktan bıkıp usanmıştı. Mustafa Kemal hocasını ikna etmeye çalıştı;

-”Paşam, büyük bir gizlilik içerisinde askerlerimizi güneye kaydıracağız dedi. Ancak Yakup Şevki Paşa bir türlü ikna olmuyordu.

-Nasıl olur, şuradan şuraya bir tabur kaydırıyorum, Yunan’ın haberi oluyor diyordu.

Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa şu cevabı verdi.

-Paşam birliklerinizi gündüz kaydırırsanız haberleri olur, biz hareketimizi gece yapacağız, gündüz ise birliklerimizi saklayacağız dedi. 

Ancak Yakup Şevki Paşa’nın yine içi rahat değildi. Cephane yetersizdi. Makineli tüfeğe karşı kılıçla da savaşamazdık. Yenilirsek ve Ankara düşerse bütün Anadolu elden giderdi.

-Nakliye kollarımız yetersiz, yürüyen orduya cephane yetiştirebilmeleri mümkün değil dedi. Mustafa Kemal ise gülümseyerek cevap verdi.

-Bizde cephane ikmalini düşmandan yaparız paşam dedi.

Ancak Mustafa Kemal’in bu cevabını Yakup Şevki Paşa beğenmedi. Sert bir şekilde cevap verdi. Konuşmalar tartışmaya dönüştü;

-Yunanlıların Afyon mevzilerini incelettim. Biz burayı bir iki günde yaramayız. Hayal görmeyelim. Ayağı çarıklı askerlerle o sarp, o keskin arazide çakılıp kalırız.

-Peki ne yapmamızı tavsiye edersiniz?

-Uygun bir yerde cepheden saldırırız. Düşman geri çekilirse takip ederiz. Böylece tek dayanağımız olan orduyu tehlikeye atmamış oluruz deyince bu kez İsmet Paşa söz aldı;

-Uğraşa uğraşa ancak bir yılda bu hale gelebildik. Bir daha bu gücü yapamayız. Bu yüzden kesin sonuç almak, savaşı bitirmek zorundayız. Tehlikeye rağmen bu planın uygulanmasından başka çare yok dedi. 

Ve bu sözü Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ile Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Paşa’da destekledi. Ama Yakup Şevki Paşa ısrarla itiraz ediyordu;

-Yapmayın, Türk milletinin bütün varı bundan ibaret. Şimdi siz bunu bir noktaya yığarak tehlikeye atıyorsunuz, buna razı olamam!

Bu sözü duyan Başkomutan Mustafa Kemal’in yüzü sertleşti;

-Varımız bundan ibaretse, kesin sonucu bununla almak zorundayız dedi. Ama Yakup Şevki Paşa ısrarında kararlıydı. Ayağa kalktı ve yüksek bir sesle;

-Buna karar verenler, tarihe karşı büyük vebal altında kalırlar. Adama vatan haini derler dedi. Ve bir ara durakladıktan sonra yalvarmaklı bir edayla sözünü yumuşattı;.

-Ve hepimizi Ankara’da, meclisin önünde asarlar!

Ortalık buz kesmişti. Herkes susmuş Yakup Şevki Paşa’ya bakıyordu. Aslında haklıydı. Başaramazlarsa “Türk Milletini savaşa soktukları için” hepsi de hain ilan edilir ve Ankara’nın ortasında asılırdı. Ancak her zaman olduğu gibi yine son sözü Başkomutan Mustafa Kemal Paşa söyledi;

-Korkmayın Paşam. Tarihe ve millete karşı bütün sorumluluk bana aittir! dedi. Bir süre durdu, sustu ve şu son cümleyle toplantıyı bitirdi;

-Kaybedersek beni hemen asarsınız.