Atatürk, kendi yaptırdığı “Gazi Orman Çiftliği” ile oldukça yakinen ilgilenirdi.
Giderken, Akköprü istikametinde yolun kenarında bulunan küçük bir iğde ağacını adeta sahiplenmişti.
Geçerken arabayı yavaşlatır, iğdenin o güzel kokusunu nefesin çeker, yanındakilere de “bakın bu benim ağacım” diye selam verir ve gururlanırdı.
Bir ağaç ile gururlanan nadir insanlardandı.
Gazi Orman Çiftliği’nin Akköprü tarafı meyve bahçelerine ayrılmıştı. Meyve fidanları sıra sıra dikilmişti.
Atatürk, Gazi Orman çiftliğine yine bu istikametten giderken meyve bahçesi haline gelmiş olan bu yerlere neşe ile bakıyordu. Kavak ağaçlarının bulunduğu yol kenarlarında da ameleler çalışıyor ve yeni yeni fidan dikiyorlardı. Atatürk iğde ağacının bulunduğu yerden geçerken aniden şoföre ‘Dur’ diye bağırdı. Kapıyı açtı, araçtan indi.
Bir süre iğde ağacına bakındı, bulamadı. Orada çalışanlara seslendi.
-“Burada bir iğde ağacı vardı, o nerede?” diye sordu. Çalışanlardan hiç kimse iğde ağacının bilmiyordu. Görmemişlerdi. Orada çalışanlar yeni fidanları dikiyordu. Eskilerden habersizdiler. İğde ağacını bulamayan Atatürk’ün neşesi kaçtı birden. Çok üzüldü. Araca tekrar binmedi. Yol boyunca yürüyerek iğde ağacını aradı, ama bulamadı.
İğde ağacı yol çalışması için yerinden sökülmüştü.
-“İğde eski ve çelimsiz bir ağaçtı. Fakat yaşayan ve baharda hoş kokularını etrafa saçan, güzel bir ağaçtı” diye söyleniyordu. Konuşurken boğazı düğümleniyordu.
Çiftlik merkezine geldiler. Çiftlik yetkililerine iğde ağacını yerinden kimin çıkartmış olduğunu sordu Atatürk. Soruşturdu.
Kimin söktüğünü araştırdı.
Tek ağaç için, zayıf cılız bir ağaç için. Ama bulamadı. Hiç kimse bu küçücük ağaca ne olduğu hakkında bir bilgi veremedi. Bunun üzerine üzgün ve çaresizce yetkilileri uyardı. Emirler verdi. Eski ağaçlar da koruyup bakmalarını söyledi.
Atatürk tek bir ağacın bile üzerinde titrerdi. Araştırır, sorardı. Böyle inşalar kurdu ülkeyi, ve böyle insanlar yönetti.
Şimdi bırakınız tek ağacı, koca koca ormanlar yanıyor, nice canlar gidiyor. Ülkeyi yönetenlerin umurunda değil.
Son beş yıldır ormanları yakanların araştırılıp bulunması için Mecliste araştırma önergeleri verilmiş, ülkeyi yönetenler reddetmiş.
Duygular yanmış, kalpler sönmüş, vicdanlar kül olmuş.
Demek ki asıl yangın ormanda değil, meclisteymiş.
Aydın Keleşoğlu
aydınkeleşoğ[email protected]
@aydin_kelesoglu
Çok Okunanlar

Erdoğan'ı tek bir isim geride bırakıyor!

Altın Oran: 'Kürt’ün onuru Türk’ün gururu'!..

Şahane aşk şarkıları: Mustafa Kemal’e aşık kadınlar

Terör örgütü PKK elebaşı Öcalan'ın 28 sayfalık 'İmralı' notları

Anayasa Mahkemesi’nin AKP’yi 'kapatmama' kararı (2008)

Teröristbaşı Öcalan'dan açılım komisyonuna 'uyarı'

Uraloğlu'ndan sonra Şamil Tayyar da erken seçim için tarih verdi!

Sinem Topaloğlu'nun katilinin ilk ifadesi ortaya çıktı

Boşanma aşamasındaki eşini hayattan koparmıştı

Şamil Tayyar'dan gündeme oturacak iddia