Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,5012
Dolar
Arrow
34,1719
İngiliz Sterlini
Arrow
44,8371
Altın
Arrow
2889,0000
BIST
Arrow
8.964

CHP'yi babasının çiftliği sanıyor

Özgür Özel, CHP'nin 31 Mart'taki tarihi zaferini hezimete çevirmek için elinden geleni ardına koymuyor.

Kılıçdaroğlu'nu mağlup ettiği kurultay sonrasında yurdum insanının kendisine açtığı krediyi büyük bir hızla tüketmekte.

Ancak bunun pek farkında değil.

Kendisini Kaf Dağı'nın tepesinde görüyor olmalı.

Adeta hayal dünyasında yaşıyor.

Seçmenin hassasiyetini, kaygısını ve hatta tepkisini görmezden gelirken her geçen gün gerçeklikten koptuğuna şahitlik ediyoruz.

Güya seçmen “Normalleşme” siyasetini destekliyormuş.

Ya hiç dışarı çıkmıyor ya da çevresindeki şakşakçı tayfa yalan yanlış bilgilerle kendisini fena halde dolduruşa getiriyor.

Sokakları şöyle bir dolaşsa yurdum insanının, özellikle de 31 Mart'ta CHP'ye oy veren seçmenin adeta burnundan solumakta olduğunu görecek.

Belli ki işine gelmiyor.

Hangi araştırmaya dayanarak bu sonuca vardı bilmiyoruz ama son dönemde yapılan bütün anketler CHP oylarının hızla eridiğini gösteriyor.

Mesela, PİAR'ın Ekim 2024 tarihli araştırması, Özgür Özel'i yalanlıyor.

31 Mart'ta CHP'ye oy verenlere “Normalleşme siyasetini destekliyor musunuz?” diye sormuşlar. Katılanların yüzde 65.9'u “hayır” cevabını vermiş.

Destekleyenlerin oranı ise yüzde 27,5'te kalmış.

Genel Başkanlık performansını“Başarılı” bulanların oranı sadece yüzde 12.5, “Başarısız” diyenlerin oranı ise yüzde 63.4 çıkmış.

Peki, CHP'ye oy veren seçmen, Özgür Özel'in Meclis'te Tayyip'i ayakta karşılaması hakkında ne düşünüyor?

Ankete katılan 10 kişiden sadece biri “Olumlu” görüş beyan etmiş. Dörtte üçü ise “Olumsuz”karşılamış.

“Yarın seçim olsa kime oy verirsiniz” diye yapılan araştırmalarda da CHP'nin ikinci sıraya gerilediği anlaşılıyor.

Hatta, kararsızlar dağıtıldıktan sonra AKP'nin dört puan öne geçtiği görülüyor.

Kendisi açısından ahval ve şerait pek namüsait bir mahiyette tezahür ediyor olmasına rağmen Tayyip'in karşısında el pençe divan durmasını, iktidara ılıklaşma gayretlerini, son olarak da Meclis'e gelişinde ayağa kalkarak karşılamasını tenkit edenlere esti, yağdı, gürledi.

Sanki, 2018'de Tayyip Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Meclis'teki yemin töreninde ayağa kalkmayacaklarını söyleyen, “Yargı ve yasamanın yürütme karşısında ayağa kalkması kuvvetler ayrılığına aykırıdır. Bir partinin genel başkanı, tarafsızlığını yitirmiş cumhurbaşkanı karşısında ayağa kalkmayız” diyen kendisi değilmiş gibi dün yine çıktı yurdum insanının aklıyla alay edercesine evlere şenlik bir açıklama yaptı:

“Sayın Erdoğan'ın şahsına değil, Cumhurbaşkanlığı makamına ve onu seçen seçmenlere saygımızdan ayağı kalktık. Buna karşı en ufak bir pişmanlığım yok”

Bu cümlelerle bir güzel sıvadı ve sonrasında, “Kaybediyorsak ben kaybediyorum. Bedeli ben ödeyeceğim, hesabı ben ödeyeceğim” diyerek üzerine tüy dikmeyi ihmal etmedi.

Bu açıklamalarını neresinden tutarsak tutalım elimizde kalıyor.

İnanılacak gibi değil ama cumhuriyetin kurucu partisini babasının çiftliği sanıyor.

CHP önümüzdeki seçimde hezimete uğrarsa kaybedecek olan sadece kendisi değil; kaldı ki kendisinin de ne kadar kaybedeceği tartışılır!

Seçim sonrasında koltuğunu bıraksa bile öncesinde kendi adını milletvekili listesinin birinci sırasına yazacağından nasıl olsa yeniden Meclis'e girecek, ballı vekil maaşını almaya devam edecek.

Yani, bugünkü konforunu üç aşağı beş yukarı koruyacak.

Diyelim, İmamoğlu ve Yavaş'ı ekarte edip Cumhurbaşkanı adayı oldu ve kaybetti. O zaman da vekilliği boyunca Ankara'da yaptığı dünyalığını afiyetle yemek için en kötü ihtimalle Manisa'ya dönecek, beyaz gömleğini giyecek, Eczanesi'nde aspirin satmaya devam edecek.

Olan yine bize olacak.

Açık açık yazalım. Böyle bir durumda asıl kaybedecek olan Türkiye'dir, mevcut iktidar yüzünden açlıkla, yoklukla boğuşan, karnını doyurmanın derdinde olan on milyonlarca insanımızdır.

Yani Özgür Özel değil.

Altını kalın kalemle çizelim.

Bugünkü zihniyet önümüzdeki seçimi de alırsa, şimdiki haliyle ortada bir memleketimizin kalmayacağını görmek için kahin olmaya ihtiyaç yok.

Türkiye, orta çağ karanlığı içinde, cehaletin iliklerine, kemiklerine kadar işlediği, kadınları ve çocukları fütursuzca katledilen, İslamcı oligarşinin acımasızca sömürdüğü bir memleket haline gelecek.

Yazıyı bağlamadan önce Özgür Özel'in şark kurnazlığına ayrıca işaret edelim. Çünkü bugün bu kadar fütursuzca hareket etmesinin arkasında, şark kurnazlığı ile elde ettiği başarı var.

Eğer, kurultay öncesinde, ben Genel Başkan olduğumda Tayyip'in karşısında el pençe divan duracağım deseydi ya da yerel seçim sürecinde, CHP birinci parti çıkarsa iktidara ılıklaşacağım mealinde propaganda yapsaydı acaba başarılı olabilir miydi?

Seçmen, iktidarla hakkıyla mücadele edeceğini düşündüğü için kendisine oy verdi.

Hani, Meclis'te sözüm ona Hulusi Akar'a bir güzel ayar vermişti ya, yurdum insanı “Hulusi'ye böyle yapıyorsa, iktidara da ağzının payını verir” düşüncesiyle gitti mührü CHP'nin üstüne bastı.

Ama sonuç ortada.

Özgür Özel ve yakın çevresindeki şakşakçıları artık ne yaparlarsa yapsınlar ak sakallı tarih babanın defterinde CHP'nin başına geçmiş en basiretsiz siyasetçiler olarak yer alacaklar, diyerek yazımıza noktayı koyalım.