Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
48,1615
Dolar
Arrow
41,1780
İngiliz Sterlini
Arrow
55,6235
Altın
Arrow
4755,0000
BIST
Arrow
11.288

Kapitülasyonlar geri mi geldi?

NTV muhabiri Hüseyin Günay’ın basına sızan özel konuşmasından ve tarafsız basından öğrendiğimiz kadarı ile Türkiye-Amerikan ziyaretinde biz Amerika’dan bir şey alamadık.

Benzer sonucu Hakan Fidan’ın basına yaptığı konuşmadan da çıkarabiliriz.

Tamam, F35 savaş uçakları konuşuldu, masaya yatırıldı, öte yandan epey pahalıya Boeingler aldık filan ama, o da şartlı. Koşula bağlı. Koşulların da şunlar olduğu söyleniyor.

1-Gazze’de oturanlar topraklarından vazgeçecek ve Türkiye’ye göçecek. 

2-Türkiye Rusya’dan gazı almayı bırakacak.

3-Çin ile ticaret yapılmayacak.

4-Filistine para aktarılacak.

İddialar bu. Ve bu iddialar doğruysa eyvah eyvah. Bize “güzel bir ziyaret” diye anlattıkları görüşme bir felaket olabilir.

Neden olmasın?

Sevr anlaşması da bir felaketti örneğin. Ama “barış” diye anlatıldı topluma. Daha doğrusu yutturuldu kamuoyuna. Bu da böyle olmasın. Veya Mondros Mütarekesi. 1918 Kasımında “Savaş bitti artık barış geldi” dendi.

Kamuoyu da bunu yedi. 

1917’de Kudüs’ü işgal eden ve 2 yıl sonra İstanbul’a işgal kuvvetleri ile birlikte gelen İngiliz Mareşal Viscount Allenby’i bile Mütareke basını dediğimiz yandaş İstanbul Basını  “Âli Nebi” diye tanıttı iyi mi? Nasıl şeref verdiğini anlattılar işgal altındaki İstanbul’a.

Yandaş basın eliyle bütün toplumu kandırdılar o tarihte. 

Şimdi de öyle olmasın.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesini anlatırken "Atılan çamurlarla kirletilemeyecek kadar güzel bir ziyaretti." diyor.

Ama bu güzel ziyaretin detayları ne? Onu bilmiyoruz. Anlatımlar Filistin-Gazze odaklı ve genel ifadelerden ibaret.

İnsanın aklına türlü türlü sorular geliyor. 

F-35’leri soran gazeteciye Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ne kadar da meraklı. Ne kadar da meraklı. Ben senin kadar merakta değilim” diye cevap verebiliyor örneğin.

Ancak saray rejimlerinde verilir böyle cevaplar. Demokratik rejimlerde verilmez. Verilemez

Anında hesap sorarlar adama.

Ayrıca tabiiki merak ediyoruz.

Çünkü F-35’lere verilen o paralar milletin parası. Milletin cebinden çıktı. Millet elbette soracak. Sormalı.

100 yıl önce yapılan antlaşmaların içeriğini madde madde biliyoruz.

Ama bugün, kim nereye ve ne maksatla imza atıyor, antlaşmaların içeriği hangi maddelerden oluşuyor, bilmiyoruz.

Anlatılan ve iddia edilen ABD ile yapılan anlaşmalara bakılırsa durum vahim. Ben buna kapitülasyon diyeceğim ama, kapitülasyondan da ağır.

Kapitülasyon dediğimiz şey bir devletin başka devletlere tanıdığı iktisadi ayrıcalıktır. Ama burada hem ayrıcalık var. Hem baskı var. Örneğin tarım ve gıdada ithalat muafiyeti mevcut. Vergi indirimi söz konusu. Öte yandan Amerika’ya büyük ayrıcalık sağlayacak kadar bir likitgaz anlaşması mevcut. Halbuki İran’da aynı gaz 1/3 oranda daha ucuz alabiliyorsun. Demek ki Amerika’ya sağlanan özel bir ayrıcalık ve imtiyaz var. Yine de buraya kadarı evet kapitülasyon diyelim.

Ama bundan sonrası işte kapitülasyondan da öte. Çünkü Trump’ın Türk heyetine Rusya’dan gazı almama ve Çin ile ticaret yapmama şeklinde bir dayatma yaptığı söyleniyor.

Olur şey değil.

Unutmayın.

Kapitülasyonlar Osmanlı Devletini batırdı.

Ancak Türk Kurtuluş Savaşından sonra on binleri geçen şehit kanından sonra Lozan Antlaşması ile kaldırıldı.

Şimdi bir de Amerika’ya ha?

Aman aman kalsın.

Osmanlı’yı batıran kapitülasyonlar, Türkiye’yi de batırmasın...