Bugün yılın son günü.
Yarın sabah gözümüzü yeni yıla açacağız.
Aslında 31 Aralık'tan 1 Ocak'a geçmek sadece takvimdeki bir sayfanın çevrilmesinden ibaret.
Ne günlerin ve gecelerin en uzun ya da en kısa veya eşit olduğu ekinoks tarihleri gibi bir anlamı var ne de eskilerin pastırma yazı, kara kış, zemheri gibi isimlendirdikleri iklimsel bir döneme, geçişe işaret ediyor.
Ama dünya üzerindeki 8 milyar insanın kahir ekseriyeti, Papa 13'üncü Gregorius'un yaptırdığı takvime göre 31 Aralık gece yarısı saatler 00.00'ı gösterdiğinde kendince kutlamalar yaparak yeni yıla giriyor.
Yeni yıl birçoğu için yeni umutlar, yeni heyecanlar, yeni başlangıçlar demek!
İnsanoğlunun tazelenmeye, arınmaya, yenilenmeye, eskisini geride bırakıp yenisi ile yola devam etmeye duyduğu o kuvvetli ihtiyacın giderilmesinde suni bir başlama çizgisi...
Ama dünyanın gerçeği başka!
Savaşlar, çatışmalar, toplu katliamlar, soykırımlar, ekonomik krizler, siyasi çekişmeler, kontrolsüz göç hareketleri, kimlikçilik, sosyal yıkım; ezcümle emperyalizmin bize reva gördüğü ne varsa devam edip gitmekte.
Yılbaşı da olsa hiç mola verdiği yok!
Takvim yaprağını çevirdikten sonra yeni yılın sihirli dokunuşuyla maalesef dünya güllük gülistanlık olmuyor.
Ertesi sabah her şey kaldığı yerden devam ediyor.
2024 son derece sıkıntılı geçti. Hem dünyada hem de Türkiye’de...
Ne yazık ki 2025 de için umut vaat edecek bir projeksiyon yapmak pek mümkün değil.
Belki, Ukrayna'daki savaş bitebilir, Amerika'nın Rusya ile kapalı kapılar arkasında el sıkışmasıyla, Putin için kâbusa dönmüş olan bu mesele nihayetlenebilir.
Trump’ın Beyaz Saray’a gelmesiyle azgın küreselleşmecilerin bir ihtimal önüne geçilebilir, Kimlikçilerin şımarıklığına gem vurulabilir.
Ama bizi de yakından ilgilendiren bölgede yani Ortadoğu'da kazan kaynamaya devam edecek gibi görünüyor.
HTŞ'nin Baas rejimini yıktıktan sonra iktidarı ele almasıyla Suriye’de pandoranın kutusu açıldı. Öyle demokrasiyle, insan haklarıyla, hukukla filan ilgileri yok. Yeni Anayasa ve seçim meselesini ağırdan aldıkları ortada…
Dünyaya “Baas diktatörlüğünü yıktık” diye reklam yapıyorlar ama kelimenin tam anlamıyla İslamofaşist bir düzen kurmaya başladıklarını, gözüne tavukkarası inmemiş herkes görebilir.
Üstelik Amerika’nın kuklası PKK/PYD yeni Suriye’nin kurucularından olacak. Cihatçı teröristlerle, Kürtçü teröristler Atlantik ötesindeki efendilerinin tensipleriyle Ortadoğu tiyatrosunda rol alacaklar.
Suriye’nin işi şimdilik tamam! Amma velakin 2025’te sıranın İran’a geleceği düşünülüyor.
Her ne kadar Rusya ile stratejik işbirliği anlaşması yapmış olsa da, Putin’in Amerika ile pazarlığa oturduktan sonra İran’ı eli böğründe bırakmayacağının garantisi yok. Suriye meselesinde yakinen tanık olduk.
İran’ın ardından da Amerika bu kez bizi hedef tahtasına koyacaktır, bundan kimsenin kuşkusu olmamalı.
Bütün bu ahval ve şerait içinde 2025’in çok zor geçeceğini tahmin etmek zor değil.
Tayyip’in bilerek ve isteyerek yarattığı ekonomik kriz nedeniyle her geçen gün biraz daha fakirleşiyoruz. Enflasyonun düşeceği zaten yok. Vergiler ve zamlar belimizi büktükçe büküyor. Yurdum insanının azımsanmayacak bölümü neredeyse açlık sınırının altında yaşıyor.
Diğer yandan Tayyip, emri hak vaki olana kadar iktidarda kalabilmek için PKK’yı ve siyasi uzantılarını memleketin tapusuna ortak etmenin derdine düştü. İmralı’ya gidip geldikten sonra Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’ın yaptığı açıklamaya bakılırsa, Abdullah Öcalan, çoktan Cumhur İttifakı’nın ortağı olmuş bile. Düne kadar montaj videolarla CHP’nin PKK’yla işbirliği yaptığı yalanına sığınanlar şimdi tescilli teröristlerden medet umuyor.
Laik, demokratik üniter bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’nin tabutuna son çiviyi çakmak için kurulan bu kirli tezgâhı bozması gereken Özgür Özel ise boş boş konuşup işbirlikçi muhalefetini sürdürüyor.
Ne dediği, ne söylediği belli değil.
Tayyip, kendi ikbalini gözeterek Kürtçülerle iş tutarken, ana muhalefetin başındaki bu şahsiyet yurdum insanı için her geçen gün umut olmaktan çıkıyor.
Memleketin siyasi tarihine, kazandığı seçim zaferini şımarık haylaz bir mirasyedi gibi üç günde harcayıp bitiren biri olarak geçeceğinin farkında mı bilmiyoruz ama ılıklaşma, normalleşme diyerek Tayyip’in önünde el pençe divan durduğundan beri hiçbir ciddiyeti kalmadı.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, 2025’in haziran ayında Tayyip baskın seçim yapabilir, dedi. Olabilir, Özgür Özel sürekli saçmalayarak birkaç ay öncesine kadar anketlerde Tayyip’e fark atan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı da aşağıya çekiyor. Beştepe'deki stratejik oyun kurucular da bunun farkında. Sürekli olarak Özgür Özel'in daha fazla saçmalaması için zemin hazırlıyorlar ki muhalif kitlenin büyük umut bağladığı belediye başkanları yarıştan düşsün.
Son bir ayda yapılan anketlere baktığımızda Tayyip yine açık ara öne geçti.
Belli ki Suriye meselesini tepe tepe kullanacak.
Buradan esen rüzgârla yelkenlerini doldurması ve seçime gitmesi sürpriz olmayacaktır.
Belki, önce bir Anayasa değişikliği sonra baskın seçim…
Yani, 2025 memleketin geleceği açısından kritik bir yıl olacak. Hayat memat meselesi diyelim. Seneye bu vakit elimizde bu şekli ile bir memleket kalmayabilir.
Görünen köy kılavuz istemiyor.
Ama enseyi karartmak yok.
"Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim" diyen büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sözüyle yazımızı bağlayalım, 2025’in hepimize öncelikle sağlık, mutluluk, refah getirmesini temenni edelim; yeni yılda yurdum insanının aklının artık galebe çalmasını, memleketin önündeki tuzakları görmesini ve kurucu değerlere sahip çıkmasını dileyerek yazımıza noktayı koyalım.
Çok Okunanlar
Polis memuru eşi tarafından tabanca ile başından vurularak öldürüldü
MHP'nin Öcalan formülü ortaya çıktı
Katillerle görüşmek 'Siyasi Alçalmadır'
BEDAŞ 6 Ocak'ta İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Philip Morris sigara grubuna zam
Çikolatalardaki büyük tehlike: Bakanlık usulsüzlük yapan firmaları açıkladı!
Cezalar arttı tutuklama kararları geliyor
Ankaralı Turgut'un kızları arasında mezarlık krizi! 'Babamız' olarak değiştirdi
Hakan Çalhanoğlu ilk 11'de mi? Milan-Inter maçı ne zaman, saat kaçta?
Uzak Şehir bu akşam var mı? Yeni bölüm yayınlanacak mı?