Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
46,8469
Dolar
Arrow
40,5798
İngiliz Sterlini
Arrow
54,2381
Altın
Arrow
4339,0000
BIST
Arrow
10.642

'Aklıevvel'

Özgür Özel, CHP’nin Meclis'teki 'Abdullah Öcalan Komisyonu'na katılmasına itiraz edenlere “aklıevvel” demiş.

Şaşırdık mı, hayır.

Daha önce kendisine muhalefet edenlere “korkaklarla, özgüvensizlerle işimiz yok” sözleriyle çıkışmıştı.

Memleketin uçuruma doğru hızla savrulmakta olduğunu görüp uyaranlar, nasıl korkak ve özgüvensiz oluyorsa,  artık orası kuvvetle izaha muhtaç!

Son dönemde ayağını frenden çekmekle kalmadı, zihni ve dili arasındaki kontrolü de kaybetti.

Belli ki çok kızgın.

Haklılığından değil, tam aksine kendisine yönelik eleştirilerin son derece isabetli olduğunu bildiği için atarlanıyor; itiraz edeni paylıyor; bağırıyor, çağırıyor; kaşını kaldırana ağzına geleni söylüyor.

Bu yalpalamalarının sonunun hayra alamet olmadığını hissediyor sanki.

Mesela, 1 Ağustos'ta, “Komisyona katıldık ki, bu komisyon şeffaf ve halka açık olsun, amacımız bu” dedikten sadece bir hafta sonra Abdullah Öcalan Komisyonu'nun halka kapalı ve gizli bir şekilde toplanmasını onaylayıverdi.

Çok mu zordu, “Halktan saklayacak bir şeyimiz yok. Ya toplantılarda gizlilik kararı olmaz ya da biz bu işte yokuz” demek.

Oysa daha üç gün önce “Orada olursak olanları halka aktarabiliriz” diyorlardı.

Yurdum insanına verdikleri bütün sözler böylece yalan oldu. CHP'nin fonladığı haber kanallarında vaziyeti kurtarmak için her akşam on takla atıyorlar.

Ama ne yaparlarsa yapsınlar, iktidar kilidi vurdu; toplantıda konuşulanlar 10 yıl gizli kalacak, tutanakları kimseye verilmeyecek.

Sonra “Orada İçişleri Bakanlığı, MİT bilgilendirme yaptı, devlet sırlarının gizli tutulması gerekiyordu” diye bir bahane ortaya attılar.

Sanki çocuk kandırıyorlar.

DEM'cilerin olduğu komisyonda ne gizli kalabilir ki!

Daha kapıdan çıkar çıkmaz, noktasına virgülüne kadar hem İmralı'ya hem de Amerika'ya naklen yayın yapacaklardır, kimsenin kuşkusu olmasın.

Amerika'nın Ankara'daki Büyükelçiliği fazla mesai yapmaya başlamış bile.

Ez cümle ne olup bittiğini Abdullah Öcalan bilecek, Amerika bilecek ama iş yurdum insanına geldiğinde “kusura bakma” diyecekler.

Biz de bunu yiyeceğiz, yok öyle üç kuruşa beş köfte...

“Kimse CHP'nin içinde olduğu komisyondan korkmasın, olmadığı yerden korksun...” lafı bir güzel gümbürtüye gitti.

Özgür Özel, attığı zaman mangalda kül bırakmıyor ama iş CHP'nin ilkelerini, Cumhuriyetin kurucu felsefesini temel alan bir siyasi pozisyon takınmaya geldiğinde balyemez topundan fırlayan ateşi yarıda kalmış fos bir gülle gibi düşüveriyor.

Çünkü gerçekte böyle bir derdi yok.

Açık açık yazalım.

En az Cumhur İttifakı ve DEM'ciler kadar bu ihanet sürecinin içinde olmaktan yana. Kolayını bulsa, Abdullah Öcalan'la öpüşüp koklaşmaktan çekinmeyecektir. İstim üstündeki CHP seçmenini daha fazla kızdırmak şimdilik işine gelmiyor. Onun yerine mitinglerde topladığı kalabalıklarla kendisine meşruiyet arıyor.

Hemen  “Hani ya da benim elli dirhem pastırmam” türküsünü terennüm etmeyelim, yurdum insanını fazla ürkütmeden yemeği bir güzel pişirip önümüze koyacaklar.

Atı alan Üsküdar'ı geçecek. Bir de bakacağız ki Abdullah Öcalan'ın istediği yasalar CHP'nin de onayıyla komisyondan çıkmış, “tavsiye teklif taslakları” hızla Meclis'e gelmiş... Ve mutlu son!

Sadece Özgür Özel değil, Ekrem İmamoğlu da bu emperyalist projeye kenarından köşesinden dahil olmak için can atıyor. The Economist’e yazdığı makale vahimden de öte...

Her ikisinin bu ihanet sürecine teşne olmasından anlıyoruz ki, emperyalizm muhalefeti tamamen etkisi altına almış.

Proje genel başkanlar, proje cumhurbaşkanı adayları...

Ne yazık, partinin içinden güçlü bir itiraz sesi yok. Milletvekilleri, il, ilçe başkanları, delegeler, partililer sessiz sedasız seyretmekle yetiniyor. Haftada üç gün, “İmamoğlu aradaki farkı açıyor” diye uydurma bir iki anketi piyasaya sürdüler mi aykırı sesleri de kısıyorlar, olup bitiyor.

Anlaşılan, birileri kulaklarına “Amerika'nın gözüne girmeden iktidar olamazsınız” diye fısıldamış.

Bunun yolu belli: Kürtçülerle kayıtsız şartsız işbirliği...

“Türkiye Cumhuriyeti'ni, kurucu partiye yıktıracaklar” diyenleri haklı çıkarmak için ellerinden geleni yapıyorlar diyerek yazımıza noktayı koyalım.