Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,7146
Dolar
Arrow
34,8403
İngiliz Sterlini
Arrow
44,5397
Altın
Arrow
3015,0000
BIST
Arrow
10.057

Ceket meselesi...

Muhtemelen aralarında şöyle bir konuşma geçmiştir:

- Buket, gız... Beğendin mi yeni ceketimi.

- Allah seni bildiği gibi yapsın Özgür. Nereden buldun bu ceketi. Yoksa Reis'in hediyesi mi?

- Yok valla, ben aradım buldum!

- Naapçan o ceketle, valla senin partililer seni tefe koyar.

- Koyarsa koysun. Seçimden birinci çıktım ya, istediğim her şeyi yaparım. Beni merak etme,  Yılmaz Özdil'in ağzının payını nasıl verdiysem, onların da ağzının payını veririm. Hem benim Binali'den, Abdullah'tan Ahmet'ten neyim eksik. Onlar giyer de ben giyemez miyim?

- Giyersin tabi canım. Ama çakma Tayyip gibi olmuşsun. Biraz boydan kaybediyorsun.

- Önemli değil, topuklu giyerim, vaziyeti kurtarırız. O değil de, Tayyip Bey şimdi bana bir aferin der mi?

- Der, der... Devam et sen böyle, saçına wax sürmeyi de ihmal etme. Seni pek bir havalı gösteriyor.

- Görüşürüz, hadi bayyyy

Şaka bir yana, CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturmasından ve yerel seçimlerin ardından sergilediği hal ve tavır gerçekten konusunun uzmanı psikologların, siyaset psikolojisi çalışanların ve hatta siyasetle ilgili psikiyatristlerin izahına muhtaç.

CHP seçmeninde ve AKP'den kurtulmak için CHP'li olmadığı halde sandıkta mührü Altıok'a basan kim varsa, büyük hayal kırıklığı yaşıyor. Sadece sosyal medyaya baksa kendisine yönelik tepkinin büyüklüğünü görür.

Yumuşama, normalleşme diyerek Cumhuriyetin kurucu partisini, Cumhuriyet düşmanı bir zihniyetin kıçına yamamaya çalışıyor.

Yeri gelmişken soralım, yerel seçim öncesi çıkıp açık açık “Yumuşama ve normalleşme ayağına Tayyip'in dümen suyuna gireceğim” deseydi acaba 31 Mart'ta CHP sandıktan birinci parti olarak çıkabilir miydi? Sert muhalifmiş gibi yaptı, bağırdı çağırdı, oyları kaptı; sonra gitti iktidarın peşine takıldı.

Israrla erken seçim isteyip Tayyip'i baskı altına almak  yerine, “Biz erken seçim fırsatçılığı yapmıyoruz” diyerek iktidarın 31 Mart'ta yaşadığı hezimeti unutturmasını sağladı. Selam-ı Şahane'ye mahzar olmanın verdiği mutlulukla sağa sola gülücük dağıtırken, iktidar vergi kazığının ucunu sivrilttikçe sivriltti.

Devam edelim.

Daha önce, Özgür Özel'in Tayyip'i sandıkta mağlup etse bile zihninde bir türlü aşamadığını yazmıştım.

2011 yılında milletvekili olduğu zaman Tayyip'in 9 yıldır Başbakan olduğunun altını çizmiş, o günden bugüne Zat-ı Şahanelerinin gölgesi altında siyaset yaptığını söylemiştim.

Bu durumun bilinçaltında derin iz bıraktığını, kargadan başka kuş, Tayyip'ten başka “güçlü lider” tanımıyor olmasının altında söz konusu eziklik duygusunun bulunduğunu dile getirmiştim.

Sonrasında CHP'li arkadaşlar yazdıklarımı biraz olsun anlayıp anlamlandırma zahmetine girmeden bana yönelik ağır bir salvo atışına geçmişlerdi.

Aklı selim sahibi olanlar, “Biraz zaman verelim. Taç giyen baş akıllanır” diyerek yazılarımda fazla yüklenmememi telkin etmişti.

Biz bunları konuşaduralım Özgür Özel son noktayı koydu.

Yıllarca Tayyip'le özdeşleşmiş, siyasal İslamcıların sembolü haline gelmiş, Abdullah Gül'den, Binali Yıldırım'a, Hakan Fidan'dan Ahmet Davutoğlu'na kadar kendisine öykünen kim varsa üstüne geçirdiği mavi ekoseli ceketi giyip kameralara şöyle afilli bir poz verdi.

Sonrasında çarşı karıştı.

Sosyal medya coştu.

Tayyip'in ceketini bilerek mi giydi, bilmeden mi giydi diye tartışmalar aldı yürüdü.

Açık açık yazalım, Özgür Özel iktidar karşısında bir türlü üstesinden gelemediği siyasi eziklik duygusunu aşabilmek için karşı mahallede ne varsa - ki buna Tayyip'in ceketi de dahil – öykünüyor.

Seçmenine normalleşme diyerek yutturmaya çalıştığı iktidara yaranma çabasının altında da bu var.

Eğer, beriki mahallede insanların gözlerinden ateş çıkarcasına baktığı o mavi ekoseli ceketi giymekte beis görmemişse, CHP'nin bütün yönetici kadrosu külahını önüne koyup düşünmeli.

Siyasetin artık semboller üzerinden yürüdüğü, imajın, şeklin şemalin siyasette hiç olmadığı kadar belirleyici hale geldiği bir dönemde bu ve benzeri hataların özrü olamaz.

Olmamalı.

Kendisini bu konuda uyarmayan danışman kadrosunu acilen gözden geçirmeli.

Çıkıp, “Bilerek ve isteyerek giydim, ne var bunda” filan demeye kalkarsa o zaman işin rengi değişir.

Kendisini öyle ya da böyle Tayyip ile özdeşleştirip bundan siyasi bir getiri bekliyorsa, bu en büyük yanlışı olur. Yurdum insanı, ‘Çakma Tayyip’ der, gider oyunu ‘Asıl Tayyip’e verir.

Özgür Özel de CHP seçmenini kaybettiği ile kalır.

Eğer ceketini giyip Tayyip'e hoş görünmek gibi bir muradı varsa, hiç umutlanmasın. Öbür mahallede alay konusu olmaktan öte gidemez.

Yazıyı bağlamadan, Yılmaz Özdil meselesine de değinelim.

Özgür Özel, sadece Tayyip'in ceketini giyerek değil, Yılmaz Özdil'e ilişerek de siyaseten tökezledi.

Durduk yere ve hatta yalan yanlış bilgiler üzerinden CHP tabanına son derece yakın olan duayen bir gazeteciye linç girişimi başlattı.

Ankara'nın Ulus Meydanı’nda darağacı kurmadıkları kaldı!

Günde beş vakit, küfre varan ve hatta bir tane bile iktidar destekçisi gazeteciye gösteremedikleri tepkiyi, sadece eleştiri hakkını kullanan Yılmaz Özdil’e nefret olarak kustular.

Yerel seçim başarısının kendilerine kutsal bir kalkan görevi sağladığını düşünmüş olacaklar ki gelecek tepkiyi göz ardı ederek salvo atışına geçtiler. Tıpkı iktidarın beriki mahalledeki gazetecilere yaptığı gibi.

Bunun son derece şaşırtıcı, düşündürücü ve kaygı verici olduğunun altını bir kez daha kalın kalemle çizelim.

Yazıyı bağlamadan önce CHP'nin her fırsatta sözünü ettiği Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğünün kapsamını çizen 10. Maddesinin 2. Fıkrasındaki şu cümleye ayrıca dikkat çekelim:

“Sadece lehte olduğu kabul edilen veya zararsız veya ilgilenmeye değmez haber ve düşünceler bakımından değil, aynı zamanda aleyhte olan, çarpıcı gelen veya şok edici ve sarsıcı haber ve düşünceler bakımından da söz konusudur!”

Değerli CHP Genel Başkanı ve CHP'li yöneticiler; eğer gerçekten demokrasiye, demokrasinin evrensel ilkelerine inanıyorsanız, ne kadar ağır olursa olsun, size açık bir hakaret söz konusu olmadığı sürece eleştirilere tahammüllü olacaksınız. AKP'lileşmek sizi iktidara taşımayacağı gibi, elinizdeki seçmeni de sonsuza dek kaybetmenize neden olur, diyerek yazımıza noktayı koyalım.