Aynı anda bütün düğmelere basmaya başladı.
CHP’li belediyelere operasyonlar, İmamoğlu’na peş peşe açılan soruşturmalar, Ümit Özdağ’ın tutuklanması, Hüseyin Baş’a verilen gözdağı;
Dahası, milyar dolarlık yerli dizi sektörüne çökmek için sonsuz “bahane” kaynağı Gezi’den medet umma halleri, ağzını açanı susturma, sözüm ona muhalif vekilleri, belediye başkanlarını transfer etme, sosyal medyadan suç üretme gayretleri;
DEM’le, İmralı’yla, Kandil’le sessiz sedasız yürütülen temaslar!
Haber kanalları neredeyse “son dakika” geçmekten yoruldu.
Freni patlamış kamyon misali yokuş aşağı büyük bir hızla gidiyoruz.
Memleketin sonunun büyük bir felaket olacağını görmemek için kör olmak lazım.
Ancak, geri vitese takmaya, tornistan etmeye hiç niyetli değil.
Öyle bir noktada ki buradan geri dönüşü yok.
Vurdukça vuruyor, kırdıkça kırıyor. Gıkını çıkarının ümüğüne çökmek için aportta bekliyor.
Milet neredeyse gölgesinden korkar oldu.
Şimdi, altın vuruştan önce mıntıka temizliği yapıyor ki, önünde kayda değer hiçbir engel kalmasın!
Bütün derdi, emri hak vaki olana kadar o koltukta oturmasını, kurduğu rejimin kendisinden sonraya kalmasını sağlayacak bir Anayasa değişikliği…
Referanduma gitmeden meseleyi Meclis’te çözmenin hesabında. Orada ayağı takılırsa, kendisiyle beraber kurmak istediği sistemin de iskambil kâğıdından yapılan kule gibi yıkılacağının farkında.
Bu riski göze alması mümkün değil.
Tabii, DEM’e muhtaç ama diğer yandan işine de geliyor. Mesela, Anayasa’dan Türk ifadesinin çıkarılması, anadilde eğitim düzenlemesi, etnik ve dini kimliklere atıf yapılması, Neo Hamidyen rejimin güvencesi olacak.
Aynı zamanda AKP’yi bugüne kadar iktidarda tutan İslamcı Kürtlerin de arkasında hizalanmasını sağlayacak.
Bunları tereyağından kıl çeker gibi halletmenin çok kolay olmadığını biliyor.
İşte zurnanın zırt dediği yer burası!
Toplumun azımsanmayacak kısmında giderek artan tepkinin hiç ummadık bir yerden patlamasından, sorasında bunun kartopu misali büyümesinden, bir çığ haline gelmesinden, kendisinin ve rejiminin bunun altında kalmasından korkuyor.
İhtimal sanki bir karabasan!
Bilinçaltında Gezi’ye duyduğu nefret buradan kaynaklanıyor olmalı!
Mıntıka temizliğindeki amaç, işte bu kartopunu çığ haline getirme potansiyeli olan siyasi figürleri etkisizleştirmek, muhalefet bayrağını taşımak isteyenlere gözdağı vermek, sosyal medya cengâverlerinin yüreğine korku salmak!
Böylece yurdum insanı kuzuların sessizliğine bürüneceği için istediklerini gayet güzel biçimde halledebilecekler.
Eğri oturup doğru konuşmakta yarar var.
Ne Özgür Özel ne Ekrem İmamoğlu ne Mansur Yavaş ne de Müsavat Dervişoğlu, iktidara ve “yeni paradigmasına” karşı önemli bir tehdit.
Bunlar, milyonları peşine takıp, hak, hukuk, adalet arayacak, yurdum insanını içine düştüğü bu bataklıktan çekip çıkaracak, cumhuriyet değerlerini yeniden tesis edebilecek karizmaya ve potansiyele sahip isimler değil.
Parmağını şıklatsa, Özgür Özel’in karşısında el pençe divan duracağından emin. Kaldı ki, ne zaman yumuşama, ılıklaşma filan dedi; çakma solcular, Kürtçüler ve besleme foncular gibi “Türkiyeli”dedi, o vakitten beri ne güvenirliği kaldı ne inandırıcılığı.
Bundan sonra ağzıyla kuş tutsa faydası yok.
İdeolojik berraklık desen, ara ki bulasın!
Herhangi bir ideolojisi var mı da berraklık arayalım… Bu da cevaplanması gereken bir başka soru!
Devlet Bahçeli, “Apo gelsin, Meclis’te konuşsun” dediği zaman, tuzluğu eline alıp koşan bizatihi Özgür Özel’in kendisiydi.
Ekrem İmamoğlu’nun ise bir sıkımlık siyasi canı var. Kim ne derse desin, tipik bir “Laz müteahhit…”
İktidara karşı haddini aştığı zaman, soruşturma dosyasını pat diye kafasına vuruveriyorlar. Siyasi hayatı, mahkemenin vereceği bir karara bakıyor. Böyle bir durumda CHP örgütü arkasında durur mu ya da ne kadar durur, orası meçhul!
Mansur Yavaş’ın kitleleri peşinden sürükleyecek karizması yok. Konuşmadığı zaman prim yapsa da ağzını açtığında batırma ihtimali çok yüksek.
Müsavat Dervişoğlu ise sesini sadece kendi çevresine duyurabiliyor.
Gelelim Ümit Özdağ ile Hüseyin Baş’a…
İkisi de iktidar için ivedilikle bertaraf edilmesi gereken birer “tehdit”.
Dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışalım!
Zafer Partisi, yerel seçimde kayda değer bir başarı yakalayamamıştı ama Ümit Özdağ’ın, iktidarın DEM’cilerle yaşadığı balayına 5 Ocak’ta “Sürecin şu noktasına, bu noktasına değil, biz sürecin kendisine karşıyız ve açıkça da söyledik, bu süreci baltalayacağız diye” şeklinde gösterdiği tepkiyle sarayda alarm zilleri çalmaya başladı.
Ümit Özdağ, Özgür Özel'in yapamadığını yaparak, yeni paradigmaya karşı ilkesel bir tutum takınmıştı. Kürtçülerden üç, beş oy devşiririm diye Abdullah Öcalan'ı ve PKK'yı meşrulaştıracak bir yaklaşım içine girmemişti. Lafı ağzında gevelemeden açık ve net bir siyasi pozisyon almıştı.
Sözlerinin halkta fazlasıyla karşılığı olduğunu biliyordu.
İki hafta sonra Antalya’da yapılan mitingde, kartopunun çığa dönüşebileceğini fark ettiler.
Vatan, millet diyerek damardan girdiği vakit yurdum insanının üzerindeki ölü toprağını atması ihtimali ortaya çıkabilirdi.
Sadece kendisine milliyetçi diyen kesim değil, aradığı ideolojik berraklığı, açıklığı, Cumhuriyet değerlerinin savunuculuğunu CHP'de bulamayanlar, İyi Parti’ye bir türlü güvenemeyenler, pusulalarını Ümit Özdağ’a çevirmeye başlamışlardı.
Oyunun daha başlamadan bozulmasına neden olabilirdi.
İktidar, bu riski göze almadı.
Hızlıca harekete geçti, nasıl ki Selahaddin Demirtaş, “Seni ‘Başkan’ yaptırmayacağız” dedikten sonra içeri atılmıştı, Ümit Özdağ da “Bu süreci baltalayacağız” sözlerinin ardından cezaevinin yolunu tuttu.
Hüseyin Baş’ın ise şimdilik kulağını çekmekle yetindiler. İktidarın tabanında etkisi olduğundan, attığı her adımı dikkatlice takip ediyorlar.
Ezcümle, Türkiye kritik dönemeçte…
Bundan sonrasına dair ne gibi planlamalar var, Ankara'nın derin mahfillerinden bilgilerle bu sorunun cevabı için perşembe gününe randevu verip yazımıza noktayı koyalım.
Çok Okunanlar
Ayşe Barım'ın WhatsApp mesajları ortaya çıktı
Erdoğan ne yanıt verdi? Kabinede büyük değişim
Yüksel Güran'ın cezaevindeki talebi şaşırttı
Erken seçim çağrılarının ardından ilk anket sonuçları belli oldu
Ahmet Türk'ün torunu Hüseyin Reber Türk silahlı saldırıda öldürüldü!
Trump 2 milyon devlet memurunu işten çıkartacak
İsmail Küçükkaya'dan Fatih Portakal'a tepki
BEDAŞ 29 Ocak'ta İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Ticaret Bakanlığı’ndan e-ihale ile araç satışı: Gümrük satışları başladı
29 Ocak günlük burç yorumları: Yeni Ay’ın getirdiği değişimler!