HTŞ Lideri Colani Türkiye’ye geldiğinde şöyle bir laf etti;
"Kurtuluş Savaşı'nda Türk kanıyla Suriyelinin kanı birbirine girerek bu başarı geldi" dedi.
Dedi ama acaba öyle mi? Gelin anlatalım.
Atatürk, 7’.ci Ordu Komutanı olarak Suriye’ye/Sina cephesine atandı.
1918 Eylül ayının 1’inde ünde Nablus’a geldi. Hemen cephede incelemelerde bulundu. Ama Sina Cephesi perişandı tabii ki. “Cephe pamuk ipliğine bağlı. Her an düşebilir” dedi. Bu sözler bana ait değil Atatürk’e ait.
Aynen bu cümleleri kullanmış. İstanbul’da bulunan arkadaşı Dr.Rasim Ferit’e 11 Eylül günü gönderdiği mektuptan anlıyoruz.
Cephenin Perişanlığının sebeplerinden biri de neydi biliyor musunuz? Şam’daki 5’nci Ordu’dan Sina Cephesine gönderilen o bölgeye ait Arap askerleri. Çoğunluğu yerel askerler yani. Çok büyük oranı cepheden kaçmıştı. Kaçtığı yetmiyormuş gibi Mekke Emiri Şerif Hüseyin’in ittifak kurduğu ve birlikte savaştıkları İngilizlerin safına geçti.
Türklerin cepheden kaçan asker sayısı, cephedeki askerden fazlaydı.
Kaynak; Yusuf Hikmet Bayur. “Türk İnkılap Tarihi” Türk Tarih Kurumu Yayınları. 3’ncü Cilt, 3’ncü Kısım.s.435. Okuyun.
Olay şu; Yani sen askere al, eğit, karnını doyur, eline silah ve cephane ver vatanı korumak için cepheye gönder, o da silahıyla birlikte kaçıp düşmana sığınsın olacak iş mi?
Ama oldu.
O cephede savaşan subayların anılarında var.
Kalan Arap(Suriyeli) askerler de savaşmak istememiş. Çünkü İngilizler de bu askerleri savaştan vaz geçirmek için her gün uçaklardan propaganda bildirisi atıyorlardı. Türkleri ‘dinden çıkmakla ve kafirlikle’ suçluyorlardı. Araplar buna inanır mı?
Elbette inanıyorlardı.
Çünkü Osmanlının 1908’de kabul ettiği Anayasayı, Kuran’a karşı bir kitap olduğunu düşünüyorlar, Meşruti Meclisi de Batı benzeri bir kafirlik olarak görüyorlardı. İngilizler de Araplardaki bu cehalet deliğini bol bol kaşıyıp genişletiyorlardı.
Ayrıca İngilizler Araplara bol para verince Arap askerler Türk askerini cephede yalnız bıraktılar. İngilizlere yaklaştılar. Onların Hristiyan olup olmadıklarına hiç bakmadılar.
7’nci Ordu çekilirken Arap/Suriyeli askerler ve yöre halkı Türk askerlerine arkadan vurdu. Esirleri, yaralıları acımasızca katletti. Nerede ne zaman nasıl katlettiğini de ayrıca yazarız.
Konuyu çok fazla dağıtmadan;
Sina cephesi düşünce Atatürk Dera’ya gitti, Orada Ordu Komutanları ile bir toplantı yaptı.
Ayrıldığı günün gecesinde İngilizler Dera’yı bastılar. Dera halkı koyu şeriat yanlısıydı. Ve Türk’e düşmandı. Arap Orduları Komutanı Faysal’a bağlı silahlı Arap aşiretleri Dera’ya girdiklerinde hastanede yaralı olan binlerce Türk askerlerini acımasızca katlettiler. Bu, çok acımasız bir kıyımdı. Bu katliama İngilizlerin kendisi bile dayanamadı. Öyle ki, şehre gelen İngiliz General Barrow bile gördüğü bu fecii manzara karşısında; ‘Bütün Araplar Dera’yı terk etsin. Ben böyle savaşı sevmem. Burası düşmandan alınmış bir şehir değil, adeta bir mezbaha..” dedi.
Mustafa Kemal Paşa Dera’dan ayrıldı. 29 Eylül akşamı Şam’a geldi.
Gençliğinde sürgün olduğu Şam’ı iyi tanıyordu. Şehirde bir olağandışılık vardı. Pencerelerde Kral Faysal’ın bayrağı asılıydı. Arap milliyetçiler sevinç gösterileri yapıyorlardı. Şehir belli ki elden çıkmıştı.
Bunun nedeni açıktı. İngiliz istihbarat şefi Albay Lawrance bir gün önce şehre üstü açık Rolls Royce marka arabayla girmiş, Şamlılar onun şerefine pencerelerden esans kolonya dökmüşlerdi. Ayrıca Yıldırım Ordular Komutanı Liman Paşa 22 Eylül’de Şam’da El-Rikabizade Rıza Paşa adlı bir Arap generale Şam’ı savunması için görevi vermiş, ama bu Arap paşa Şam’ı İngilizlere teslim etmişti. Kendisi de düşman safına katılmıştı.
BÖYLE ESİRLİK İNSANLIK DIŞIDIR
Albay Asım Gündüz’ün 1500 tüfekli 48’nci Tümeni artçı görevi görüyordu. Ve Mersinli Cemal Paşa’nın emrindeydi. 2 Ekimde 1918’de Şam’a geldi. Şehirdeki Osmanlıya karşı isyan durumunu görünce istikametini Duma köyüne çevirdi.
20’nci Kolorduya Bağlı 26 ve 53’ncü Tümenler de sabaha karşı Duma köyüne geldiler. Çok yorulmuşlardı. Ve mola verdiler. Duma köyü Şam’ın hemen dışında ve kuzeydoğu istikametindeydi. 24’ncü Tümen de Şam şehir merkezinden geçemediği için Duma köyüne gelmiş ve onlar da mola vermişti. Kıtaların burada toplandığını gören Arap Komitesi her türlü yalana baş vurarak Türklere erzak getirdiler. Bölgede kimse askerlerimize yemek vermezken, Doma köylüleri yiyecek vererek İngilizler gelene kadar Türk askerlerini oyaladılar. İhbar etmişlerdi. Açlığa dayanamayan askerler mecburen Suriyelilerin verdiği yemeği beklediler. Halbuki bu çok acı bir tuzaktı.
Saat 09;00 civarında İngiliz süvarileri Duma’ya geldi ve Türkleri esir aldı. Kaçmaya çalışan Türk askerleri ise Duma’nın doğu girişini tutmuş olan bedevilerin pususuna düştü.
Kütahyalı Albay Asım Gündüz 26 ve 53’ncü Tümenlerle birlikte İngilizlere maalesef esir düştü. Açlıktan bitap düşmüş insanları yemek ve erzakla oyalayıp tuzağa düşürmek insanlık dışı, çok ağır bir tuzaktı. .
Mustafa Kemal Paşa Yıldırım Ordular Komutanı Liman Paşa’nın emriyle Şam’dan ayrıldı. Önce Rayak’a, sonra da askerleri toplayarak 5 Ekim gecesi Halep’e geldi. Dera ve Şam düşmüştü. Ama en azından Halep’i kurtarabilirdi. Ama Halepliler İngilizlerle bir olup Atatürk’e karşı sokak saldırısında bulundular. Öte yandan da Çöl Bedevisi Araplar ile İngilizler birlikte Halep kapılarına dayandılar.
Tüm bu gelişmelerden sonra İstanbul’da karıştı.
Başbakan Talat Paşa 8 Ekim 1918 günü istifa etti. Vahdettin onun yerine Tevfik Paşa’ya görev verdi. Ama Tevfik Paşa da hastaydı. Çok yaşlıydı. Bunamıştı. Ortalık böylesine karışıktı.
Mustafa Kemal Paşa Halep’in doğu kısmına gitti.
Çünkü kargaşalıkların olduğu haberini almıştı. Yanında Tahsin Bey ile Cevat Abbas Bey de vardı. Birden, askeri kıyafet giymiş Arap bedevilerin arasında kaldılar. Az kalsın esir düşeceklerdi. Neyse ki Mustafa Kemal Paşa’nın cesaretli karşı koyması ile kurtuldular. İşte o gün Halepliler İngilizlerle ve Arap bedevilerle bir olup Türklere baskı uyguladılar. Sokak savaşları ile saldırdılar. Mustafa Kemal sokak savaşlarının ortasında kaldı. Karşılık verdi. Haleplilerle çatıştı. Şaşkındı. Kendisi Halep’i kurtarmaya çalışıyordu, ama Halepliler kendisine karşı savaşıyordu.
Kalan askerleri kurtarmak ve esir düşmemek için Mustafa Kemal Paşa 7’nci Orduyu geri çekti. Katma/Aktarin noktasında İngilizlerle Arap bedevilerini pusuya düşürdü. Son savaşı Mustafa Kemal kazanmıştı.
Adına Katma savaşı denildi.
Bu son savaşın ardından Mustafa Kemal Paşa Yıldırım Orduları Grubu Komutanı oldu ve Milli Mücadeleye atıldı. Kurtuluş Savaşı verdi.
Şimdi bu kadar olaydan sonra gel de “Kurtuluş Savaşı'nda Türk kanıyla Suriyelinin kanı birbirine girerek bu başarı geldi” de öyle mi? Buna kargalar güler. Ama bizim bazı tarihçi/yazar geçinen yandaş kargalar inanıyor o ayrı.
Ha şunu da söyleyim, tüm bu 1918 Arap ihanetine ve isyanına rağmen Atatürk Samsun’a çıktıktan sonra Kasım 1919’da Suriyelilere haber gönderdi. Onları emperyalistlere karşı mücadeleye çağırdı;
“Aramızdaki anlaşmazlıkları ortadan kaldırarak, silahlarımızı ülkemizi bölmek isteyen hainlere çevirelim!” dedi.
Ama Suriyeliler bu çağrıya cevap vermediler” Kaynak mı;Selahi Sonyel, Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika, Türk Tarih Kurumu, s.191.
Olur ya, inanmazsınız belki diye yazıyorum.
I.Dünya Savaşında Arap coğrafyasında bizim 1.800.000,00 (Bir milyon sekizyüzbin)asker kaybımız var arkadaşlar. Evet. sadece Arap coğrafyasında.
Şimdi Araplar/Suriyeliler Kurtuluş Savaşında var mıydı? diye soruyorlar. Kurtuluş Savaşı’nda yoktu da, Kurtuluş Savaşından hemen önce vardı. Ama böyle vardı.
Hadi elin Colanisi Molanisi tarih bilmez, yalan söyler, iftira atar anlarım da, bu yalanları sallayan be hey bizim dürzüler size ne oluyor.
Orada kan veren, can veren gencecik askerimizden hatırasından utanmıyor musunuz?
İletişim;[email protected]
Çok Okunanlar

İmamoğlu'na imza vermeyen CHP'liler belli oldu: İşte o milletvekilleri

Kanal D'nin yeni dizisi Piyasa reytingde ne yaptı?

Almanya bugün sandık başına gidiyor

AKP'nin MKYK listesi kulislerden sızdı

Öfkeyle kalkan zararla oturur

Piyasa dizisi nerede çekildi?

AKP 8. Olağan Büyük Kongresi bugün yapılacak

Geyikli taş deyip geçme ''o'' Anadolu'dur!

Bursaspor'un bu hafta maçı yok

Gazeteler, İmamoğlu'na yönelik 'sahte diploma' soruşturmasını nasıl gördü?